Başkan Barack Obama ve yardımcıları Afganistan politikasının - George W. Bush'un çok sayıdaki dış politika felaketinden en tehlikelisini - yeniden gözden geçirilmesini henüz tamamlamadılar. Bush kaygısızca bırakıp gitti. Ancak bir yandan Obama'nın danışmanları başkanın 17 bin asker daha göndermekten başka seçeneği kalmadığını söylerken diğer yandan komutanlar ve diplomatlar kan dökülmesine son verecek ve Taliban'ın ülkeyi yeniden ele geçirmesine engel olacak bir strateji ortaya koymaya çabalıyor ve durum hızla karmaşık bir hal alıyor. Çok fazla zaman yok.
Önümüzdeki haftalarda Obama Afganistan'da nasıl başarı sağlayacağıyla başlayan bir dizi çok zor soruyla boğuşmak zorunda. Başkan, Kabil'de merkezi bir hükümeti desteklemeye devam mı edeceği yoksa daha çok yerel liderler yetiştirmeye mi odaklanacağı konusunda düşünmek zorunda kalacak. Hamid Karzai hükümetinin tavan yapmış yolsuzlukları çok sayıda Afgan'ın tekrar aşırılıkçılara yönelmesine yol açtı.
Obama, kampanyası sırasında bazı Afgan militanlarıyla konuşmaya açık olduğunu söylemişti. Geçen haftalarda Amerikalı komutanlar Taliban'ın ılımlı üyeleri diye anılan kesimle teması artırdıklarını söyledi. Bu noktada belki başka bir seçenek de yok. Ama 11 Eylül öncesi Kaide'ye sığınak sağlamış ve kadınlara eğitim ve sağlık hizmetini engellemek de dahil, baskıcı, ortaçağa ait yöntemlerini kesin olarak uygulamaya kararlı Taliban liderleriyle varılabilecek herhangi bir anlaşma olduğundan şüpheliyiz.
Obama ve ekibi (eninde sonunda Amerikan ve NATO askerlerinin yerini almak zorunda olan) Afgan ordusunu ve polisini daha etkin biçimde genişletmek ve eğitmek, Taliban'a kaynak sağlayan 720 milyon dolarlık Afgan afyon endüstrisini zaptetmek ve Afgan-Pakistan sınırı boyunca kalkınmayı teşvik etmek üzere bir plan yapmak için de hızlı davranmak zorunda.
Obama'nın NATO müttefiklerini -savaşmak üzere-
daha fazla asker ve para göndermeye ikna etmenin bir yolunu bulması gerek. ABD, Britanya, Kanada ve Hollanda'yla birlikte neredeyse tüm yükü sırtlamış durumda. Yeni başkan Avrupa'da rock yıldızı reytingine sahip. Bu popülaritenin bir kısmını oradaki liderleri para koymaya ikna etmek için kullanmalı.
İslamabad, Riyad, Tahran ve Yeni Delhi kilit
Obama'nın önündeki en büyük güçlük, aşırılıkçılara karşı mücadelenin ABD için yapılan bir iyilik olmadığına Pakistan'ı ikna etmenin yolunu bulmak. Bu mücadele bizzat Pakistan'ın hayatta kalması için gerekli. Nükleer silah sahibi ülke korkunç sorunlarla karşı karşıya: Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık,
yurt içinde üretilen ve Pakistan istihbaratıyla içli dışlı olan aşırılıkçılar, Taliban'ın Afganistan'a kanlı saldırılar düzenlemek için kullandığı kanunsuz bir sınır bölgesi. Bu hafta hükümet - sınır bölgesinde bulunan ama İslamabad'dan sadece 160 kilometre kadar uzakta olan - sahte bir barış yönündeki hatalı bir girişimle Svat Vadisi'ni resmen militanlara bıraktı.
Beyaz Saray'ın üst düzey Pakistanlı ve Afgan yetkilileri politika tartışmasına davet etme kararı -gelecek hafta Washington'ı ziyaret edecekler- memnun edici. Ancak Suudi Arabistan, İran ve Hindistan da dahil edilmeli. Obama nisanın ilk haftasında NATO zirvesi için Avrupa'ya gidiyor. Yardımcılarına bu ziyaret öncesinde Afganistan ve Pakistan için bir strateji ortaya koymaları talimatını verdi. Taliban Kabil yakınındaki sakin bölgelere ilerlerken, Afganistan'da işlerin nasıl hızla sarpa sardığı göz önüne alınırsa, çok daha hızlı karar vermeleri gerekebilir. (Başyazı, 20 Şubat 2009)
Kaynak: Radikal