Anayasa Mahkeme-si'nin AK Parti'yle ilgili kararından sonra yeni bir siyasal hayatın başlayacağı görüşü yaygınlaştı. Kararın açıklanmasından sonra liderlerin konuşmalarında değişimin ilk işaretlerini görenler de az değildi.
Hükümet ekonomiye odaklanmalı, CHP'nin hırçın muhalefeti bırakmalı, kısaca bütün siyaset adamları dünya standartlarında bir demokrasi için kollarını sıvamalıydı. Zaman gazetesi başyazarı Ekrem Dumanlı, bütün basında yaygın olan bu görüşleri 5 Ağustos'ta özetledi.  
İktidar liderinden beklentilerini son beş gündür anlatan Hasan Cemal de noktayı dün koydu: "Erdoğan, boğayı boynuzlarından tutup demokrasi ve hukuk mücadelesi mi verecek? Yoksa yolu, eskilerin yolu mu olacak?"
Siyaset adamlarının bir olay, bir karar üzerine yollarını değiştirmeleri beklenebilir mi? Genellemeden korkarak, içinde bulunduğumuz durumda böyle bir değişim beklemediğimi söylemek istiyorum. Erdoğan ve Baykal'ın son konuşmalarında, üslup ve politikalarını değiştirme istek, karar ve irade işareti göremedim!
CHP liderinin siyaset anlayışının, konuları ele alışının, halkla iletişimdeki üslubunun değişmesi hiç olmayacak bir iştir; Baykal değişmez, 'değişiyorum' dese de, kendini tekrarlamış olur; eskiye döner!
Önemli olan iktidar partisinden beklentilerin gerçekçiliğidir.
Sayın Erdoğan karardan sonraki ilk konuşmasında, beş kez 'devam etmek' fiilini kullandı. İşte iki cümlesi:
"Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayan AK Parti, bundan
sonra da Cumhuriyetimizin temel niteliklerine sahip çıkmaya devam edecektir. ... Doğru olan neyse onu yapmaya devam edeceğiz."
Sayın Erdoğan, düne kadar yanlış bildiklerini değil doğru bildiklerini yapıyordu; bundan sonra da söylediği gibi, "doğru olan neyse onu", yani bundan önce ne yapmışsa onları yapacaktır. AK Parti lideri bundan önce dünyaya ve Türkiye'ye nasıl bakmış, ne görmüşse aynı gözle bakacak ve aynı şeyleri görecektir. Başkasını beklemek Erdoğan'a haksızlık olduğu kadar izana da ayıkırıdır!
Önemli olan, Erdoğan'ın 'doğru bildiğinin', 'yola devam' derken aklından geçenin ne olduğudur. Bu yolu Erdoğan'ın nasıl tanımladığı kadar, halkın nasıl algılaması da önümüzdeki ayları ve yılları belirleyecektir.
Son yıllarda, Erdoğan'ın yolunun, söylediğinden farklı bir yol olduğuna inananlar giderek artmaktadır.
Erdoğan 'yolunu' gizliyor, aklına koyduğu amaca ilerlerken, zaman kazanmak için "Cumhuriyetin temel nitelikleri" söylemini tekrarlıyorsa, toplumsal felaket yakındır.
Yok eğer 'yol' gerçekten demokrasi yoludur da, halkın bir kesimi söylenenlere inanmamakta ise, önemli bir sorun yoktur; sonuçta toplumun az sayılmayacak bir kesimi, beş on yılını kaygı içinde geçirmiş; siyaset adamını doğru tanımamanın bedelini ödemiş olur!

Kaynak: Radikal