Çarşaflılara rozet takma olayı, televizyon yorumları ve köşe yazılarıyla öğretiye(!) dönüştürüldü.
Yeni ilçelerden birinde, becerikli, cesur ve genç bir adam; 'belediye başkan adayı' sıfatını kazanmak için, üye kayıt töreni düzenleyerek; kendini aday yapacak tek kişiye, Baykal'a gösteri yapıp adaylığını güvenceye almak istemiş, ölçü kaçırıldığı için de, gösteri yüze göze bulaşmıştır.
Her yerel seçimler öncesinde çok görünen oyunlardan biri olan CHP'nin Sultangazi macerası, düşünülmüş taşınılmış bir açılım olarak sunulduğu için konuşulması henüz bitmiş değil!
Bu olay siyasal hayatımızdaki bir değişimin anlaşılmasına yardımcı olabilir:
Demokrasiye geçtiğimiz ilk yıllarda söz partilere geldiğinde, "Cumhuriyet Halk Partisi ve diğerleri" diye başlanır, önce CHP tarafının görüşleri söylenirdi. Özellikle
1961 sonrasında, 'CHP ve diğerleri' deyimi siyasal konuşmalara iyice yerleşmişti. 1970'li yılların başlarına kadar, siyasal hayatta akla önce CHP gelir, iktidarda da olsa Adalet Partisi (AP) sonra hatırlanır, diğerlerinin adı ise, sözün sonlarında geçerdi.
Gerçekten, geniş kitleler için memleketin geleceğini CHP düşünmeliydi; iktidarın yaptıklarından da CHP'yi sorumlu tutanlar çoktu! Sayıları giderek çoğalan partiler, dinsel bazı unsurlarla süslenmiş halk dalkavukluğu ve devletçiliğin kötü örneklerinin eleştirisiyle, İnönü ve 1960 darbesi karşıtlığı ile siyaset yapmaktaydılar. Halk da, bu benzerlik içindekilerin hepsini 'Diğer partiler' olarak adlandırmıştı.
1980 sonrasında, bu tanımlama değişti; 'parti' ve 'siyasal hayat' deyince, ANAP'la başlanmakla birlikte, iki üç farklı partinin kısaltılmış adı söylenir oldu.
2002 yılından sonra, bir yıl kadar süren tereddütten sonra, seveni sevmeyeni, oy vereni vermeyeni siyasal hayatı, 'Ak Parti ve diğerleri' diye konuşmaya başladı.
Evet, bu dönemde partiler, 'Ak Parti ve diğerleri' diye anlatılmaktadır. Çünkü Ak Partisi dışındaki partilerin başlıca söylemi O'nun yaptıklarına karşı çıkmaktan ibarettir; bu nedenle de halk, 'Ak Parti' adını önce söyleyip, ötekileri 'Diğerleri' içinde birleştirmektedir.
Farklı parti adları, ancak özel konular konuşulduğunda, özel durumlarını göstermek amacıyla anılmaktadır.
2002 seçimi sonrasında CHP'nin kaçırdığı fırsat, siyasal hayatın 'Ak Parti ve CHP' diye tanımlanmasını yerleştirememesidir. 2003 yılını hatırlayınız, Meclis'te başka parti olmamasının da etkisiyle, bir süre 'Ak Parti ve CHP' tanımı çok kullanılmıştı; fakat hemen sonra 'Ak Parti ve diğerleri' tanımı kullanılmaya başlandı.
50 yılda, 'CHP ve diğerleri' deyiminden, 'Ak Partisi ve diğerleri' deyimine geliş, basit gibi görünen ama çok anlamlı bir değişimdir!
Kaynak: Radikal