Dün Lübnan'ı bugünkü duruma getiren süreci özetlemeye çalıştım. Bugün ise biraz detay vereyim.

14 Mart 2005'te eski Başbakan Refik Hariri ölüdürüldü. ABD, Fransa, İsrail ve her yerdeki yandaşları aynı gün Suriye'yi suçlamaya başladı.BM Güvenlik Konseyi acilen toplanarak Suriye aleyhinde kararlar aldı ve suikastı soruşturmak üzere uluslararası bir mahkeme kurulmasını onayladı. Mahkemenin savcısı Alman Mehlis sahte tanıklar bularak suçlama kampanyasına katıldı. Sonradan Mossad işbirlikçisi olduğu Alman medyası tarafından kanıtlanan Mehlis istifa etmek zorunda kaldı. Yerine gelen savcı Suriyelilerin bu işle ilgisinin olmadığını görünce yine ABD, İsrail ve Fransa'nın telkinleriyle bu kez Hizbullah'ı suçlamayı tercih etti. Mossad ajanları, ki bazıları yakalandı, tüm Lübnanlıların telefonlarını dinleyerek elde ettiği kayıtları uluslararası  mahkemeye verdi. Mahkeme telefon kayıtlarını kanıt olarak kabul etti ve yakında Hizbullah'ı suçlayacak kararını açıklayacak. Böyle bir kararı açıklaması beklenen uluslararası mahkeme, Lübnan ve dolaysıyla bölgedeki politik sorunun bir tarafı olmaya kararlı gibi gözüküyor.

Çünkü mahkemeyi kurduran ABD, Fransa, İsrail ve yandaşı ülke ve güçler, Lübnan'daki tarafları birbirine kırdırmayı amaçlıyor. Önce ağır hasta ve Türkiye'nin sayesinde bazı doğruları görmeye başlayan Suudi Kral, Lübnan konusundaki Suriye ile anlaşmasından vazgeçirilmek istendi.

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...