İran'dan gelen meydan okuma artarken, ABD ve müttefikleri Tahran'la önde gelen Arap müttefiki Suriye'nin arasını bozma ihtimali karşısında boşa heyecanlanıyor. Bu iki ülke Hizbullah'ı ve Hamas'ı destekliyor; Suriye'yi bu denklemden çıkarmak, İran'ın Ortadoğu'daki hâkim güç olma talebine taş koyabilir. Sorun, Esad'ın Hamas liderliğine ev
sahipliği yapan ve Lübnanlı siyasilere suikast düzenleme suçlamasıyla BM soruşturması altında bulunan öldürücü ve yolsuz rejiminin nasıl harekete geçirileceği. Suriye'ye karşı yaptırımlar fazla zayıftı ve Esad'ın ilgisini çekebilecek siyasi rüşvetlerin çoğu (Lübnan'daki siyasi hâkimiyetini yeniden tesis etmek gibi) kendi kendini yıkıcı olur.
Garip bir biçimde, bu karmaşayı çözecek anahtarı tutan, Şam'ın can düşmanı İsrail olabilir. İsrail'in 1967'de ele geçirdiği Golan Tepeleri'ni geri almak hâlâ Suriye'nin merkezi hedeflerinden. Geçmişte İsrail Golan'ı vermeye, Şam'la barış karşılığında isteklilik göstermişti; 2000'de, birkaç kilometrekarelik tartışmalı toprak yüzünden anlaşma çöktü. Şimdi İsrail'in müzakere için herzamankinden daha çok gerekçesi var: İran'ın yanı sıra onun Lübnanlı ve Filistinli maşalarına dair endişeleri. İsrail Başbakanı Olmert'in, Türkiye'yi arabulucu olarak kullanarak Suriye'yle keşif görüşmelerine başlama kararı mantıklıydı.
Hâlâ belirsiz olansa, tarafların kısa vadeli taktiksel kazanımdan fazlasını amaçlayıp amaçlamadığı. Suriye için görüşmelerin ilanı -ki bunu Şam istedi- ABD'nin dayatmaya çalıştığı tecridi yumuşatıyor ve dikkatleri, Lübnan'daki cinayet kampanyasından başka yöne
çekiyor. Görüşmelerin ilanından sonra, birkaç Avrupa hükümeti Şam'la bağlarını yeniden kurdu. İsrail'se, anlaşma önerisinin bile Şam-Tahran ilişkilerini zora sokacağını hesap ediyor. Kriminal ceza tehlikesi altındaki Olmert de, konu değişikliğinden yararlanıyor.
Tarafların daha büyük bir anlaşmaya istekli veya kadir olduğuna inanmak zor. Suriye'nin
yöneliminde ikna edici bir değişimin yokluğunda, çoğu İsrailli Golan'dan vazgeçmeye karşı çıkacak. Esad İran'la ittifakının ve Lübnan'daki suçlarının ağına öylesine düşmüş ki, böyle bir değişime neredeyse hiç ehil değil. Kısa süre önce bir Britanya heyetine, İran'la ilişkilerinde kesinti istemenin, ABD-İsrail ilişkilerinde aynısını istemeye benzediğini ifade etti. Bu doğruysa, Türkiye desteğiyle yapılan görüşmelerin bir başka çıkmaz olduğu görülecektir.
Kaynak: Radikal