ABD'nin Afrika için kurduğu komuta birimi AFRICOM'un amacı belirsiz. Hedef ister Çin etkisini kırmak isterse istikrar getirmek olsun, bazı Afrikalılara göre bu Amerikan sömürgeciliğiyle ilgili. İstikrar hedefi kulağa hoş geliyor ama Avrupa emperyalizmi de yandaşlarına öyle geliyordu...
Geçen hafta Kenya'da yaşanan kabile şiddeti, Afrika'nın yüz yüze olduğu vahim sosyal ve siyasi sorunları hatırlatıyor bize. Peki Afrika'nın yaşadığı bu zorlukların yanıtı, ABD'nin meseleye daha fazla dahil olması mı?
Amerikan ordusunun Afrika'da artan rolü varsayıma dayanan bir mesele değil. 2007'nin pek göze çarpmayan olaylarından biri, Pentagon'un kıta
için yeni bir komuta birimi (adı AFRICOM) kurmasıydı. Birimin komutanı General William 'Kip' Ward, fakat nereye üsleneceği, hatta rolünün ne olacağı konusu henüz açıklığa kavuşmuş değil. Şu an için görevini arayan bir karargâhtan ibaret.
Pentagon yetkilileri yeni komutanlığın ne yapacağı konusunda idealist, fakat muğlak açıklamalar yapıyorlar. "Sorunların krize, krizlerinse felaketlere dönüşmesini engellemek istiyoruz" diyor, savunma bakanlığının Afrika işlerinden sorumlu yardımcısı Theresa Whelan. Ward ise iki ay önce PBS'ten Charlie Rose'a verdiği röportajda, "Afrika'nın istikrarlı bir kıta olması ulusal çıkarlarımız gereğidir. Bizim işimiz de bu" diyordu.
Ordu ulus inşa edebilir mi?
Bilhassa 300'den fazla Kenyalının hayatına mal olan korkunç etnik cinayetlerden sonra kimse Afrika'ya destek olma gereğini tartışacak değil. Fakat bu destek nasıl sağlanmalı? AFRICOM'un açıkça öngördüğü ulus inşası çabaları açısından ABD ordusu doğru araç mı? Amerikan askerleri kuyuların açılmasını, hayvanların aşılamasını ve AFRICOM'un görev alanına girecek diğer kalkınma projelerini organize etmeli mi? ABD'nin daha kapsamlı askeri varlığı kıtadaki terörizme ve istikrarsızlığa ket mi vuracak, yoksa Amerikan karşıtlığının artışı için yeni bir gerekçe mi olacak?
Kenya'daki tarmaşa meseleyi ciddi ciddi tartışmaya sevk etmeli bizi; geç de olsa bu konuları ele almak, hiç almamaktan iyidir. AFRICOM'un misyonu ne Amerika'da ne de Afrika'da doğru düzgün anlaşılıyor. Önde gelen iki Afrika ülkesi (Nijerya ve Güney Afrika), ABD'nin kıtadaki askeri varlığının artışına karşı güçlü çekinceler ifade etti. Ve Amerika'nın Irak tecrübesinin, büyük ideallere ama muğlak ayrıntılara sahip askeri projelere daha yakından bakılmasını gerektirdiği de ortada.
Afrika komutanlığı, Amerikan ordusunun 11 Eylül sonrasında yüz yüze kalacağı istikrar sağlama operasyonları için hazırlığının iyi olmadığına inanan dönemin savunma bakanı Donald Rumsfeld'in projesi olarak başladı. Komutanlık resmen 1 Ekim'de kuruldu ve Almanya'nın Stuttgart kentinde
geçici bir karargâh oluşturuldu. Gelecek 1 Ekim'de de Afrika'da bir ileri üs kurulması da hedef olarak belirlendi.
Fakat sorunlar hemen kendisini gösterdi. Bunlardan ilki, ileri üsler oluşturmak için 5 milyar dolar gerekmesiydi; Irak ve Afganistan tarafından sıkıştırılmış bir ordu için ciddi bir maliyetti bu. Bir ikinci sorun, karargâhların nereye kurulacağıydı. Liberya ev sahipliğine istekliydi, fakat Pentagon yetkilileri Batı Afrika'nın kıtanın büyük güvenlik sorunlarının çok uzağına düştüğüne inanıyordu.
Şu an için Pentagon muhtemelen karargâh meselesini, askeri ve sivil operasyonları birleştiren bazı küçük bölgesel merkezler (bunlar Botswana, Liberya ve Ruanda'da olabilir) kurarak geçiştirecek.
Yeni komutanlık iktidar ve muhalefet partilerinden destek buluyor -Afrika'yı daha ciddi ele alma fikrine kim itiraz edebilir zaten? Fakat perde arkasında bazı üst düzey Pentagon yetkililerinin kuşkuları var. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nin Afrika programı direktörü Stephen Morrison şunları söylüyor: "Doğrusu son derece yüzeysel bir destek bu ve gerçek bir risk söz konusu. Her şeyin ucuza getirilmeye çalışılacağı tehlikesi var."
AFRICOM'la ilgili asıl bilmece, birimin amacını idrak etmek. Birimin bazı destekçileri, Çin'in Afrika'daki etkisini kırmaktan terörle mücadeleye, oradan Afrika'nın petrol kaynaklarının korunmasına kadar pragmatik stratejik hedefler öneriyor. Fakat resmi mantık, yani Ward'un deyişiyle 'kıtaya istikrar getirmek' hiç de o kadar sarih değil.
Bazı Afrikalılar bu genelleştirmelerin, Amerikan yeni sömürgeciliğine
varan daha derin bir hedefin kisvesi olmasından endişe ediyor.
Kenya'da ne yapardı?
Sözgelimi AFRICOM bugün Kenya'da var ve faal olsa ne yapacaktı? Kukiyularla Luolar arasında geçen hafta patlak veren şiddeti durdurmak için müdahale
edecek miydi? Hükümet dışı yardım kuruluşlarıyla birlikte çalışacak mıydı? Düzeni sağlamak için Kenya ordusuyla işbirliği yapacak mıydı? Ward, 'ABD güçleri için hareketli operasyonlar öngörmediğini' söylüyor, fakat ya Kenya Ruanda düzeyinde bir soykırıma sürüklenirse ne olacak?
ABD ordusu o kadar güçlü ve para kaynakları, lojistik yetenek ve liderliği öyle dillere destan ki, aslında 'çok kazık' kategorisindeki sorulara cevap olarak hemen onu öne sürmek çok kolay. AFRICOM'la ilgili endişem bu. Bu birimin ulus-inşa hedefi kulağa soylu geliyor, fakat 150 yıl önceki Avrupa emperyalizmi de yandaşlarına öyle geliyordu. Amerika Afrika'yı kurtarmak için askerlerini göndermeden önce, bu görevin esasen neyle ilgili olduğunu oturup iyice bir tartışmamız lazım
Kaynak: Radikal