İtiraf edeyim, hükümetin belediye sayısını azaltmasını pek de umursamadım. Belki de bu konuda fazla bilgim olmadığı içindir. Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın belediyelerin kapatılmasına gerekçe olarak açıkladıkları benim için ikna ediciydi; bir mimarı, bir arkeoloğu bile istihdam edemeyen, borçlarını ödeyemeyen, sorumsuzca hareket eden, ellerindeki yetkiyi rant için kullanan ve denetlenemeyen küçük belediyeler... Yönetimde etkinlik ve verimlilik için belki de kapatılmaları gerekiyordu gerçekten.
Ancak son birkaç ayda yolum böyle belediyesi kapatılan dört tane beldeden
geçti. Sokakta tanıyanlar, hemen yolumu kesip şikâyetlerini dile getirdi: Belediyeleri neden kapatılıyordu? Benimle konuşanların yarıdan fazlası Adalet ve Kalkınma Partisi seçmeniydi veya bana öyle söylemişlerdi ama şimdi belediyelerini kapattığı için
Ak Parti'ye karşı öfkeliydiler.
Başbakan Erdoğan'ın bir konuşmasında verdiği bilgiye göre kapanacak olan belde belediyelerinin yüzde 60'tan fazlası zaten Ak Partiliydi. Öyleyse, Ak Parti bu beldelerde ciddi oy kaybına uğrayacaktı.
Şimdi Danıştay'ın ve ardından da Yüksek Seçim Kurulu'nun kararının ardından, fiilen hiçbir belde belediyesinin kapanmasına gerek kalmadı. Yarın sabah dava açan belediye seçime katılma hakkını da elde edecek. Ancak dün gazetelerde okuduğum bir habere göre dava açan belediye sayısı 300'ü anca geçmiş. Oysa 900'e yakın belde belediyesi kapanıyor.
Eğer gazetelerdeki haber doğruysa, kapanması öngörülen belde belediyelerinin sadece üçte biri kapanmama imkânını kullanmaya karar vermiş durumda.
Tabii şimdilik.
Benim bir tahminim var: Ak Parti Genel Merkezi, bugünlerde bütün gücünü
ve etkisini AKP'lilerce yönetilen belde belediyelerinin itiraz davası açmaması yönünde kullanıyor olmalı.
Çünkü bu beldelerde yine bağımsız belediye seçimi yapılacak olursa, AKP'nin pek çok başkanlığı kaybetmesi sürpriz sayılmayacak. Öyle olunca da, seçim sonucunda AKP Türkiye genelinde il genel meclisi oylarında yüzde 47'yi aşmış bile olsa, belki de geçen seçime göre çıkardığı belediye başkanı sayısında geriye düşebilecek.
Kaldı ki genel beklenti AKP'nin il genel meclisi oylarının bırakın geçen temmuzdaki yüzde 47'yi, beş yıl önceki yüzde 42'nin bile altına inebileceği yönünde. Henüz bütün Türkiye'yi kapsayan güvenilir bir anket görmedik ama AKP oylarında bir düşme eğilimi seziliyor.
Eğer öyle olursa, yerel seçim AKP için ve muhalefet için bir 'kırılma anı'nı
temsil edebilir!
Tahmin ediyorum bugünlerde en zor durumda olan insanlar Ak Partili belde belediye başkanları. Acaba sokağın sesini dinleyip nüfus sayım sonuçlarına itiraz davası açmalı ve haksız bile olsalar en azından beş yıllığına daha belediyelerini korumalılar mı, yoksa genel merkezden gelen telkinlere kulak verip hiç dava açmamalılar mı?
İtiraz davası açan belde sayısını dikkatle izlemekte ve seçime katılmaması yasayla emredildiği halde kaç beldenin katılacağını öğrenmekte büyük fayda var.
Belde depremi, galiba sahiden geliyor!
Radikal