5. Dünya Su Forumu için İstanbul'a gelen Celal Talabani'nin işi zor.
O hem Irak Cumhurbaşkanı hem Kürt bir lider. Hem de Kürdistan  Yurtseverler Birliği Genel Başkanı.

Üç gün süre ile İstanbul'da bulunan Talabani, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan olmak üzere birçok yetkili, politikacı ve gazeteci ile görüştü. Önceki sabah İstanbul'dan ayrılmadan önce kahvaltı yaptığımız Talabani ile her zaman olduğu gibi oldukça uzun ve samimi bir sohbetimiz oldu.

İstanbul'da yaptığı tüm görüşmelerin değerlendirildiği bu sohbette çok şey konuşuldu. Bir bölümü yazılabilir bir kısmı yazılmayacak cinsten.
Yazılabilecekleri özetlemek gerekirse; Talabani Irak Cumhurbaşkanı olarak Türkiye ile ilişkileri olağanüstü bir şekilde önemsiyor, bu ilişkilerin her alanda geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.

Türk firmalarının çıkarttığı ve çıkartacağı petrol ve doğalgazın mutlaka Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırılmasını istiyor. Bunun için Irak'taki tüm taraflara telkinde bulunuyor. Başkan Obama'nın da bu ilişkilere mutlak destek verdiğini ve önemsediğini söylüyor.

Bu ilişkilerin geleceği açısından PKK sorununun çözümünün önemli olduğunu söylediğimizde Talabani bildik edasıyla 'Merak etme, bu sorunu da yakında çözeriz' diyor ve ekliyor: 'Baksana Ertuğrul Özkök bile 'Öcalan ile görüşülsün' diye yazıyor. CHP de, Kürt sorunu konusunda çok önemli ve olumlu tavırlar sergiliyor.' 

İLK KÜRTÇE TÜRK'TEN

DTP lideri Ahmet Türk'ün, TBMM'de Kürtçe konuşmasına siyasi ve askeri çevrelerde büyük tepki oluşmadığını, Türk halkının eskisi gibi bu konuda tepkisel davranmadığını belirten Talabani, Kürtçe ile ilgili anısını anlatmaktan geri kalmıyor...

'Yıllar önce KYB lideri olarak bir Ankara ziyaretinde TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u ziyaret ettim. Tercüman olmayınca ben Kürtçe konuştum ve Ahmet Türk aramızda çevirmenlik yaptı. Cindoruk da 'Sayın Talabani TBMM'de ilk Kürtçe konuşan sizsiniz ve bu tarihsel bir olaydır diye konuştu' dedi ve ekledi: 'Gördüğün gibi TBMM'de Kürtçe konuşan ilk kişi benim.'

Ulusların ve devletlerin tarihinde çok kısa bir süre olan 3-4 yılda Kürt sorununun çözümüne yönelik Türkiye'de çok önemli adımların atıldığını, olumlu gelişmelerin yaşandığını ve bu yönde samimi niyetlerin olduğunu sevinçle ifade eden Talabani Irak Cumhurbaşkanı olduğunu tekrar hatırlayarak 'Elbette tüm bunlar Türkiye'nin iç politikasıdır ve ben bunlara karışmam' diyor.

Ama PKK sorununun bir Irak-Türkiye meselesi olduğunu hatırlattığımızda 'Bakın yakında bu konuda çok önemli gelişmeler olabilir. Abdullah Öcalan bile hükümetin açılımlarına destek veriyor. Öcalan'ın bu tavrı doğal olarak dağdaki PKK'lıları etkiler ve bağlar. PKK'lılar son aylarda tüm silahlı eylemlere son verdiler. Biz Irak devleti olarak Türkiye ve ABD ile birlikte bu sorunun temelden çözümü için tüm teknik konuları görüşüyoruz. Irak Kürt Federe Bölgesi yönetimi de elinden gelen her şeyi her alanda samimi olarak yapıyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün Irak ziyareti de bu yöndeki tüm çalışmalara çok büyük katkı sağlayacaktır' türünden bir değerlendirme yapıyor ve PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığının sona doğru hızla yaklaştığının sinyallerini veriyor.

KERKÜK'TE SÜRPRİZ BEKLENEBİLİR

Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile görüşmelerinden çok mutlu ve umutlu olduğunu ısrarla belirten Talabani, bu ikilinin iç ve dış politikadaki  başarılarına olan hayranlığını açık bir şekilde söylüyor ve bir Kürt lider olarak yerel seçim sonuçlarını ve özellikle Diyarbakır'ı merak ettiğini de gizlemiyor.

AKP'nin Diyarbakır'da 6 milletvekilliği aldığını ve Türkiye'deki Kürtlerin kendi kaleleri olarak kabul ettikleri kentte 190 bin oy almasını hatırlatan Talabani, 'Maliki ya da başka bir parti gelip Süleymaniye'de bu kadar oy alırsa ben bırakır giderim' diye espri yaparak Kürtlerin genel olarak dinsel söylemlere duyarlı olduklarını hatırlatıyor.

Irak içi gelişmelere de değinen Talabani, Obama ile birlikte Irak'ta yeni bir sürecin başladığını ve bu sürecin iç ve dış politikaya olan yansımaları ile devam edeceğini belirterek 'Her şeye rağmen tüm sorunlarımızın bittiğini söylememiz için henüz erken. Ama önümüzdeki seçimlerden sonra siyasal süreç daha güçlenebilir ve tüm taraflar arasında ilişkiler sağlıklı ve demokratik bir zeminde gelişebilir. Bu nedenle demokratik, laik, özgür, gelişmiş ve sorunlarını çözmüş bir Türkiye, Irak'taki tüm taraflar için çok önemlidir' diyor ve 'Böyle bir ortamda Kerkük sorununun çözümü daha kolay olur' diyerek bu konuda sürprizlerin beklenebileceğinin işaretini veriyor.

Özetle; Talabani'nin sözlerinde ve tabii ki mimiklerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak ziyareti ile Bağdat-Ankara trafiğinda çok önemli bir dönemece doğru gidileceğinin işaretini görüyoruz. Bu işaretlerin eyleme dönüştürülmesi için en uygun zamanının şimdi, yani Talabani Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılmadan önce olduğunu söyleyebiliriz.

Ankara bu bilinçle davranabilme becerisini ve hızını gösterebildiği ölçüde Irak ve Irak'a bağlı tüm politikalarında çok şey kazanacaktır.

Talabani İstanbul'dan ayrılırken ona el sallayan son kişi olarak ben de bunları düşünüyordum.

Kaynak: Akşam