Irak'ın savaş sonrası ilk seçimi, dört yıl önce genel olarak prosedürle ilgili bir zaferdi: Iraklılar, Kaide'nin verdiği gözdağını ve şiddetin sindirici tehdidini hep birlikte ellerinin tersiyle itip dünyaya bir mesaj vermişti.
Geçen hafta sonu yapılan ve ülkenin Amerikan işgalinden beri tecrübe ettiği en sakin dönemlerden birinde gerçekleşen seçimse siyasi bir zafer oldu.
Her ne kadar sonuçlar hâlâ kesin olmasa da, seçmenlerin güçlü bir biçimde Başbakan Nuri el Maliki'nin radikal milislere kuvvetle karşı koyuşunu ve laik milliyetçi gündemini ödüllendirdiklerini - veya çok mezhepçi ya da İran'a çok yakın olarak algılanan dindar partileri cezalandırdıklarını gösteriyor. Eski başbakan İyad Allavi'nin mezhepçi olmayan ittifakı da seçimlerden iyi sonuç almış görünüyor ve milliyetçi Sünniler önceki seçim boykotları nedeniyle etkili olamadıkları bölgelerde nüfuz kazandı. Uzun lafın kısası, Irak, Bush yönetiminin uzun süre umut ettiği ılımlı Arap demokrasisi olmak yönünde bir adım atmış görünüyor.
Irak'ın dört yıl evvelki ilk seçimlerinin başlıca galibi, Büyük Ayetullah Ali Sistani tarafından desteklenen, kendi milislerine sahip olan ve İran'la yakın ilişkileri sürdüren Şii hareketi Irak İslam Yüksek Konseyi idi. Parti, Irak'ın Şii eyaletlerinin ayrı bir bölgeye dahil olmak üzere ayrılmasını savunuyor ve partinin liderlerinden bazıları Sünnilere karşı mezhep savaşına derinden dahil olmuş kişiler. Partinin bu konumu, geçen hafta sonu yapılan seçimlerde şiddetle reddedilmişe benziyor: Maliki'nin Hukuk Devleti üzerine kurduğu parti programı, önce Bağdat'ta, sonra Basra'nın güney limanı ve biri hariç tüm güney illerinde oyları silip süpürmüş görünüyor. Geçen yıl milis gücü Irak ordusu tarafından bozguna uğratılan Mukteda Sadr'ın desteklediği adaylar, yer yer iyi sonuçlar elde etmekle birlikte, Sadr'ın eski nüfuzunu yeniden tesis etmeye yetecek kadar iyi oy toplayamadılar.
Bazı sonuçlar henüz belirsiz ve bu sıkıntı yaratabilir. Anbar eyaletinde Kaide'ye karşı savaşa liderlik eden Sünni aşiret üyeleri, sonuçların kendilerini rakip Irak İslam Partisi'nin ardından ikinci göstermesi halinde savaşa gitme tehdidi savuruyorlar ve yetkililer burada olası bir seçim hilesinin soruşturulacağı sözünü verdi. Genel katılım, yetkililerin beklediğinin altında gerçekleşerek yüzde 51 oldu. Bu, belki kısmen Bağdat ve Anbar'daki çok sayıda vatandaşın yerlerinden edilmiş olmasından kaynaklandı. Ama mühim kent Musul'un içinde yer aldığı Ninova eyaletinde Sünni milliyetçiler muhtemelen yerel yönetimi alacaktır, ki bu da direnişin son kalelerinden birinde tansiyonu düşürebilir.
İşin garibi, Maliki dışında bu seçimden en kârlı çıkan kişi, hem Irak'taki ilerleme hem de istikrarsız eyaletlerdeki seçimin değeri konusunda şüpheci olan ABD Başkanı Obama olabilir. Obama pazartesi günü 'Iraklılar önemli bir şiddet olayı yaşanmaksızın çok önemli bir seçim gerçekleştirdi' kabulünde bulunup, bunu 'iyi haber' diye niteledi, ama bunu sadece, bu yıl 'önemli sayıda' asker çekmeyi meşru kılabileceği hissiyatıyla dile getirdi. Böyle bir çekilme kesinlikle arzu edilir bir hedef olmakla birlikte, başkanın Irak'ın gerçekleştirdiği bu gayet gerçek siyasi ilerlemenin değerini ve başarısını kabul edip, çıkış stratejisinde çok hızlı hareket ederek bu başarının altını oymamak konusunda dikkatli davranması hayırlı olacaktır. (Başyazı, 4 Şubat 2009)
Kaynak: Radikal