Gazze Şeridi’ndeki Halk Direniş Komiteleri Genel Sekreteri Zuheyr el Kaysi’ye ve bir başka isme suikast düzenlenmesine yanıt olarak Filistinliler de İsrail’in güneyine roket saldırısı düzenlediler ve bunun üzerine İsrail ordusu Gazze’deki hedeflere hava saldırısı başlattı.

Saatler içerisinde medya tantanası başladı. İsrail basın kuruluşları, Demir Kubbe bataryalarının ve Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak’ın bu savunma sistemi önünde poz veren görüntülerini defalarca yayınlayarak avcı füzelere övgü düzmeye başladılar. Muhabirler, Demir Kubbe’nin Gazze’den fırlatılan kısa menzilli roketleri avlamadaki yüksek başarı oranını sürekli olarak vurguladılar. Bir köşe yazarı Demir Kubbe sisteminin “özgün İsrail dehasını gösteren gerçek bir iftihar vesilesi olduğunu” söylerken bir diğeri “İsrail bu hafta sonu Demir Kubbeye şapka çıkardı” diyordu.

Hükümet ve güvenlik yetkilileri ilk başlarda “nihai aşamaya gelmiş bir saldırıyı önlemek maksadıyla el Kaysi’ye suikast düzenlendiğini” iddia ettiler. İsrail bu yargısız infazı gerçekleştirdikten iki gün sonra ise eli kulağında bekleyen tehlike iddiası ortadan kayboldu. 11 Mart’ta Ofer Şelah “Savunma Bakanı’nın dünkü demeçlerinden anlaşılıyor ki bu suikast doğrudan önleme amaçlı değildi; Ehud Barak, neyin ve nereden planlandığı, bir saldırının engellenip engellenmediği açık değil dedi. Bu noktadan kalkışla saldırının caydı amaçlı olduğu varsayılabilinir.

Planlı tırmandırma

Günler geçtikçe çeşitli yorumcular bu suikastın önceden planlı olduğunu ve İsrail ordusunun Demir Kubbeyi hazır hale getirmek dahil gerekli hazırlıkları önceden yaptığını ifşa ettiler. “Planlı Tırmandırma”, Yedioth Ahronot’ta yayınlanan bir makalenin başlığıydı; yazar bu metinde İsrail ordusunun el Kaysi için pusu kurduğunu anlatıyordu. Askeri konularda uzman olan Yoav Limor, el Kaysi’nin bir hafta boyunca yürüyen ölü olduğunu, başbakan Washington’daki diplomatik kampanyayı tamamlayıp Purim Tatili sonrasında havalar düzelene dek suikastın geciktirildiğini belirtiyor. Suikastın tırmanmaya yol açacağını İsrail’in bildiğini pek çok analist üstü kapalı bir şekilde ifade ediyor. Görünene göre istenen tam da buydu.

Niçin sorusunu sormalı o halde.             

İsrail’in amaçlarını hiç anlamamış olanlar var. Ma’ariv’in kıdemli analisti Ben Kaspit, İsrail’in güneyinde “ikamet edenleri” Gazze’yi “istila eden” ve tüm güneye roket yağdırabilecek terörist bir çete tarafından rehin alınmış şekilde tasvir edip Gazze’ye büyük bir saldırı başlatılması çağrısında bulunmuştu. Onun görüşüne göre Barak, Kurşun Dökme Operasyonu sırasında görünüşte insani gerekçelerle İsrail ordusunu durdurmuştu fakat neyse ki operasyon başarılı olmuştu “çünkü Hamas liderleri sakalları kesip tünellere girmişlerdi.” Kaspit “işi tamamlama” vakti diyor ve ekliyor: “Hiç kimse Gazze’yi bizim için temizlemeyecek…ve terör maalesef tek bir dilden anlıyor.”

Başbakan yardımcısı Silvan Şalom’un karısı Judy Nir Moses Şalom da sıkı düşünürlerden değil. Facebook sayfasına “ümit ediyorum ki bugünkü kabine toplantısında Gazze’ye girme ve güneyin yaşadığı gecekabusunun sorumlularını yok etme kararı çıkacak. Bu kadar sessizlik yeter. Gazze’nin pasif sakinlerinin (İsrail’in güneyindeki) sakinler gibi acı çekme zamanları geldi” yazmıştı.  Bu tür yabani tepki yeterli değilmiş gibi bir de twitterdan takipçilerine şöyle diyordu: “İyi haftalar. Roket saldırısı durmazsa ümit ediyorum ki Gazze’yi yıkma kararı çıkacak. Onlar da acı çekecekler.”

