İrlandalıların oyu sayesinde, Avrupa Birliği, 10 yıllık eski bir tartışmayı sonuçlandırmayı ve durumu daha ivedi hale getiren küresel ekonomik krizin engelini kaldırmayı başarıyor.

Çin'in ve yeni ortaya çıkan başka büyük güçlerin artan rolü üzerine yeni dünyada bir yönetişim inşa edilirken Avrupa artık birlikte hareket etmeme lüksüne sahip olamaz. Eğer ülkelerimiz varlıklarını sürdürmek ve uluslararası sahnede çıkarlarını savunmaya devam etmek istiyorlarsa, güçlerini birleştirmek ve Lizbon Antlaşması sayesinde mümkün olabildiğince istikrarlı ve güvenilir kurumlarla donanmak zorundalar. İrlandalıların durumundaki değişim oldukça ilgi çekicidir. İrlandalılar 16 ay içinde görüşlerini radikal bir biçimde değiştirdiler. Geçen referandumdaki % 53,4 hayır oyunun etkisini son referandumdaki % 67,13'e ulaşan evet oyları silip süpürdü. Bu beklenmedik sonuç, ekonomik buhranın doğurduğu bilinçlenme hakkında bize çok şey söylüyor: Avrupa, yurttaşlarını dünyadaki sarsıntılardan koruyabilir. Avrupa'nın yeniden başlayabiliyor olması harika bir şey. Ancak bu aynı zamanda yeni ve ağır bir sorumluluktur. Kurumsal engel artık bir bahane olamayacak. Yöneticilerimiz gelecek on yıldaki Avrupa'yı biçimlendirecek olan kararları almak için gerekli vasıtalara sahip olacaklar. Artık iyi tercihte bulunmak onlara kaldı. Lizbon Antlaşması'nın, tıpkı diğer hukuki araçlar gibi, her sorunu çözmediğini hızla anlayacağız. 27'ler Avrupa'sının Avrupalılık hissini ve dünya haritasında gücünü göstermek için elzem olan siyasi iradeyi yeniden bulması gerekecek. Fransız-Alman işbirliği ise her zamankinden daha da güçlü olarak AB'nin motor gücü rolünü oynayacak.

İrlandalıların "evet" oyu mantıkî olarak Lizbon Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinin önündeki son engelleri ortadan kaldırmalıdır. Bir kişinin direnci, ne kadar kararlı olursa olsun, artık 500 milyon Avrupalının iradesi önünde engel olmamalı. Sözünü ettiğimiz kişi Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'tur, İngiltere'de muhafazakârların iktidara gelmelerini beklerken antlaşmayı rehin almak istiyor.

Bu tür manevralar ahlaksızca manevralardır. Bunları başarısızlığa uğratmak için Çek Cumhuriyeti'ni muhatap almak gereksiz. En iyisi Çek kamuoyundan destek alarak Cumhurbaşkanı Klaus'u daha da fazla yalıtmak olacaktır. Çok zaman kaybettik. Lizbon Antlaşması'nı zaman kaybetmeksizin uygulamaya geçirmek için hazırlanmanın zamanı geldi artık. 
PIERRE ROUSELLIN- Başyazı, Le Figaro 5 Ekim 2009 

Kaynak: Zaman