Ermeni patriği II. Mesrop"un Ak parti"ye destek mahiyetindeki konuşmaları Hıncal Uluç Bey"i rahatsız etmiş,

Patriğin dini kisvesiyle böyle bir telkinde bulunmasının yanlışlığından bahseden gazeteci şunu unutuyor ki; Patrik bu dini kıyafeti, üzerinde, sene 365 gün taşıyor. Ayrıca dini kıyafeti olmasa da, yine o bir Patrik. Sivil bir kıyafet içinde görüşlerini beyan etseydi de yine Patrik tarafından söylenen sözler olarak kabul edilecekti. Bu işin demagojisi ancak açıklamanın bizi ilgilendiren tarafı söyledikleri;

II. Mesrop"un ifadesi aynen şöyle; Dürüst olmak gerekirse biz Ermeniler, AKP"yi CHP muhalefetine tercih ediyoruz. AKP azınlıklara karşı daha az milliyetçi bir tutum sergiliyor. Erdoğan hükümeti bizim taleplerimize karşı çok açık.

Acaba bu ifadelerde ki AKP sözcüğü ile CHP sözcüğü yer değiştirseydi, yine dinin siyasete alet edildiği yönünde böyle bir tepki ve öfke aynı şekilde gündeme gelecek miydi

Belli ki Ermenilerin ve Azınlıkların bu hükümet dönemine kadar devam eden sıkıntı ve problemleri var, ya da bazı siyasi partilerin tutumlarının esnemez ve değişmez olduğu yönünde bir kanaat oluşmuş kendilerinde.

Bu görüşlerini de Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti içinde siyasetin seçimlerde yeniden şekillenme ortamına girdiği günlerde açıklama gereği hissediyor ve partilerin kendilerini de unutmamalarını istiyorlar.

Aleviler namına bazı dernek ve vakıf başkanları "Biz Alevilerin taleplerini karşılamayan partilere soğuk bakıyoruz" gibi söylemlerle bazı partileri adres gösterirken, Alevi oyları üzerinden pazarlıklar yaparken normal kabul edilebiliyor da, ülkemizde bin yıllık geçmişi olan bu cemaatlerin fikirlerini söylemeleri mi rahatsızlık veriyor, bu tahammülsüzlüğü anlamak gerçekten çok zor.

Bu ifadeleri kullanan II. Mesrop"u hemen itham etmek yerine, söyledikleri üzerinde biraz düşünmek daha doğru olurdu. Tahammülsüz bir Milliyetçi tutumdan ve sorunlarını hoşgörü çerçevesinde konuşamamaktan şikayetçiler; öyle ki, Milliyetçiliğin daha azına ve taleplerinin en azından dinlenmesine dahi büyük bir minnettarlık duydukları aşikar.

Anlıyoruz ki; insanların oylarına talipseniz onların gönlüne girmek zorundasınız. Peki, insanların gönüllerine nasıl girilir?

1- Maddi menfaatler sağlanarak

2- Ortak manevi ve dini birliktelik ve bu yöndeki taleplerinin karşılanması suretiyle

3- Aynı fikir, düşünce ya da ideolojiyi paylaşmak suretiyle

4- Yukarda saymış olduğumuz üç şıktan birinin ya da bir kaçının gelecekte gerçekleşebileceği yönünde umut ve vaatler vermek suretiyle.