Sendikalarla AK Parti hükümeti arasında gerilime neden olan sosyal güvenlik alanında reform kaçınılmaz mıydı? Kesinlikle evet. Sebebi çok. Rakamlar ortada.
Uzmanlar 'mevcut yapıyla Türkiye daha fazla geleceğe taşınamaz' diye uyarıyor. Bu noktaya nasıl gelindiğini bilmeyen yok sanırım. Süleyman Demirel'in 1991'de iktidar olduğunda çıkardığı 'erken emeklilik kanunu' dengeleri altüst etti. Seçim vaadi 5 fazlasını vermek üzerine kuruluydu. Hesaba kitaba bakmadan vaatleri uyguladı. Erken emeklilik bunlardan sadece biri.
Yanlış anlaşılmasın sözü Demirel'e getirmek için özel çaba harcamış değilim. Son günlerde Demirel ismini fazla kaleme doladığımın ben de farkındayım. Ama ne yapayım gerçek bu. Her taşın altından o çıkıyor. 6 defa gidip 7 defa gelmenin neticesi. 1991'de Demirel sayesinde emeklilik yaşı 38'e kadar indi. Dünyada bunun başka örneği yok. Bir anda Türkiye 'emekli cenneti' haline geldi. Genç emekliler çığ gibi büyüdü.
Emekli maaşı alanların sayısı 8 milyona kadar ulaştı. Bu hızla devam etmesi durumunda 2015'te 10 milyonu aşacak. Neşter kaçınılmazdı. Zira, sistem kanamalı bir hastayı andırıyordu. İlk girişimi ANAP'ın Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan yaptı. Kısmen düzeltti de. Ancak yeterli değildi. Sosyal güvenlik alanını yeniden düzenleyen köklü reform paketi AK Parti hükümetinin bir süredir gündemindeydi. 22 Temmuz seçimlerinin ardından bakanlık koltuğuna oturan Faruk Çelik çalışmalara hız verdi.
Tasarı önümüzdeki hafta salı günü Meclis'te görüşülecek. Karşı çıkanlar da var. En başta sendikalar. AK Parti ile sendikalar arasında gerginlik çıktı. Başbakan Erdoğan 'Kazanılmış hakların kaybedildiği iddiası doğru değil.' dedi. Sendikalar platform oluşturdu, bugün iki saatlik iş bırakma eylemi yapacaklar.
Reformlar sancısız gerçekleşmiyor. Bakan Çelik önerilere açık... Karşı çıkanlara çağrıda bulunuyor; 'Varsa teklifiniz getirin düzeltelim.' İleride de mümkün. Kapıyı kapatmıyor; 'Tasarı yasalaştıktan sonra da değişiklik yapabiliriz.' diyor. Reformun acelesi var. Malum, Anayasa Mahkemesi bazı maddelerini iptal etti. Eğer 2008 yılı içinde yeniden düzenlenmezse devletin sağlık hizmetleri ve maaş ödemesi riske girecek.
Tasarı ne getiriyor? Ayrıntılarını haber sayfalarında okuyorsunuz. Bunları sıralayacak değilim. Yer de müsait değil zaten. Geniş kapsamlı bir paket bu. Sosyal güvenlik alanı baştan ayağa yeniden düzenleniyor. Öncelikle Demirel'in sebep olduğu açığı kapatmak için sistem disiplin altına alınıyor. Sendikaların en çok itiraz ettiği husus olan emeklilik yaşı yükselecek. Prim gün sayısının 9 bini bulması zorunlu. Ama bugün yarın değil. 2036'dan sonra. Emeklilik yaşı kademeli olarak 65'e çıkacak. Taa 2048 yılında. Halen sigortalı olanlar yeni uygulamadan etkilenmeyecek.
1991'de emeklilik yaşını 38'e kadar düşürmenin bedeli bu. Acısı bugün çıkıyor. İlelebet sürdürülmesi olası değildi. Dün 38 yaşında emekli olanların torunları yarın 65 yaşında ancak emekliye ayrılabilecek. Reformun dört temel ayağı var. Genel Sağlık Sigortası bunlardan biri. Bu sayede 18 yaşın altındaki herkes kayıtsız şartsız sağlık güvencesine kavuşuyor. Geliri çok düşük olanların sağlık primlerini devlet ödeyecek. Yeni düzenleme kişilerin sistemde daha fazla kalmalarını teşvik ediyor. Bu, maaşa da yansıyacak. Biz gazeteciler reformdan olumsuz etkileneceğiz. Yıpranma payı kaldırılıyor çünkü. Kazanılmış haklara dokunulmuyor. Bir basın mensubunun emekli olması için 20 yıl yeterliyken gayri 25 yıl gerekli. Süleyman Demirel'in 1991'de ayarlarını bozduğu sosyal güvenlik sisteminin düzeltilmesi için reform şart. Daha fazla ertelenme şansı yok. Yoksa ileride faturası çok daha ağır olur.
Kaynak: zaman