Niye susarsın Tuncayım Özkanım? Niye susarsın abe iki gözüm? Tam vakti değil midir konuşmanın?!
İşitmedin mi?
Emekli 'generalimiz' Doğu Silahçıoğlu, içinde "Hakk", "iman", "ezan", "cennet" gibi 'sözcükler' yer aldığı için İstiklal Marşı'mıza dil uzatıyor!
Neden sende 'tık' yok?!
Susmaya devam edersen İstiklal Marşı'mızı da çalacaklar, haberin ola!
Hani "AKP'liler Allah'ımızı çaldılar!.." diyerekten yeri göğü inletiyordun ya; hani "Onların elinden Allah'ımızı kurtaracağız…" diye haykırıyordun ya; hani "Analarımızın, bacılarımızın başörtülerini onların elinden çekip alacağız" diyordun ya…
Şimdi de, Sayın Siahçıoğlu'nun yüzünden, gündüz gözüyle İstiklal Marşı'mızı çalacaklar, uyan Tuncay!
Sadece İstiklal Marşı'mızı değil, dinimizi de çalacaklar. Paşa'yı, İstiklal Marşı'mıza dil uzatmak da kesmemiş, bak ne diyor Tuncay:
"Kılıçla katledilen Türklerin İslam'ı gönüllü olarak kabul ettikleri yalanı uyduruldu. Sonradan bu gerçeği ifade eden milliyetçiler de ümmetçiler tarafından susturuldu!.."
Hâlâ ne diye oyunla oynaştasın Tuncay? "Bu lakırdılarla siz kime çalışıyorsunuz, AKP'ye mi?.." diye sormayacak mısın?
Dinimiz, İstiklal Marşı'mız elden gitmeden, yani iş işten geçmeden davran bre!
"Atatürk bu vatanı, Allah, Allah diyerek ölüm kusan silahların üzerine yürüyenlerle, şehadeti saadet bilenlerle, 'ezan susmaz bayrak inmez' inancıyla hayasız kurşunlara göğsünü siper edenlerle, 'din günüdür, namus günüdür' diyerek kanlarıyla İstiklal Marşı'nı yazanlarla, velhasıl-ı kelâm Akiflerle kurtardı; ben sizin şu Şamanist kafanızla, dinimize, ezanımıza, Allah'ımıza dil uzatan abes dillerinizle neyleyim!.." şeklinde haykırmadıktan sonra hiç olmaz Tuncay!
Bunları şimdi söylemeyince, sabah akşam, "AKP'liler Allah'ımızı çaldılar!.." veya "Onların elinden Allah'ımızı kurtaracağız…" şeklinde yırtınsan, ne fayda!
Bu saatten sonra öyle çekinik birkaç sözle Paşa'yı kınamak da yetmez Tuncay.
Kükreyeceksin…
Hem öyle bir kükreyeceksin ki, tırışkadan mevzulara meze yaptıkları, "Vatan mevzubahis ise gerisi teferruattır." sözü bile tufeylilerin tasallutundan kurtulsun.
Mesela, "Ya teferruat nedir bilmiyorsunuz, ya da bu vatanda yaşamıyorsunuz!.." diyerek başlayacaksın söze:
"Petkim, Türk Telekom, Tekel satılır adam gibi gıkınız çıkmaz; AB sürecinde bağımsızlığımız masaya yatırılır, sadra şifa tek cümleniz olmaz; Vakıflar Yasası kabul edilir sesinizi çıkarmazsınız, ama "türban" veya başörtüsü mevzubahis olunca öyle bir kükrüyorsunuz ki, Afrika'nın balta girmemiş ormanlarındaki aslan bile o kadar değil. Bir de utanmadan dinimize, ezanımıza, İstiklal Marşı'mıza laf söylüyorsunuz."
Diyeceksin…
Bak Tuncay, şimdi bunları demezsen, meydan, meydan dolaşıp da, Ak Parti'liler, müstevlilerin işbirlikçisi "dinciler" veya din bezirganları, "Allah'ımızı, peygamberimizi çaldılar." deyu feveran etsen de, Kemal Tahir üstadımızın "Kelleci Mehmet"indeki çingeneleri gibi kendini yerden yere atıp ciyaklasan da bir tek sözüne kanmam.
Başka yolu yok, bunları söyleyeceksin. Hem de, dudağının kenarıyla değil; Cumhuriyet mitinglerindeki gibi aşkla, şevkle söyleyeceksin.
Can Yücel, ezandan rahatsızlık duyduğunu ifade eden dalyanak bir sosyalistin üzerine, "Senin ananı, avradını…" diyerek yürümüş ve sizin yüzünüzden bu ülkeye sosyalizm uğramıyor demeye çalışmıştı ya, en az onun kadar celalli, celadetli olacaksın.
"Sizi bana parayla mı verdiler ulan! Allah'ımızı çaldılar, geri almak için anamdan emdiğim süt burnumdan geliyor, bir de İstiklal Marşı'nı geri almak işi çıkardınız başıma. Devirdiğiniz çamları düzeltmek için genç yaşımda başımda ağarmamış saç kalmadı, yetti be…" diye haykıracaksın.
Tuncay Bey kardeşim, zerre miskali istiskal varsa bu satırlarda bir daha adını anmak nasip olmasın.
Müstevlilerin bu ruh ikizlerine söyleyeceğin sözleri noktasına, virgülüne dokunmadan köşemde yayımlayacağıma da söz veriyorum. Yeter ki susma!
Hadi göreyim seni iki gözüm, gazan mübarek, yolun açık olsun.
Kaynak: Yeni Şafak