ABD’nin Irak’taki muharip operasyonlarının resmen sona ermesi bir dönüm noktası sayılabilir, fakat Obama’nın da açıkça ifade edeceğini umduğumuz üzere, Amerika’nın bu Ortadoğu ülkesindeki dahlinin veya stratejik çıkarlarının sona erdiğini söylemek pek mümkün görünmüyor.

Zira en başta, savaş 1 Eylül’de sona ermeyecek aslında. 50 bin Amerikan askerinin Irak’taki varlığı devam edecek ve görevleri arasında, Irak güçlerini eğitip desteklemek ve ABD, BM ve diğer sivil operasyonlara yardım etmenin yanı sıra, terörle mücadele faaliyetleri de olacak. Ve zira, Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın pazartesi günkü Bağdat ziyaretinin de simgelediği üzere, ABD yönetimi Irak’la bağlarını sürdürmek niyetinde. Tam da şimdi Iraklı siyasetçileri kapsayıcı bir hükümet kurmaları konusunda cesaretlendirmeye odaklanmak gerekiyor; böyle bir hükümet Şii Arap çoğunluğun yanında, Iraklı Kürtleri ve Sünni Arap azınlıkları da temsil etmeli. Fakat ABD’nin Irak’ın bölgesel ve uluslararası zeminlere tekrar entegre olmasına yardım etmek, öte yandan komşuların (en başta da İran’ın) Irak’ın işlerine burnunu sokmak konusunda cesaretini kırmak konusunda üstleneceği diplomatik bir rol de var.

Arap diktatörler rahatsız
İlk başta savaşa karşı çıkmış (Başkan Obama’nın yaptığı gibi) veya destek vermiş (bizim yaptığımız gibi) olabilirsiniz, fakat şu an bu tür yakın temasın gerekliliğine itiraz etmek güç. Arap ve Fars dünyalarının kesişme noktasındaki 30 milyonluk bir ülke olarak Irak bölge açısından hayati önemde.

Sünnilerle Şiilerin anlaşmazlıklarını siyaset yoluyla giderdiği bir ortamda demokrasi yolculuğuna devam ederse, bunun Arap dünyasının dört bir köşesinde muazzam yankıları olabilir; Arap diktatörlerinin Irak’ın gelişmesine karşı hasmane ve küskün tutumlarını sürdürmelerinin nedeni de zaten bu. Irak halkı, Kaide unsurlarının karşı safında yer alıp teröristleri kesin bir biçimde yenilgiye uğratabilirse, bu da Müslüman dünyanın her tarafında yankı bulacaktır.

Böylesi olumlu sonuçlar ulaşılabilecek bir menzilde duruyor, fakat garanti olduğunu söylemek de zor. Irak güvenlik güçleri gelişiyor ve aylardır kentlerde ipleri ellerine almış durumdalar, fakat geçen hafta gerçekleşen bombalı saldırı furyası tehlikenin ortadan kalkmadığını gösterdi. Iraklılar ve Iraklı siyasetçiler İran’ın işlerine karışmasından memnun olmadıklarını gösterdiler, fakat İran pes etmeyecektir. Irak ekonomisi güçleniyor, fakat birçok Iraklı için her gün yaşanan elektrik kesintileri, hayatın hâlâ epey zor olduğunu simgeliyor.

Bütün bunların anlamı şu: Irak’ın en başta Amerikalıların sabırlı olmasına ihtiyacı var. Bütün ABD askerlerinin gelecek yıl sonuna doğru ülkeyi terk etmesi planlanıyor, fakat Irak hükümetinin istemesi halinde, Obama genişletilmiş güvenlik işbirliğini göz önünde tutmaya istekli olduğunu açıkça ifade etmeli. Ve ABD Kongresi, yardımda, konsolosluklarda ve Amerika’nın yakın temasının diğer araçlarında kesintiye gitmenin, Amerikalıların Irak’ın geleceğine yaptıkları muazzam yatırımı aptalca bir biçimde riske atacağını görmeli. (Başyazı, 31 Ağustos 2010)

 


Kaynak: Radikal