Finansal kriz karşısında Avrupa Birliği'nin bir sihirli değneği yok. Avrupalılar her ne kadar ortak paraya, bir merkez bankasına sahipler ve ortak muhasebe kurallarına tabilerse de, ABD'deki gibi, finansal pazardaki işlemlere hakim olan tek (federal) bütçeyle güçlendirilmiş bir siyasi otoriteleri, Hazine ve Federal Rezervleri yok.
Etkin çalışan gerekli kurumsal mekanizmaların eksikliği nedeniyle ABD için şart olan zor durumdaki teşekküllere yardımla görevli ortak bir fon fikri bile Atlantik Okyanusu'nun beri yanında pek etkili görünmüyor. Hayal kurmayalım. Sarkozy tarafından yapılan çağrı uyarınca cumartesi günü yapılacak olan Avrupa G4 zirvesi, bankacılık sistemine hâkim olan güven krizine kesin bir çözüm getiremeyecektir. Ancak bu Avrupa hiçbir şey yapmasın demek değil. Tam aksine... Siyasi açıdan en yüksek makamların enerjisinin harekete geçirilmesi, ekonomilerimizin ağır bir durgunlukla tehdit edildiği şu anda elzemdir. Şu ana kadar Avrupa başarılı oldu diyebiliriz. Devletlerin pragmatik yaklaşımı ve birlikte kararlaştırılmış eylemi Fortis ve Dexia'nın ivedi olarak kurtarılmasına olanak sağladı. Ancak bu iki uluslararası bankanın yararına yapılan operasyonun Benelüks'ten, Avrupa'da kurumsal entegrasyonun en ileri noktalara ulaştığı yerlerden geldiğini unutmayalım.
Ancak bu yetmez. Bankaları kurtarmak için, ivedi olarak ve her vaka için ayrı ayrı harekete geçmek başka bir şeydir, ortak eylemde bulunma eşiğini aşabilmek başka bir şey. Dublin hükümetinin kuruluşların rezervlerin bütünlüğünü güvence altına almak için verdiği tek yönlü karar, özellikle Büyük Britanya'da sermayenin İrlanda'ya kaçması kaygısına neden oldu. Herkes başının çaresine baksın anlayışı yerine minimum düzeyde bir koordinasyon zorunlu hale gelmiştir, yine rezervlerin Avrupa ölçeğinde güvence altına alınması fikri de hiç olmazsa incelenmeyi hak etmektedir. Her Avrupa ülkesi, kaçınılmaz olarak, kendi çıkarını savunacaktır. Sağlam bir bütçe yapısına sahip olan Almanlar diğerlerinin bedelini ödemek istemeyecekler. Zaten Almanlar bunu bankaların kurtarılması için ortak bir Avrupa fonu fikrine karşı seslerini yükselterek gösterdiler. Seçim perspektifleri, Angela Merkel'in koalisyon hükümetinin bu konuda aşırı hoşgörülü görünmesine engel olacaktır. Fransa'da ise tam aksine ekonomik durgunluktan kaçınmak ve ekonomik gelişmeyi hızlandırmak için Maastricht kurallarını aşma isteği çok güçlüdür. Finansal kriz 27'lerin birliğini sarsıyor. Ama eğer Avrupa varlığını sürdürmek istiyorsa bunu şimdi kanıtlamalı. Avrupa'da da, ABD'deki gibi, bir siyasi krizin ekonomik zararların etkisini katlamasını engellemek, hayati bir önem taşımaktadır.
Kaynak: Zaman