Harekât sürerken kapsamlı paket açıklanmalı diyenler, hükümetten gelen işareti iyi okumalı
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in sözleri gayet açık. Şahin diyor ki, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bugüne dek Bakanlar Kurulu'na, ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice tarafından 2 Kasım'da Ankara'da söylediği türden bir 'kapsamlı paket' konusunda yaptığı bir açıklama olmamıştır.
Şahin daha fazlasını da açıklıyor ve yasal düzenlemelerin hazırlanması gereken Adalet Bakalığı'nda bu doğrultuda bir çalışma yürütülmediğini söylüyor. Peki o zamandan beri iç ve dış kamuoyu bir hayal mi görmektedir? Çünkü gerek bu kapsamlı paket, gerekse PKK militanlarını 'dağdan ovaya indirme' amacıyla cesa yasasının 221'inci maddesinde değişiklik yapılabileceği üzerine demeçler en yetkili ağızlardan verildi. Buna Başbakan Erdoğan dahildi. Oysa Adalet Bakanı Şahin, arkadaşımız Mesut Hasan Benli'nin haberinden ayrıntılarıyla okuyabileceğiniz gibi, 221 konusunda herhangi bir düzenleme konusunun bakanlığının ve hükümetin gündeminde bulunmadığını söylüyor.
Şahin, yakınlarda Türkiye'ye geleceği konuşulan ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in "PKK'nın terörist faaliyetine verilen desteği ortadan kaldırıcı" nitelikte adımların atılması temennisi ile yeniden akla gelen 'ABD ile kapsamlı Kürt paketi görüşüldü mü' sorusuna duraksamadan yanıt veriyor: Yapılan bütün görüşmelerin tutanaklarının Türk ve Amerikan devletlerinin elinde olduğunu, terörle nasıl daha etkin mücadele edildiğinin konuşulduğunu vurguluyor.
Aslında, daha üniversitelerde türban meselesi Başbakan Erdoğan tarafından ocak ortasında ülke gündeminde yükseltilmeden önce, bu 'kapsamlı paket' konusunu görüştüğüm Erdoğan'a çok yakın iki isimden birisi, "Ortada öyle düşündüğünüz gibi paket filan yok" demişti; "Yalnızca askeri çözümlerin çözüm olmadığını askerler de söylüyor, biz de biliyoruz, ama öyle paket halinde, maddeler halinde bir şeyler açıklama hazırlığı yapılmıyor."
Diğer isim ise, üniversite geçmişinden dolayı olsa gerek, daha kavramsal bir açıklama getirmişti. Buna göre, gerek terörle mücadele (PKK ile mücadele anlamında kullanılıyor), gerek Kürt meselesinin çözümü, gerekse demokratikleşme çerçevelerinde kapsamlı çözüm düşüncesi hükümet düzeyinde mevcuttu. Ancak bu çözüm çarelerinin paket halinde açıklanması yolunu Başbakan şu aşamada uygun görmüyordu. İleride (kaynağım 'Mesela martta, nisanda' diyordu, o zaman henüz kara harekâtı başlamamıştı) fikir değişir mi, bilemiyordu. Ama halihazırda, 'paket' adı altında açıklanacak bir önlemler dizisinin hem toplumda beklentileri gereksiz ölçüde yükselteceği, hem de, burası en önemli bölümü, "Etnik gerekçelerle adım atılıyor" görüntüsüne yol açacağı kaygısı taşınıyordu. Yoksa, Köydes projesinden, sağlık uygulamalarından TRT'nin daha geniş Kürtçe yayına geçmesine dek bir pakette sıralı maddeler olarak yer alabilecek pek çok adım zaten atılıyordu.
Bu iki kaynaktan aldığımız bilgilerle, dün Adalet Bakanı Şahin'den aldığımız bilgiler bütünüyle örtüşüyor. Şahin, özellikle Kürtçe'nin okullarda seçmeli ders olarak okutulup okutulamayacağı konusunda "Etnik bir nedenden yapılıyor" gerekçesiyle karşı çıkıyordu. Yoksa 'teröristlerin istismar ettiği konuları ortadan kaldırma' gayretleri sürüyordu hükümetin. Ve zaten bu 'hizmetlerden dolayı' Adalet Kalkınma Partisi'nin oyu bölgede yükseliyordu.
İşte Ankara'nın bakışı
Bu tablo içinde Ankara'nın halihazırda PKK meselesine ve demokratikleşme çerçevesinde Kürt meselesine bakışını şöyle özetlemek mümkün:
1- PKK meselesi için önce askeri yöntemlerle PKK'nın kolunun kanadının kırılması, bitirilmesi imkânsız görülse de, kontrol edilebilir düzeye geriletilmesi gözleniyor. Bu amaçla askerin eli tutulmuyor ve zaten Meclis'te güçlü bir destek mevcut.
2- Kürt meselesinin düzenle bütünleşme yoluyla yumuşatılması için hükümetin çözümü ise AK Parti olarak özetlenebilir. Yıllarca sivil siyasetin bölgede varlık gösterememesi ve meydanı PKK yanlısı partilere bırakmasından şikâyetçi olan askeriyenin, şimdi bölgede bulduğu tek düzen içi alternatif de bu gibi görünüyor. Önümüzdeki belediye seçimleri bu nedenle ayrı bir önem taşıyor.
3- Bu iki nedenden dolayı, hayır, şu sıralar bir siyasi, ekonomik, kültürel önlemler dizisi olarak kapsamlı Kürt paketinin açılacağını beklemek gerçekçi değil. Şu anda hükümetin önceliği askeri harekât.
Bu harekât ve benzerleri sonunda PKK'nın hareket-tehdit yeteneği gerçekten ağır darbe alır, fiziki koşullar değişirse, ancak o durumda bu tablo
değişebilir gibi görünüyor.
Kaynak: Radikal