Son günlerde iktidar partisine seçenek yokluğunu dile getirenler çoğaldı. Galiba, liberal aydınlar diye adlandırılan bir grubun, AK Parti ile aralarındaki mesafeyi artırması ve iktidarın bazı konularda beceriksizliği yeni parti arayışlarının artmasını sağladı.
Aslında, siyasal tablodaki eksiklik yeni değildir. Siyasal hayatımızda bugün yaşadığımız zorluk, 1971 sonrasında, CHP'nin misyonunu giderek terk etmesinin sonucudur. Konuları 30 yıl öncelerinden başlatmak bir gazete yazısı için doğru sayılmayabilir; ancak, bugünkü boşluğu günlük olaylarla açıklamak da, çok eskilere gitmek kadar yanlış olabilir.
Bu nedenle bugünkü sorunumuza, yakın tarihin olayları içinde boğulmadan ama onları unutmadan çözüm aramalıyız. Eğer 1970'le başlamayacaksak, hiç değilse 1987 seçimi sonrası olaylarını göz ardı etmemeliyiz.
90'lı yıllarda siyasete ilgi duyanlar da, bugünkü gibi, devletin temellerini sarsma işaretleri gördüklerinde, ANAP'ın ve DYP'nin karşısında, çağdaş demokrat bir parti aramışlar ve gözlerini CHP'ye çevirmişlerdi. O günlerde de çözüm arayanlar hemen hatırladıkları sakıncaları ve liderinin sözleri nedeniyle gözlerini CHP'den ayırmışlardı!
CHP'de umut görmeyenler, yeni bir parti kurulmasını düşünmeye başlamışlardır. Yeni parti kurulması düşüncesi, hemen zorlukları ve başarısız örnekleri hatırlatmıştır. Bu değerlendirmeler sonunda yeniden CHP'ye, başa dönülmüştür. Gidip gelmeler o yıllardan bugüne sürüp gelmektedir.
Arayışlar içinde, bir deneme olanağı da bulunmuştur: 1999 seçimlerindeki ağır yenilgiden sonra, Kurultay olağanüstü toplantıya davet edilmiş, yenilginin nedenleri irdelenmeden ve siyasal hayatın gerekleri tartışılmadan, genel başkan değiştirilmiştir.
Bu değişim döneminde, partide temel değişiklik girişimleri, sonuçta örgütün karşı çıkışıyla başarılı olamamış, eski genel başkan eski kadrosuyla yönetimi devralmıştır. Doğal olan da buydu, partinin değişmesi yönündeki önerileri kabul etmeyen örgütün karşısında, değişiklik isteyen kadro tasfiye edilmeli; örgüt ve merkez kadrosu kurdukları düzeni sürdürmeli ve siyaset anlayışlarını yürütmeliydiler.
Bu olay, toplum hayatında, niçin ve ne yapmak üzere getirildiği irdelenmeden gelen kadroların sonuç alamayacaklarını bir kez daha göstermiştir.
Günümüze gelirsek, çağdaş demokrat muhalefet partisi ihtiyacını görenler, düne göre bugün daha çoktur; bu boşluğun CHP ile doldurulabileceğini görenler ise daha azdır.
Sayısı azalmış olmakla birlikte, isteklerini tam karşılamasa da, CHP'yi görüşlerinin sözcüsü olarak görenler ve en azından bazı değişikliklerle kabul edecekleri parti haline dönüşebileceğine inananlar vardır; ve bunlar siyasal hayatımızdaki boşluğun doldurulmasının önündeki engeldir!
AK Parti karşısında siyasal hayatın temel ihtiyacı olan çağdaş demokrat bir partinin yokluğunun tehlikelerini bilenler ilk önce bu engeli aşmalıdırlar. Bu engel, CHP'nin çağdaş, demokrat ve ülkemizin sorunlarını bilen ve çözüm üretebilen bir siyasal güç olamayacağını açıklıkla görerek ve bilerek aşılabilir.
Ancak, bu sonuç ve gerçek görüldükten sonra ihtiyacımız olan siyasal yapı tanımlanabilir ve oluşturulabilir.
Kaynak: Radikal