Dünkü seçim sonuçları iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi için mi yoksa Başbakan Tayyip Erdoğan için mi bir zafer oldu? Muhtemelen doğru yanıt Erdoğan, zira halkın eğilimlerine dayanan geleneksel parti politikalarını bir kenara bırakarak, yerine “Adaylara ben karar vereceğim ve siz onlar için oy vereceksiniz” yaklaşımını getirdi.
Bu bir riskti ve Erdoğan galip çıktı. Sihirli yüzde 50 oranına daha önce sadece iki politikacı erişmişti: 1950 ve 1954 sonunda Adnan Menderes ve 1965’te Süleyman Demirel. Erdoğan dün Türkiye’de bu şeref defterine adını yazdıran üçüncü politikacı olmayı başardı. Sokaktaki iki seçmenden biri ona ve AK Parti’ye oy verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet partisi CHP’nin üzerindeki yüzde 30 lanetini yıkma girişimi başarısız oldu. Kılıçdaroğlu seçim kampanyası sürecinde Erdoğan’dan daha fazla kilometre yaptı, selefi Deniz Baykal’ın ise 10 katına çıktı. Kürt meselesinde, Avrupa Birliği ve sosyal refah politikaları konularında partisinin pozisyonunu geliştirdi. Hatta seçimden milletvekili sayısını ve seçmen sayısını arttırarak çıkan tek parti oldu.
Yine de Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ordu ve mahkemeler üzerinde daha fazla siyasi kontrol ve projelere dayalı seçim kampanyasına verilen oy desteğinin sadece yarısından biraz fazlasını alabildi. Kılıçdaroğlu şimdi kendi partisi içinde zorluk yaşayabilir.
Diğer yandan Devlet Bahçeli Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki gücünü sağlamlaştırdı. AK Parti, MHP’yi çok eleştirilen yüzde 10 barajının altında görmek istedi ve partinin önde gelen bazı isimleri MHP yönetiminden isimlerin yasa dışı kaydedilmiş seks kasetleri internette yayımlandığında mutluluklarını gizleyemediler. Bu bir tertipse, geri tepti, MHP yüzde 13’ün üzerine çıktı ve bu AK Parti’ye yeni, ısmarlama anayasa vizesine mal oldu.
Kürt milliyetçileri de AK Parti’nin desteklediği yüzde 10 barajını aştı ve 550 sandalyeli Meclis’te 30’dan fazla sandalye aldı, olası Barış ve Demokrasi Partisi’nin Meclis’teki varlığını yüzde 50’den fazla arttırdı.
Bırakın Erdoğan’ın istediği AK Parti’nin şekillendirdiği anayasayı Meclis’ten geçirmeye yetecek 367 sandalyeyi kazanmayı, Erdoğan anayasa taslağını tek başına referanduma götürmek için gerekli olan 330 sandalyeyi de kaçırdı. Son derece ironik ama Erdoğan’ın yüzde 10 seçim barajı silahı öyle bir şekilde geri tepti ki AK Parti oylarını arttırdı ama Meclis’teki sandalye sayısı azaldı.
Türk seçmenler Erdoğan ve hükümetini bir dört yıl daha iktidarda görmek istediğini söyledi, ancak yeni anayasa için muhalefet partileri ile uzlaşmaya gitmesini şart koştu. Erdoğan muhalefetle ortak zemin arayacak mı ve kiminle? Bu soruların yanıtları önümüzdeki aylarda Türk siyasetini şekillendirecektir.
Kaynak: Radikal