İngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair, Türkiye'nin terörizme karşı mücadelesinin yanında olduğunu ve terörizme karşı birlik olunması gerektiğini söyledi. Dün Ankara'da bir grup Türk gazeteciye konuşan Blair, "Terörizme karşı seferber olmalıyız" dedi. Blair, Irak'ın Kuzey'inden Türkiye'ye yönelik PKK saldırıları konusunda ise şunları söyledi: "Irak'ın kuzeyi ve güvenlik Türkiye için çok önemli. Irak'taki durum genel olarak daha iyiye gidiyor. Ancak bu durumun Türkiye'ye yönelik terörizmin önlenmesi amacıyla da konsolide edilmesi (birleştirilmesi, bütünleştirilmesi) gerekiyor. Bunun için Türkiye, ABD, Irak ve ilgili tarafların işbirliği yapması lazım. İnancım o ki, terörizme karşı birlik içinde olmalıyız."
Blair, önceki gün Ankara'da Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkililerle görüşmeler yapmak üzere gelmişti. Görüşmelerinde İsrail-Filistin sorununa yoğunlaşan Ortadoğu için Dörtlü Girişim koordinatörü sıfatını taşıyordu. Aynı zamanda değişik inanç sahiplerinin birbirini daha iyi tanıması ve bir arada yaşayabilmesi için yeni bir girişim
başlatma zemini yokluyordu.
Özellikle 11 Eylül 2001 olaylarından itibaren Batı'daki Müslüman algısı üzerinde duran Blair, BM'nin Medeniyetler İttifakı girişimine İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte eşbaşkanlık yapan Başbakan Erdoğan ile bu konuyu görüşmeyi özellikle istediğini söyledi. Blair, "Medeniyetler İttifakı güzel bir fikir. Ama bunun içini doldurmamız gerekiyor. Diyaloğu teşvik etmek güzel, ama o diyalogdan bir sonuç çıkarmak gerekir. Bunu nasıl yapacağımızı konuşmak gerekiyor" dedi.
Blair, Ortadoğu ihtilafı ve Türkiye'nin rolü konusundaysa şunları söyledi: "Ortadoğu ihtilafının çözümü için iki önemli konu var: İsrail'in güvenlik ihtiyacı ve Filistin topraklarındaki işgal. Bunlar bölgenin gerçekleri. Anladım ki, çözüm için bölgenin gerçeklerinden yola çıkmak lazım. Türkiye'nin bölgede eşi benzeri olmayan bir rolü var. Suriye ve İsrail diyaloğunu sağlama çabası, her iki tarafça da takdir ediliyor. Gerçi şu anda İsrail'deki siyasi belirsizlik nedeniyle sıkıntı var. Yine de Türkiye'nin üstlendiği bu rol hem Batı dünyası, hem İslam dünyası tarafından izleniyor. Türkiye'nin bir de Filistinliler için yaptıkları ve yapabilecekleri var. Filistinlilerin Türkiye'yi örnek alabileceklerini düşünüyorum."
NOT: Blair ile sohbeti Milliyet'ten Semih İdiz, Sabah'tan Nur Batur ve Today Zaman'dan Kerim Balcı ile birlikte yaptık. MY
Barzani dost mu, düşman mı?
Soru şu iki şekilde daha sorulabilir: 1- Türkiye ile dost mu olması, düşman mı olması Barzani için daha iyidir? 2- Barzani'nin dostluğu mu, düşmanlığı mı Türkiye için daha iyidir?
Her ikisi de kendi içinde cevapları olan sorular. 1- Tabii ki düşmanlık ne Mesud Barzani'nin başında olduğu Kürdistan Bölgesel Yönetimi için iyi değildir. Yalnızca 'PKK için değmeyeceği' bakımından değil. Türkiye'nin Irak Kürtlerinin yüzünü dönmek istediği Batı'ya açılan pencere ve köprü olduğu için de... 2- Tabii ki Barzani'nin dostluğu Türkiye için düşmanlığından daha iyidir. Barzani'nin Türkiye ile dost olduğu 1990'ların ortalarında Türk güvenlik güçlerinin Irak topraklarındaki PKK'yı nasıl gerilettiği hatırlanabilir.
Ardından devam sorularını sorabiliriz: 1- PKK'ya karşı müttefik kazanmak mı, PKK cephesine yeni müttefikler itmek mi Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusundadır? 2- Barzani'yi PKK'ya açık veya örtülü destekten caydırıp PKK'ya karşı müttefik olarak kazanmak nasıl mümkün olur?
Cevap arayalım: 1- Barzani'yi PKK'ya karşı ittifak saflarına kazanmak Türkiye'nin çıkarları doğrultusundadır. 2- Bu sorunun birden fazla yanıtı bulunabilir: 1- Fiziki ve siyasi ABD desteğine karşın Barzani'yi tehdit edip, onu dışlayarak caydırmak ve 'önce tam destek var, sonra dostluğu konuşuruz' çizgisinden taviz vermeyerek, 2- Barzani'yi temsil gücüne sahip bir siyasi varlık ve kişilik olarak muhatap alıp hatalarını tamire ve PKK'ya karşı işbirliğine ikna etmek. Tabii bu ikinci şıkta Barzani'nin (2006 sürecinde olduğu gibi) en kritik anlarda kışkırtıcı açıklamalardan kaçınma şartının içerili olduğunu söylemek gerek.
DÜZELTME: Dün bu sütunda yayımladığımız resimde önde görülen PKK'lı Cemil Bayık
değil, yine aynı ekipten Duran Kalkan'dır.
Bu yanlışlık nedeniyle özür dilerim.-
Kaynak: Radikal