Guantanamo'yu kapatma kararı alan Obama, iş Bagram'a gelince esirlere 'habeas corpus' hakkını tanıyan mahkeme kararına bile karşı çıktı
Barack Obama yönetimi, Guantanamo Körfezi'ndeki Amerikan esir kampını kapatma yönündeki memnuniyetle karşılanan taahhüdü sayesinde aldığı övgünün tadını çıkarıyor. Fakat yönetim, iş Afganistan'daki Bagram Hava Üssü'nde bulunan daha büyük ve daha gizemli askeri tutuklama merkezine geldiğinde bu kadar soylu davranmıyor.
Yeni yönetim şubat ayında, haklarında hiçbir suçlama getirilmeden veya avukatlarıyla görüştürülmeden belirsiz bir süre boyunca Bagram'da tutulan esirler hakkında adli inceleme yapılmasına karşı çıkarak, hayal kırıklığı yaratacak şekilde Bush'un Beyaz Saray'ının ayak izlerini takip etti. Yönetim Bagram'daki bazı esirlerin 'habeas corpus' hakkını genişleten bir federal mahkeme kararını temyize götürerek bu hayal kırıklığını daha da artırdı.
Dikkatli biçimde hazırlanmış olan mahkeme kararı, Bagram'daki Afgan kökenli olmayan ve Afganistan dışında yakalanıp altı yıl boyunca yasal süreç işletilmeden tutulan tüm esirlere, Guantanamo'da benzer şekilde tutulan esirlere geçen yıl Yüksek Mahkeme tarafından tanınan federal mahkemelerde dava açma hakkını veriyor.
'Savaş alanı' bahanesi geçersiz
Bagram aktif bir savaş bölgesinde bulunmasından ötürü Guantanamo'daki kamptan farklı. Tarihsel olarak, 'habeas corpus' (yurttaşın keyfi tutuklamalardan ve yargılamalardan korunması ilkesi) yurtdışındaki çatışma bölgelerinde tutulan esirleri kapsamamıştır. Fakat kanıtlar, ordunun esirleri Bagram'a yönlendirmesine yol açan şeyin, Guantanamo'daki tutuklamaların yasal denetime tabi tutulma ihtimali olduğuna işaret ediyor.
Yargıç, yasal gözden geçirmeyi reddetmek için öne sürülen 'savaş alanı' bahanesinin, hükümetin esirleri başka yerlerden getirmesi durumunda ikna edici olmadığına hükmetti. Yargıç John Bates, "Bagram gibi bir yerin etrafındaki savaş alanında yakalananları tutmak bir şey, Afganistan'daki herhangi bir çatışma sahasından çok uzakta, yabancı ülkelerde insanları tutuklamak ve bunun ardından, Anayasa'nın ulaşamayacağı söylenebilecek bir savaş alanına getirmek başka bir şey.
Bush'un politikası ölümsüzleşmesin
Verdiği kararı yaklaşık 600 esirin sadece 30'unun durumunu ele alsa da yargıç Bates, bir kişinin 'düşman savaşçı' olarak doğru bir şekilde damgalanıp damgalanmadığını tespit etme sürecinin, Yüksek Mahkeme'nin Guantanamo için yetersiz bulduğu süreçten bile 'daha az gelişmiş ve hatalara daha yatkın' olduğuna karar verdi.
Bu, şu an Bagram'da tutulan bütün esirleri etkileyen türden daha kapsamlı bir yasal süreç sorununa işaret ediyor.
Uluslararası ve askeri hukukla uyumlu, adil bir gözden geçirme sürecinin yokluğunda, Bagram'daki herkesin orada olmayı hak ettiği konusunda içimizi rahatlatacak sebep yok. Yönetimin enerjisini haddinden fazla idari yetkiyi 'geri dönüştü-ren' ve Bush'un esir alma politikalarını ölümsüzleştiren bir temyize harcamak yerine, böyle bir süreci başlatmaya odaklan-ması gerekiyor. (Başyazı, 13 Nisan 2009)
Kaynak: Radikal