Büyük Oyun, on dokuzuncu yüzyılın ortalarından yirminci yüzyılın başlarına dek İngiliz İmparatorluğu ile Çarlık Rusyası arasında Orta Asya'da egemenlik kurma üzerine yaşanan rekabete verilen isim. Bu rekabete bu ismi koyan ise 1907'de bastığı Kim romanıyla İngiliz yazar Rudyard Kipling olmuş.
Dönemin iki süper gücü arasındaki Büyük Oyun'un başlangıç tarihi olarak, Rusya ile İran arasında imzalanan (ve Erivan'ın Rus kontrolüne geçtiği) 1813 Türkmençay Anlaşması gösteriliyor. Daha geniş açıyla Yunanistan'ın 1821'de bağımsızlığını kazanması, 1839'daki Baltalimanı Anlaşması, 1853-56 Kırım Savaşı, 1856'da Kars'ın Rusya'nın kontrolüne geçmesi (ciddi anlamda ilk Ermeni hadiselerinin başlaması), 1864'te büyük Çerkes tehciri, 1877-78 Türk-Rus savaşı (ve Rus ordusunun İngiltere'nin ültimatomuyla, İstanbul'un resmen kapısında, Yeşilköy'de durdurulabilmesi), bu arada Romanya ve Bulgaristan'ın da Türk idaresinden çıkması hep Büyük Oyun'un Batı cephesindeki hadiseleri arasında sayılır.
Doğu cephesi
O sırada Doğu cephesinde de büyük hadiseler oluyordu. İngiliz Doğu Hint Kumpanyası, Hindistan'ın neredeyse bütün kaynaklarını ele geçirmişti ve Hintlilerin 1857'deki Büyük Ayaklanması ile 300 küsur yıllık Türk kökenli Babür-Mogul İmparatorluğu'nu yıkmasını destekliyordu. Londra'nın devreye girmesiyle imparatorluk ordusunun kuzeye, Afganistan'a ilerlemesi başladı. Afganistan aşıldığında Orta Asya'nın geniş imkânları da İngiliz İmparatorluğu'na açılmış olacaktı.
Ama bu, Rusya'nın hoşuna hiç gitmiyordu. Orayı arka bahçesi olarak gören Rusya'nın Orta Asya ve Sibirya fethi böylece başladı. Rus ve İngiliz ilerleyişi Afganistan dağlarında kilitlendi.
Büyük Oyun'un ikinci perdesi, Mahatma Gandhi hareketinin başarıya ulaşarak Hindistan'ın İngiliz İmparatorluğu'ndan 1947'de bağımsızlığını almasıyla açıldı.
Ama aynı yıl (İngiltere'ye karşı Türk Kurtuluş Savaşı'na eşsiz yardımda bulunan) Hint Müslümanları ayrılarak Muhammed Ali Cinnah önderliğinde Pakistan'ı kurdular. Pakistan, Sovyetler Birliği idaresinde Moskova'nın kontrolüne yakın duran Hindistan ile Afganistan arasında geniş bir toprak parçası ortaya çıkarıyordu. Hindistan ve Pakistan arasında bugün de ciddi çatışma konusu olan Keşmir sorunu, Büyük Oyun'un bir mirası sayılabilir, Çünkü Alt Kıta'dan Orta Asya'ya geçişin coğrafi anahtarı sayılmaktadır.
Üçüncü perde
Üçüncü perdeyi açan, 1979'da Afganistan'ı işgal eden Sovyetler Birliği idi. Bu işgalin iki sonucu oldu. Birincisi, Sovyetler'in yıkılışı hızlandı. İkincisi, İslamcı silahlı hareketler dünya çapında yükselişe geçmişti.
İslamcı hareketleri silahlandırıp Pakistan üzerinden Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı kullanmak Amerikalıların parlak fikriydi; yol açtığı sonuçları bugün hep birlikte gözleyebiliyoruz.
Bugün Pakistan, Afganistan'daki İslamcı hareketleri desteklememesi konusunda Batı'dan ağır baskı altında. Rakibi Hindistan'a karşı elinde tuttuğu nükleer füzeleri kendisine kalkan yaparak terörist hareketleri desteklemekle suçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Pakistan Cumhurbaşkanı Ali Atıf Zerdari ve Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ile görüşerek, her ikisinin de kendi halklarına karşı durumunu kurtaracak bir çözüme, İstanbul'da toplanacak zirve öncesinde ikna etmeye çalıştı.
Olup bitenleri Büyük Oyun'un yeniden başlaması olarak adlandırmak mümkün ama belki de hiç bitmemişti zaten.