Trump’ın ilk başta sert tehditler savurduğu Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile baş başa bir görüşme yapacağını açıklaması herkesi çok şaşırtmıştı. Hakikaten kimse, Kuzey Kore’yi taş devrine döndürmekle korkutmaya çalışan Trump’tan böyle bir jest beklemiyordu. Gözler 12 Haziran’da Singapur’da yapılacak zirveye çevrilmişti. Trump yine şaşırtıcı bir kararla Kim Jong-un ile yapacağı görüşmeyi iptal ettiğini açıkladı. Ancak taraflar arasındaki temas hiç kopmadı. Trump da kapıyı tam kapatmadı. ABD Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo da Kuzey Kore’ye gitti geldi. Kuzey Kore’den Kim Yong-chol da New York’ta Pompeo ile görüştü.

Trump cephesinden gelen yeni bir açıklamayla12 Haziran’daki zirvenin plânlandığı gibi gerçekleşeceği belirtildi. Önümüzdeki günlerde Trump’ın içgüdülerinde aksi yönde değişiklik olmazsa zirve gerçekleşecek. Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik olarak ‘azami baskı’ terimi kullanmayacağını duyurması da ilginçti. Galiba Trump hem çok yüksek sesle konuşup, hem yanında büyük bir sopa taşıyarak Kuzey Kore ile bir barış görüşmesi yapamayacağını anladı.

Trump’ın ortalığı dağıtan diğer kararıysa çelik ve alüminyum ürünlerine ek gümrük tarifeleri getirmesiydi. Çelik için yüzde 25 ve alüminyum için yüzde 10 olarak gelmişti ek vergiler. Yeni gümrük vergilerinin ABD ile müttefik ülkeleri kapsayıp kapsamayacağı konusunda belirsizlik yaşanıyordu. Ancak Trump Kanada, Meksika ve AB ülkelerine de aynı oranlarda ek vergi getirdi. Trump ABD Kanada ve Meksika arasında imzalanan “Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması-NAFTA”yı yeniden müzakere masasına getirmeyi istiyordu. Geçenlerde Trump Kanada’yı ABD çiftçilerine ve tarım sektörüne çok kötü muamele yapmakla suçladı. Trump’ın gümrük tarifelerine sert tepki gösteren Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise misilleme vurgusu yaptı ve NAFTA müzakeresinden de çekildiğini bildirdi.

Trump yönetimi ek gümrük kararlarını bir ‘Ulusal Güvenlik’ meselesi olarak görüyor. Ulusal Güvenlik denildiğinde ilk akla gelen isim ise John Bolton oluyor. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Bolton, “Ulusal Güvenlik Konseyi”ni kendisiyle aynı çizgideki Neo-con şahinlerle dolduruyor. 

Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