CHP parti meclisinin seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmesinde partinin politikaları ve Sayın Baykal dışında herkesi bu başarısızlıktan sorumlu tuttuğu görülüyor.
Sorumlular; imamlar, tarikatlar, ikinci Cumhuriyetçiler, ABD ve AB’nin desteği, yapılan yardımlara aldanan vatandaş...
Zihinlere gelmesi muhtemel bütün hasımlar sıralanmış.
İçinde hiçbir özeleştiriyi barındırmayan, bu yanlışlıkları örtme tutumu; CHP’nin her geçen gün daha çok kan kaybetmesine hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor.
Vatandaşı mantıksızlıkla suçlayan önde gelen CHP kurmaylarının, kendi zihinlerinde nasıl bir mantık zaafına düştükleri aşikâr.
Yoksula yapılan yardımlarla yoksul vatandaşın AK partiye oy vermesini dahi, kendi başarısızlıklarına bir gerekçe olarak sunabilmek için gerçekten de siyaset mantığını epeyce zorlamak lazım
Siyaset niye yapılır?
Ahlaki manada; vatandaşa hizmet için.
Ama siz sadece iktidar için siyaset yapıyorsanız. Vatandaşa kömür dağıtılmasına da, yiyecek yardımları yapılmasına da karşı çıkarsınız.
“İktidar partisi iyi hizmet oya dönüşür.” mantığı ile 4,5 yıl boyunca fakirin, hastanın ihtiyaçlarını görmüş ve bu yardımlarla Türk –Kürt, Alevi-Sünni demeden halkın sıkıntılarına eğilmişse,
Bunu nasıl yaparsın! Vatandaşa rüşvet veriyorsun! diye eleştirmek için gerçekten de sınırları zorlayacak kadar mantıksız olmak gerekir.
Yapılan ve yapılamayanları doğru değerlendiremeyen ve fayda üretmeyen yaklaşımlarla bu başarısızlığa gerekçeler uydurmak, kafasını kuma gömen kuş misali hakikatlere gözünü yummaktır.
CHP seçimlerden önce neleri yapmaması gerektiğini iyi tahlil edebilseydi; bugün lideri istifaya çağrılan bir parti konumuna düşmezdi.
CHP’nin hataları nelerdi?
1-Cumhuriyet ve Ordu tüm milletimizin sahip çıktığı değerlerdir. Bu değerleri CHP’nin tekelindeymiş gibi göstererek, Cumhuriyet mitingleri düzenleyerek halkı kaplaşmalara sevk edecek bir tutum içine girmemeliydi.
2-Cumhuriyet Mitinglerinin bunların düzenleyicisi konumunda ön safta yer alan bazı kadın örgütlerinin başındaki birkaç ismin Milletvekili olması dışında CHP ve Sayın Baykal’a oy getirmediği aşikârdır.
Cumhuriyet Mitingleri, beklentileri ve öncelikleri değişen milletin siyasi kanaatlerini kesinlikle değiştirmemiştir Bilakis, gerginlik ve kamplaşmadan usanan milletimizin karşı duruş sergileyerek tepkisine yol açmıştır.
3-Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, AK parti hükümetine kadar gündeme gelmemiş 367 toplantı yeter sayısını meclisi bloke ederek, bir krize dönüştürme girişimleri, milletimizin saniyesi saniyesine gelişmeleri takip ettiği göz ardı edilerek, hakkaniyete ve demokratik teamüllere dayanmayan siyasi oyunlara karşı büyük bir tepkiye yol açmıştır.
Milletin ortak akılla gerçek demokrasi istediği sandıktaki tutumuyla ortadadır. Siyasi krizin ve erken seçime giden sürecin sorumluluğunu CHP’ye yüklediği aşikârdır.
4-Aynı istikamette koştuğu MHP ile yarışması gerekirken; Sayın Baykal’ın sadece Sayın Erdoğan’ı rakip kabul etmesi siyasi stratejik bir hatadır.
Şehitler ve terör üzerinden söylem geliştiren MHP ve liderine yönelik yapacağı akla yatkın birkaç yerinde eleştiri CHP’nin oylarının armasına daha büyük katkı sağlardı.
5- Özgürlükler ve demokratikleşmenin tüm dünyayı kuşattığı bir çağda halen sivil siyasetten bahsetmekten imtina eden ve muhtıralara sahip çıkan bir anlayışla milletin gönlüne gireceğini zannetmek büyük bir yanılgıdır.
6-Milletin gönlüne girilmeden iktidar olunamaz.
Milletin gönlüne; milletin değerleriyle bütünleşmeden,
Gelişen ve değişen birey ve toplum beklentilerine cevap vermeyi düşünmeden,
İnsanların cebine, kesesine hizmet edebilecek politikalar üretmeden,
İnsanı maddi ihtiyaçları yanında maneviyatı ile de değerlendirmeden,
Dinine inanç ve yaşayışına müdahaleyi savunarak asla girilemez.