Batılı yetkililer ifade özgürlüğüne inansaydı, Ahmedinecad'ın ırkçılık konferansındaki konuşmasına somut kanıtla yanıt verirlerdi

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, ırkçılıkla mücadele konferansının açılış oturumunda yaptığı konuşmasında İsrail'in ırkçılığına ve Batı'nın Yahudi sorununu Filistinlilerin aleyhine olacak şekilde çözdüğüne vurgu yaparak, Batı'nın çifte standart içeren kriterlerini gözler önüne serdi, Filistin halkına ve adil davasına destek verdi.

İran cumhurbaşkanının konuşmasını protesto ederek konferans salonundan çıkan Avrupa heyetleriyse, İsrail ırkçılığına desteklerini ve Filistin halkına karşı yaptığı katliamların yanında yer aldıklarını açıkça göstermiş oldu. Katliamların sonuncusu Gazze saldırısı sırasında yaşandı.

ABD'yse İsrail'in yanında yer alarak, Ahmeninecad'ın açıklamalarını utanç verici olarak niteledi, ancak yerleşim birimleri politikaları, faşist duvar, gelişigüzel tutuklamalar, İsrail uyruklu 1 milyondan fazla Arap vatandaşa Güney Afrika'daki ırkçı rejimin siyah Afrikalı vatandaşlara muamelesinden daha kötü muamele edilmesi gibi iğrenç Siyonist uygulamalara karşı tek söz söylemedi.

İran lideri az bile söyledi...

Ahmedinecad gerçeklerden başka bir şey söylemedi, hatta gerçeğin çok az bölümünü ifade etti. Zira tarihteki en ırkçı rejim olan İsrail, bütün bir halkı komşu ülkelere sürdü. Amerikan yapımı uçaklarla bu insanların izini sürdü, Batı Şeria, Gazze ve Güney Lübnan'daki mülteci kamplarında canlarını aldı. İsrail ırkçı bir devlet ve liderleri Filistin Yönetimi'yle müzakere etmek için Yahudi devleti olarak tanınmayı şart koştu. Bu durum, İsrail nüfusunun beşte birini oluşturan 1 milyon 200 bin Filistinli'nin yaşama hakkının ellerinden alınması anlamına gelir.

Dünya Bankası raporu, İsraillilerin, Batı Şeria'daki toprağın gerçek sahipleri olan Filistinlerden dört kat daha fazla suya erişimi bulunduğunu su yüzüne çıkardı. İşgalci yerleşimciler ekinlerini serbestçe sularken, birkaç metre uzaktaki üç milyon Filistinli susuzluk çekiyor. İsrail faşizmine en belirgin kanıt, aşırı faşist Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın liderliğini yaptığı 'İsrail Evimiz' partisi gibi Arapların kovulmasını isteyen partilerin yer aldığı aşırı sağcı Netanyahu hükümetidir.

Araplar da boyun eğdi
İran cumhurbaşkanı maalesef hiçbir Arap liderinin söyleyemediğini söyleme cesaretine sahipti. Arap heyetleri ve özellikle de Filistin heyeti, ABD ve İsrail'in konferansı boykot etmekten geri adım atmaları ve konferansın çalışmalarına dönmeleri umuduyla, her iki ülkenin baskılarına boyun eğerek kapanış bildirisi taslağından İsrail ırkçılığını kınayan maddelerin çıkarılmasına onay verdi.

Ahmedinecad'ın konuşması sırasında konferans salonundan çıkan Batılı heyetler demokrasi ve ifade özgürlüğüyle ilgili iddialarının yalan olduğunu kanıtladılar. İfade özgürlüğüyle ilgili söylediklerine inansalar, katılımı sürdürür ve İran cumhurbaşkanına ikna edici kanıtlarla yanıt verirlerdi. Fakat onlar, bizzat kendilerinin kurduğu ve masumlara yönelik vahşi uygulamalarının yapısını bildikleri bir devletin ırkçılığının gözler önüne serilmesine yol açacaksa eğer, demokrasi ve insan haklarına inanmıyorlar. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 21 Nisan 2009)

Kaynak: Radikal