Konunun özüne vakıf olsun olmasın, pek çok analist, son saldırının başka nedenleri olduğunu, Gazze’ye saldırıyı gerekçelendirmenin bunlardan biri olmadığını ima ediyorlar.

İran mesajı

Muhabirlerin ve köşe yazarların çoğunluğu, güvenlik makamlarının sözcüsü olarak çalışıyor, ilave Demir Kubbe bataryaları satın alınması için daha fazla mali kaynak ayrılması için çağrıda bulunuyorlar. Kanal 10’dan Or Heller iyi bir örnek. İzleyicilerine şöyle seslendi: “Üç Demir Kubbe bataryasının başarısı olmasaydı bu son olayın nasıl bir hal alacağını hayal edin…Gazze çamuruna tankların girmek zorunda kaldığını…dördüncü bir bataryanın yolda olduğunu hayal edin. Ya beşincisi? Tanrı büyük ama bütçe küçük. Daha fazla Demir Kubbe bataryasına ihtiyacımız olduğu artık herkesin malumu.” NRG’den Ofer Şelah ise özlü bir şekilde ifade etti: “Başbakan, diğer savunma mekanizmaları gibi Demir Kubbe’nin de tartışma dışı olduğunu kesin surette belirtmelidir.” Mütefekkir bir muhabir ise Gazze’den uçan roketlerin savunma bütçesinin artması için lobi yapanlara hizmet ettiğini söylüyordu.

Ancak bu son saldırı, orduya daha fazla kaynak tahsis etme amaçlı değil sadece; İran’la da ilgili. Medya, İsrail’e roketleri gönderen İslami Cihad ve İran arasında sürekli bağ kuruyor. İsrail ordu sözcüsü suçlayıcı bir şekilde İran’a işaret ederek İran’ı para ve silah yardımı yapmakla itham etti. Birkaç gün sonra Yisrael Hayom’un çektiği manşet şöyleydi: “İslami Cihad’ın roket saldırısının arkasında İran var.” Bir diğer amaç, bir vekil aracılığıyla İran’ın çoktan İsrail’e saldırmakta olduğunu İsrail halkına göstermekti.

Demir Kubbe’nin başarısı ile algılanan İran tehdidi arasında da bağ kuruldu. Ynet, tırmanma bugün için Gazze’yle ilgili “fakat askerlerimi hazırlandığım senaryonun bu olduğundan emin değilim. Kuzeyden gelen tehditler var, daha öteden gelen tehditler var” diyen bir generale atıfta bulundu. Bir köşe yazarı Demir Kubbe’nin etkinliği “İsrail’in bugün nispeten iyi bir ülke savunmasına sahip olduğunu herkese göstermeye yardım etmiştir…Hamas, Hizbullah ve İran füze terörizmi stratejisini yeniden düşünmek zorunda kalacaklardır” dedi.

Pek çok analist, çok az sayıda İsraillinin yaralandığını ama hiçbirinin ölümcül yara almadığını vurguladılar. Çatışma, ülkede nispeten çok az baskıya yol açtı diye iddia ettiler. Kanal 10’dan Alon Ben David bu bakış açısını yansıtmıştır: Demir Kubbe’nin ve halkın örnek davranışının İsrail tarafındaki kayıpları engellediğine ve İsrail’in harekâtı tatminkâr bir şekilde sonuçlandırmasına imkan verdiğine şüphe yok. Karşı taraftan 22 (savaşçı) üç ya da dört sivil öldü; bizim kaybımız ise sıfır…bu şartlar altında kendi başlattığımız bir kavgayı yürütebiliriz…”

Ha’aretz’den Zvi Barel, İsrail’in gerçek amaçları hakkında okuyucularına pencere açan birkaç eleştirel sesten biriydi. Demir Kubbe’nin göklere çıkarılmasının ardında yatan mantığı Netanyahu’nun İran’a saldırı planını “satma” girişimi olarak ifşa etti. Demir Kubbe madem yüzde 95’lik başarı kaydetti, İran’a karşı bir saldırıda ciddi şekilde zarar görmeyeceklerini İsrailli vatandaşlara ispatlamanın daha iyi bir yolu olmazdı. Gazze’deki tırmanma İsrail için yani İran’a saldırmaya destek verenler için iyidir.”

Netanyahu’nun ördek benzetmesini biraz farklı bir bağlamda kullanan Ha’aretz genel yayın müdürü Aluf Benn şöyle yazdı:“Savaş hazırlığı görünen şey, savaş hazırlığına benzer hareketler ve savaş hazırlığına benzeyen ördek vak vakları, savaş hazırlığıdır, blöf ya da şaşırtma taktiği değil.

Kaynak: El Cezire

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı