Obama'nın başkan seçilmesiyle dünyanın uluslararası meselelerde ABD'ye yardım etmeme bahanesi ortadan kalktı. Dünya Obama'nın gerçekten başarılı olmasını istiyorsa, kutlama mesajlarının ötesine geçip ona İran ve Afganistan'da her türlü desteği vermesi gerekiyor
Geçen gün İranlı bir arkadaşımla, Amerikalıların 11 Eylül'den yedi yıl sonra Barack Hüseyin Obama adlı birisini başkan seçmesinin Ortadoğu'daki insanlar açısından ne kadar şaşırtıcı bir şey olduğu hakkında konuşuyorduk. Amerika kesinlikle, aynı 10 yıl içinde Hüseyin adlı (Irak'ın Saddam'ı) bir devlet başkanına savaş açan, halkının en çok saygı duyduğu şehidin ismi Hüseyin olan bir ülkeyi (İran) güç kullanmakla tehdit eden, sonra da Hüseyin göbek adlı birisini kendi başkanı seçen tek ulus.
Dünya çapındaki insanların, bizim Hüseyin'imizin -ilk adı Arapça'da 'kutsanmış' anlamına gelen Illinois'lu Barack'ın- zaferini nasıl kutladığı hakkında çok fazla şey yazıldı çizildi. İster derisinin rengi, ister babasının dini, ister Afrikalı kökenleri, ister bekar bir anne tarafından büyütülmüş olması, isterse de yoksullukla geçen çocukluğuyla ilgili olsun, bu kadar çok yerde bu kadar çok insanın Obama'nın kendilerinden bir şeyleri yansıttığını düşünmesi gerçekten de 'kutsanmış' bir durum. Ve bu, Obama'nın dünyayla muhtemelen alışılmıştan daha uzun bir balayı yaşayacak olmasını garanti altına alıyor.
'Balayı' uzun sürmez
Ama ben bu durumu abartmazdım. Obama dünyanın herhangi bir yerinde ABD'nin askeri gücünü kullanmak zorunda kalır kalmaz, emin olun ki bir geri tepmeyle karşılaşacak. Fakat şimdilik biyografisi, tavırları ve İran'ınki gibi bir rejimi en azından diplomasiyle sınama yönündeki istekliliği, onu Geogre
W. Bush ve Dick Cheney'den daha zor şeytanlaştırılabilir kılıyor.
Carnegie Vakfı'ndan İran uzmanı Kerim Sadjadpour şu yorumda bulunuyor: "Eğer Tahran'daki bir sertlik yanlısıysanız, sizinle konuşmak isteyen bir ABD başkanı, size karşı koymak isteyen bir ABD başkanından daha büyük bir ikilem yaratır. Kalabalıklardan 'Barack Hüseyin Obama'ya ölüm' diye bağırmalarını nasıl isteyebilirsiniz? Bu kulağa kurbanın değil zalimin sözleriymiş gibi geliyor. Obama, radikal İslamcıların 'dünya çapındaki Müslümanları bastırmak isteyen, ırkçı, kana susamış Amerika' anlatımıyla basitçe uyuşmuyor. Kavramsal bir ahenksizlik söz konusu. Sanki Holywood'un Charles Manson'ı oynaması için Sidney Poitier'i seçmesi gibi; basitçe uymuyor."
Fakat dünya Obama'ya cömert bir balayı yaşatmaya hazır görünürken, bundan çok daha önemli bir soru beliriyor: Obama dünyaya ne kadar uzun bir balayı yaşatacak? Amerika'nın Obama'nın seçilmesiyle 'geri dönüşü' karşısında duydukları hazzı dile getirmek için Amerikalı arkadaşlarına e-posta gönderen bütün Avrupalılara, Kanadalılara, Japonlara, Ruslara, İranlılara, Hintlilere, Afrikalılara ve Latin Amerikalılara söyleyecek tek bir şeyim var: "Bana parayı göster!"
Bana sadece sevgiyi göstermeyin. Sadece gülümsemeyin. Sevginiz dönek ve söylediğim gibi, sadece Obama'nın Pakistan'daki bir Kaide üssüne ilk havasaldırısını düzenlemesine kadar sürecek. Hayır, hayır, hayır, bana parayı gösterin. Beleşçi değil, Obama hissedarları olmaya hazır olduğunuzu gösterin; Obama yönetiminin, daha az kaynağa sahip olduğumuz bir dönemde dünyayı istikrarlı ve özgür halde tutmak için ortaya koyacağı pahalı ve zorlu girişimlerde hissedar olmaktan söz ediyorum.
Örnekler: ABD'nin Irak istilasına ve savaş sonrası dönemin rezalet bir şekilde yönetilmesine karşı çıkan her yabancıyı anlıyorum. Fakat şimdi, özellikle de Irak'ın Arap-Müslüman dünyanın kalbindeki ilk demokrasi olarak ortaya çıkma şansı varken, dünyadaki herkesin savaşa düzgün ve istikrarlı bir son vermesi için Obama'ya yardım etmekte çıkarı bulunuyor.
Obama bu savaşın başlama şekline karşıydı, ama nasıl sonlandığı konusunda o sorumlu tutulacak. Dolayısıyla, neden bütün müttefiklerimiz şimdi, Irak'ta doğru dürüst bir son ihtimalini artırmak için sunabilecekleri herşeyi -para, polis, yardım kuruluşları, asker, diplomatik destek- önermiyorlar? Aynı şey Afganistan için de geçerli.
BM ne İran'ın nükleer bir ülke olmasını, ne de ABD'nin İran'ın nükleer güce dönüşmesini engellemek için güç kullanmasını istediğini söylüyor. Katılıyorum. Çin, Fransa, Rusya, Hindistan ve Almanya'da Obama için gülücükler saçan bütün o insanların, hükümetlerinden İran'a karşı muazzam ekonomik manivela güçlerini kullanmasını talep etmelerini istememin sebebi de bu; böylece İranlılar, Tahran BM kararlarına karşı çıkacak şekilde nükleer silaha doğru ilerlemeye devam ederse, bu ülkelerin gerçek ekonomik yaptırım dayatacağının farkına varır.
Beleşçiliği bırakın
İran'la bir diplomatik anlaşma yapma noktasında Obama'ya, Çin, Hindistan ve AB'nin sert ekonomik yaptırım dayatacağı tehdidinin cebinde olması kadar çok yardım edebilecek başka hiçbir şey yok. Çok kolay şeytanlaştırılabildiği için, Bush herkesin Amerikan gücü üzerinden beleşçilik yapmasını kolaylaştırdı ve bunun bedelini Amerikalılar ödedi.
Obama işi bu kadar kolaylaştırmayacak.
Dolayısıyla yurtdışındaki herkese şunu söylemek istiyorum: Yeni başkanımız için tuttuğunuz alkıştan dolayı teşekkür ederiz. Hepinizin 'Amerika'nın geri döndüğünü' hissetmesi güzel. Fakat Obama'nın başarılı olmasını istiyorsanız, bize sadece sevginizi göstermeyin, parayı da gösterin. Askerleri gösterin. Diplomatik çabayı gösterin. Ekonomik ortaklığı gösterin. Çünkü özgürlük bedava değildir ve sizin, yapabileceğinizden daha azını yapmak için kullandığınız bahaneniz ocak ayında ortadan kalkacak.
Kaynak: Radikal