Ankara'da kurumlararası bir iletişim sorunu olduğu konusunda kalem oynatmayan yok. Oysa küs olmak bile bir iletişimdir, atışmak da...

Meselenin aslı, iletişimden çok, işletim sistemi farklılığından kaynaklanan bir uyuşmazlık olmasın?

Askerler ve siviller aynı şeyi farklı anlamaya programlı olabilirler...

Misal 1. Dön komutu

Taksiyle giderken soföre "sağa" dediğinizde sağa sapar. Askerde sağa dediğinizde sağa dönmeye hazır bekler (sağ sinyal yanıp sönüyor) ama "Dön" diyene kadar dönmez.

Gündelik hayatta, işte okulda,  "Kalemin var mı" dediğinizde arkadaşınız size kalemi uzatır. Askerde "Kalemin var mı"nın cevabı "Evet var" veya "Hayır yok" olarak gelir. Bu da doğaldır, çünkü gerisi "Koş Ahmet komutana kalemi ver" şeklinde gelebilir. Sivil hayatta arkadaşınız "Var" deyip de kalemi uzatmayacak olsa "gıcık"lıkla suçlamak bile mümkündür.

Misal 2. Asimetrik psikolojik

İş öyle bir hale geldi ki hediye tabloyu azıcık eğri asacak olsanız "yamuk yapmış" ve asimetrik psikolojik memnuniyetsizlik sergilemiş oluyorsunuz. Sivil tepki "Komutanlar herşeye asimetrik diyor" şeklinde geliyor ama asker ne yapsın? Kim yaparsa yapsın onun gözünde bu durumun adı "Ofsayt" ve "Ofsayt var" diyor.  

Lakin kanaatimce asıl asimetrik psikolojik ilişki basın ve komutanlar arasında... "Sorusu olan var mı" denildiğinde kalem kaldırdığınızda sanki tankın top kulesi üzerindeki komutan ve namlu aynı anda size yöneliyor. Burada gazeteci için bir "topun ağzında" görüntüsü oluşuyor. Bunu "ihsas edecek" olsanız "Bu namlu size ateş etmek için değil ki; ateş etmeyen namlunun sonuçta borudan farkı yok" noktasına geliniyor. Bu aşamadan sonra artık gazeteci "boru değil" dese bir türlü, "boru" dese bir türlü...

Milli Savunma Bakanlığı basın birimi -keşke- her iki platformda da paralel işleyebilen bir sistem olarak mekanizmanın içinde olabilseydi.

Misal 3. Davetler çatışması

Ankara'da devletin üst düzey davetleri ayrı bir mücadele alanı. Bir bakanlığın önemli bir daveti varsa aynı gün aynı saatte silahlı kuvvetlerin de bir daveti olacağına dair bilgi geliyor. Kim hangisine gitti, listeler tutuluyor. Ankara basınının tecrübeli yöneticileri bu zor şartlarda çoğu zaman devlet protokolünü herkesten daha iyi uygulayarak çok başarılı bir sınav veriyor ve belki de Ankara'daki en sağlam halkayı oluşturuyor.

Misal 4. Kirk ve Spock!

Askerin düşünce sistemi herhalde en çok "Uzay Yolu"ndaki Spock karakterinde şekilleniyor: Mantıklı, planlı, düzenli, prensipli, titiz...

Kaptan Kirk için -malum- aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Ama orada da -işte- bütün hesapları Spock yapsa bile "Kalkanları indir, kaldır", "Ateş aç" türü emirleri Kaptan Kirk veriyor. Spock karakterine hayran çocuk çoktur, üstelik genelde Kirk'ten daha çok severler. Ama kahramanları Spock, Kaptan Kirk'ü uzay boşluğuna yollayıp Atılgan'a el koymaya kalkacak olsa onlar da Spock'tan yana olmaz...

Nedir?

Kahramanların yamuk yapmayacağını çocuklar bile bilir.

Kaynak: Star