Son 20-25 yılda İsrail-Kürt ilişkileri konusunda çok şeyler yazılıp çizildi. Bir kısım Stalinist/Marxist kökenli, anti-İslam kürt intelijansiyasının, salt kürt halkını Ümmet-i Muhammed’in (SAV) diğer unsurlarından koparmaya, ateistleştirmeye yönelik bir proje ile, Kürtlerle İsrailliler arasında sıcak ilişki ve bağlar kurmaya yönelik çabaları yoğun bir şekilde sürmekte dir. Bu çerçevede, konu çok daha ilerilere götürülerek, Kürt-Yahudî akrabalığına kadar varan iddia ve tezler ortaya konuldu.
Özelllikle, Kürtlerin yaşadığı bölgelerden, Kürdistan’dan İsrail’e göç etmiş olan Museviler bu ilişkinin bir köprüsü halinde getirilerek adımlar atılmaya çalışıldı. Buna ilişkin, spekülasyonlar “Kürt Yahudisi, Kürt Yahudileri” gibi adlandırmalarla; Kürtler arasında, Hazarlar benzeri tarihte museviliği kabul etmiş topluluklar varmış gibi yansıtıldı. Yanısıra, Kürtlerle museviler arasında mazlumiyet bağı dahi kuruldu. Yahudilerle kürtlerin aynı mazlumiyet kaderini paylaştıkları. Bu anlamda benzer ve paydaş özelliklere sahip oldukları iddiasıyla aralarında ciddi soy bağları olabileceği tezleri yüksek sesle dillendirildi.
Tam burada, PKK karşıtlığını, kapsamlı bir kürt karşıtlığı kampanyasına dönüştürme çabaları ile müslüman ahali içerisinde olası kırılma ve çatışmadan rant devşirmeyi amaçlayan bir kısım milliyetçi-faşist topluluklara fırsat doğdu. Anılan, çevreler, “Kürt Yahudileri” söylemini sakız haline getirip, bu temelde, ülkemizin Kürt olmayan müslüman ahalisi içerisinde kürtlere karşı bir düşmanlık, kin ve nefret yayma yönüne gittiler. “Kürtlerin zaten çoğu yahudi soylu” gibisinden bir ön yargı yerleştirmeye çalışarak, ileride- Allah (C.C) muhafaza- kürtlere yönelik bir soykırım düşünce ve projesinin yolunu açma çabası içerisindedirler.
Konuya ilşkin olarak internet sitelerinde bir araştırma yapıldığında, arama motorlarında onbinlerce dosyanın listeleri ile karşılaşırız . Anılan dosyalardan, İsrail’in de bu yönde (kürt-yahudi kardeşiliği veya ilişkisi) ne kadar çaba sarfettiğini gözlemleyebiliriz. Hatta, Kürt bölgelerinden göç eden musevilerin kurduğu restorantların reklamlarındaki, “Kürt Mutfağı” vurgusu bu çabanın bir parçası niteliğindedir.
Kürtlerle İsrail arasındaki ilk ilişkiler, Molla Mustafa Barzanî’nin, Iraktaki Baas rejiminin zıddına, bu ülkeyle kurduğu ilşikilerle başladı. Molla Mustafa’nın bu tutumu her ne kadar, sırf tepkiselliğe dayanan pargmatik-politik bir ilişki ise de, zamanla İsrail faktörünün Kürt sorunu içine sızıp yer bulmasının yolunu açtı. İsrail gizli servisinin Irak kürdistanındaki yoğun faaliyetleri bilinmeyen bir husus değildir.
Bir taraftan İsrail’in Kürdistan’dan göç etmiş yahudileri köprü olarak kullanıp bu yöndeki çabaları, diğer yandan Kürtler içerisindeki Stalinist/Marxist kökenli din-karşıtı, seküler intelijansiyanın sırf İslam düşmanlığı ve karşıtlığına dayanan aynı yöndeki çaba ve propagandaları, bir kısım milliyetçi-faşist çevrelerin; kürt husumetine, Kürt karşıtlığına dayanan yine aynı yöndeki çabaları konuyu neredeyse içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur.
Heleki, Barzani ailesi ile ilişkin olarak, Barzan bölgesinde yahudilerin de yaşamış olması durumu kullanılarak, Yahudi kökenli bir aile olarak nitelendirilp, adeta suçlanması,- Barzani ailesinin de, Siirt /Şirvan’dan göç etmiş ve Arap kökenli bir aile olmalarına rağmen- sadece İsrail ile olan siyasi ilişkileri ve Baas karşıtlığına dayanarak bu iddiayı açık bir dille reddetmemeleri, bunun ötesinde bu aileye akraba Baki Barzani’nin “Kurdish-Israil Affinity” başlıklı makaleleri olayı çok daha vahim bir hale sokmaktadır.
Tabii ki anti-semitizmden yana değiliz. Tarihte müslümanlar olarak musevilere yönelik, onların da hak ve hukukunu koruyan tavrımız ortadadır. Bir zamanlar Bağdat ve Endülüs saraylarında Musevi vezir ve hekimlerden geçilmezdi. 1492’de İspanya ve Portekiz’de zulme maruz kalan yahudilere müslümanların yardım eli uzattığını tekrarlamaya gerek duymuyoruz. Ancak, İsrail’in Kürdistan’dan göç eden musevileri köprü yaparak, müslüman ahali mabeyninde husumet, kavga ve tehlikeli çatışma ve soykırıma varacak kitallere sebebiyet verecek politikalarını görmezden gelemeyiz. Bunu hoş görmemiz, tavır almamamız söz konusu olamaz. İsrai’in kürtleri İslam dünyası içerisinde; İslamiyetten koparıp kürt olmayan müslümanlara karşı müttefik haline getirme çabaları; İsrail’e yarar sağlamayacaktır. Biz Kürtlerin bunu onaylamasi mümkün olamaz.
Bundan yıllar önce tanıştığım Kabbalist bir musevi, Kürt olduğumu öğrenince “ Senden korkulur, çünkü Kabbala yorumlarına göre İsrail’i kürtler yıkacak” demişti. İsrail, bölgesinde barış ve güvenlik arzu ediyorsa behemahal Kürdistan’dan elini çekmeli, keff-i yed etmelidir.