Gilad Atzmon

Senaryo yazarı ve komedyen Larry David, çok izlenen TV (hiciv) programı "Curb Your Enthusiasm"da Amerikan Yahudi kimliğine cesur bir şekilde yaklaşıyor. Beşinci sezonda (2005) organ bağışı konusunu ele almış David: Ayrıksı bir Amerikalı ve bencil bir Yahudi'yi oynayan David ciddi bir ikilemle karşılaşır. En iyi arkadaşı Richard Lewis (bir diğer Yahudi komedyen), akut böbrek yetmezliğinden muzdariptir. Hayatı bir böbrek bağışına bağlıdır ve tahmin edileceği üzere Larry David organ bağışı yapacak en uygun kişidir. Popüler Amerikan kültüründe nihâi bencil şahsiyet David ise böbreğini bağışlamaya gönülsüzdür. İşi ağırdan alır, özürler bulur ve oyunlar oynar. Sözkonusu olan böbrek olunca, meselenin "icâbına bakacak" konumdaki zengin, Ortodoks bir Yahudi'yle arkadaş olmaya bile çalışır. Velhâsıl, en iyi ve en yakın arkadaşına böbreğini bağışlamamak için elinden gelen herşeyi yapar. Hikaye ilerlerler ve David gerçek ana-babasını keşfetmek için özel dedektif tutar ve öğrenir ki aslında evlatlık alınmıştır. Genetik ebeveyniyle görüşen David yine keşfeder ki tam bir Yahudi değildir. Hıristiyan İskoçyalı bir soydan gelmektedir. Yeni etnik kimliği ve inancından heyecan duymaktadır. Üzerinde çok fazla kafa yormadan, empati kurabilen bir kişi olmuştur. Bencil şahsiyet arkada hiçbir iz bırakmadan gözden kaybolur. Diğer insanları birdenbire önemsemeye başlar.

Anlayışlı, bayıcı şefkatiyle sıradan bir insanoğluna döner. Birkaç sahne sonra David'i yeni ebeveyniyle birlikte Semt Kilisesin'deki Pazar Ayin'inde buluruz. Rahipten "vermenin" aslında "almak" olduğunu öğrendiği yer burasıdır.

David bir saniye bile kaybetmeden herşeyi anlamıştır. Hemen Kilise'den ayrılır ve ilk uçakla Los Angeles'ın yolunu tutar ve dosdoğru hastahaneye gider; aklında tek bir şey vardır: Böbreğini dostu Lewis'e vermek. Organ nakli için hazırlık yapılırken hemşire böbreğini arkadaşına veren David'in fedâkarlığı, hüsn-ü muamelesi ve metin inancı karşısında şaşkınlık yaşamaktadır. Larry David, Hıristiyanlığa geçiş süreci içerisinde o bildiğimiz bencil David değildir artık. Ancak David'e semâdan ilham edilen insani başkalaşma çok uzun sürmez. Aneztezi yapılmıış halde sedye üzerinde ameliyathâneye götürülürken özel dedektif hastahane koridorunda David'e doğru koşmaktadır. "Larry, bir hata yaptım" diye bağırmaktadır: "Evlatlık alınmamışsın." Anesteziye rağmen jetonları hemen düşer. David bir Yahudi olduğunu farkeder. Hıristiyan şefkati derhal kaybolur. Ânında tepkisini verir: O, bir Yahudi'dir ve Yahudiler organlarını başkalarını vermez meğer ki o başkası en yakın arkadaşı olsun. Ağır anestezi altındaki David direnmeye çalışır, uzaklaşıp gitmek ve böbreklerini vermek istemez ancak uyuşturucu yüzünden zayıf düşmüştür. Ameliyathâneye sürülürken geçici gayri Yahudi hüsn-ü muamelesinin kurbanıdır artık.

Larry David'in yukarıdaki sergüzeşt'te verdiği mesaj açıktır. Yahudi olmak bir hâlet-i ruhiyedir. Biyolojik veya genetik değildir. Şefkat ve narsizm arasındaki dönüşüm son derece önemlidir. Handiyse bir seçim meselesidir. Bununla birlikte, sözkonusu olan Larry David olduğunda bir şey açıktır: Yahudiliğe döndükten sonra "vermek" mevzû bahis değildir. Sözkonusu olan David olduğunda, Yahudi, paylaşmayı, bağışlamayı veya vermeyi sevmez.

İnsan organlarını devşirmek

Son haftalarda İsrail'in organ hırsızlığı ve Yahudi organ kaçakçılığıyla ilgili ilginç gelişmelere şâhid oluyoruz. Temmuz ayında, Brooklyn'de yaşayan Böbrek kaçakçısı Levy İzak Rosenbaum, New Jersey'de yakalandı. Federal dava dilekçesinde belirtildiğine göre 10 yıldır yasadışı böbrek ticareti yapıyor. Federal Başsavcı'nın açıklamasına göre savunmasız insanları 10.000 dolara böbreklerini vermeye ikna ediyor ve aldığı böbrekleri 160.000 dolara satıyordu. Temmuz ayında sayıları 30'u bulan bir diğer İsrailli grup Romanya'da tutuklandı. Bu kez insan yumurtası kaçırma suçundan. 18-30 yaş arası Romanyalı kadınlardan 300 dolar karşılığında yumurtalarını almakla suçlandılar. 300 dolara aldıkları yumurtaları 40 kat fazlasına satıyorlardı. Bu hafta başında Alison Weir, İsrail organ kaçakçılığı ve hırsızlığı hakkında sarsıcı bilgiler içeren bir yazı kaleme aldı. Weir, organ hırsızlığıyla ilgili insanı afallatan olayları gün ışığına çıkardı. Ailesinin rızası olmaksızın, hayatta olan bir kişinin kalbinin alındığı bir vakayı ele alarak başlıyor yazısına. Filistinlilerin bedenlerinden çalınan organlar hakkındaki haberleri de anıyor.

Bir hafta önce İsveçli gazeteci Donald Bostrom'un, İsveç'in en büyük gazetesi Aftonbladet'te İsraillilerin organ topladıklarını ifşa etmesiyle İsrail'in organ hırsızlığına yönelen dikkatler daha bir keskinleşti. Bostrom, Filistinlilerin, İsrail'in gençleri tutuklayıp ülkenin organ rezervi muamelesi yapmasından şüphelendiklerini kaydetti.

Venedik'ten Tel Aviv'e

Organ kaçakçılığının niçin bir "Yahudi işi" olduğunu, İsrail devleti veYahudi halkının böylesi iğrenç ve gayri ahlâki ticarete nasıl karıştığı merak edilebilir. Cevap bellidir: İyi bir iş ve bahse değer bir rekabet sözkonusu değil; karaciğer ve böbrek hırsızlığı veya kaçakçılığı üzerinden geçimini sağlamak isteyenlerin sayısı çok değil.

Bir Marksist olmadan, bu durumun materyalist bir izahını yapabilirim: Bazı insanlar hayatta kalmak için büyük paralar ödemeye hazır. Aynı zamanda, bazı insanlar var ki sadece masalarına ekmek koymak için vücud parçalarını vermeye hazırlar. Doğal olarak bu iki mustakil insan grubunun (bencil zenginin ve beş parasızın) biyolojik benzerlik müstesna, çok az müştereği var. Asla karşılaşmayacaklar ve birbirlerine karışmayacaklar. Bir aracı gerekiyor. Hiçbir sınıfa ait olmayan bir tüccar, hiçbir ekonomik üretim zincirinin halkası olmayan bir kişi, ahlâkla bağı olmayan bir kişi, insanlığa ve insancıllığa yabacı bir kişiye ihtiyaç var. Öğrendiğimiz üzere, mükemmel aday bulunmuş. Ve yalnız değiller, Yahudi devleti işi kolaylaştırmak için orada. Teknoloji ve bilgi gibi gerekli vâsıtaları temin için orada. Yahudi aracı, zenginle anlaşabilir, fakirle kolaylıkla başa çıkabilir, yeter ki kazanacağı para olsun, herşeyi yapabilir: Tüccar heryerde tüccardır, ister Venedik, Tel Aviv, Budapeşte olsun isterse New Jersey veya Brooklyn'de.

Ancak fazlası var. Larry David'in böbrek sergüzeştinden öğrendiğimize göre, Yahudi olduğunu yeniden keşfetmeye görsün, organ bağışçılığı topyekûn redde dönüşür. David'in davranışı bazı ezici istatistiklerle desteklenmektedir. Görünüşe göre İsrail diğer ülkelerden organ tedarik eden bir numaralı ülke, hiç değilse çapına göre. İsraillilerin sadece yüzde 3.5'i organ bağışında bulunmuş. İsrail'de organ bağışında bulunanlar Avrupa'dakinin beşte biri kadar ve bu yüzden diğer kültürlerden hayâti organlar alıyorlar. İsrail hükümeti, diğer ülkelere gidip organ satın almak isteyenlere 80.000 dolar vererek yardım ediyor. Aracılar verdikleri hizmetleri İsrail radyolarında ve gazetelerinde reklam vererek tanıtıyorlar.

Kvod Hamet

Yahudilik, bu olağandışı / sapkın durumu biraz aydınlatabilir. Musevilik, esas itibariyle, ölünün vücuduna müdahale etmeyi kesin olarak yasaklar. Ölüye saygının gereği olarak (kvod hamet) bedenin gömülmesini emreder. Ancak bu insancıl ve saygılı yaklaşım yalnızca Yahudiler içindir. Musevilik, "bir Yahudinin hayatını" (pikuach nefesh) kurtarmak için organ bağışını teşvik de ettiğinden dolayı işler biraz karmaşık hâl alır. İkircikli görünen bu şeyin çözümü ise .çok karmaşık değildir. Musevilik, tâkipçilerini organ bağışına karşı gönülsüzlüğe teşvik ederken, diğer insanların organlarının kullanılmasını onaylar hatta teşvik eder. İsrail'in Tıbbi Bilimlerde ileri bir devlet olduğunu akılda tutarak, Yahudi devletinin organ hırsızlığı ve kaçakçılığıyla ilgili tüm bu karanlık işlere yardım ve yataklık etmesi tabîî'dir. Daha ilginç olanı, İsrail'in kendisini laik bir toplum olmasına rağmen, sözkonusu olan organ bağışı olduğunda Yahudiler sanki toplu olarak Tanrı'ya iltica etmeyi tercih ediyorlar gibi duruyor. Asli kimliğinin Yahudi olduğunu farkettiği anda Larry David'in böbreğini bağışlamada gösterdiği gönülsüzlük, Yahudinin dini emirleri titizlikle seçmesine [yani bir kısmını kabul edip bir kısmını reddetmesine] örnektir. Laik Yahudi yeri geldiğinde Ortodoks olur.

Yahudi Folkloru

1980'lerde İsrail'de sahnelenen Ha- Gashash Ha-chiver adlı kabare tiyatrosu, organ bağışı konusunu hiciv yoluyla işlemişti. Komedi oyununda, organ nakli uzmanı Aşkenazi, sırf şöhret uğruna, Iraklı (Yahudi) bir çocuğun hayatını kurtarmak için Kaz karaciğeri naklinde ısrar ediyordu. Sefarad Yahudisi baba ise harab olmuş haldeydi. Bağışlanacak karaciğer Aşkenazi Yahudisinden hatta Yahudi olmayan bir kişiden (Goy) gelecek diye kaygılanıyordu. Söylemeye gerek yok, kazın ciğerinden de öyle pek hoşnut olmadı. Zaman ilerledikçe, Yahudiler toplu halde bu safhayı geçmişler gibi duruyor. Bazı Yahudiler kursaklarından geçecek olan yiyecek hususunda "seçiciyken" (Koşer perhizi) veya çocuklarının arkadaşlık edeceği kişilerin ırk kimliği hususunda bile kaygı duyarlarken, vücutlarına nakledilen organların kökeni hakkında artık daha az kaygı duyuyora benziyorlar. Ahlâki kaygı gütmeksizin tek bir şeyin, dirilerin arasında olmanın kaygısını taşıyorlar sadece.

Bu organ hırsızlığı skandalı bir kez daha kanıtlamıştır ki sözkonusu olan İsrail olduğunda, komşudan nefret etme ölçüsünde kendini sevmek, çağdaş Yahudi felsefesinin tezahürüdür. Günün sonunda, bizi şaşkınlığa garketmemeli. Başka bir halkın toprağında yaşayan ve başka halkın üzüm ve incirini yiyenlerden başka ne beklenirdi ki.


Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın