İyilerin inancı zayıftı
kötüler yoğun bir tutku ile dolularken.
— W B Yeats, İkinci Zuhur

 

İslam"ın büyük savaşçısı Selahattin"in ağırbaşlı yeşil ve beyaz türbesi—halifeliğin eski başkentindeki görkemli Emevi camisiyle birlikte—; büyük Müslüman generalin şanlı işlerinden 900 yıl sonra yeni bir Selahattin"in ne zaman gelip Müslümanları kendine getireceği üzerine düşünmek için en ideal yer olabilir.

Tikrit"li Saddam Hüseyin (Selahattin bir Kürt olmasına rağmen) ikinci kez Hıristiyan ABD ordusu ile savaştığından kendini onun devamıymış gibi sundu. O, küçük bir azınlık için bir şehitten fazlası değildir. Usame bin Ladin dikkatli bir şekilde kendi imgesini Selahattin, Che Guevara ve Hz. Muhammed arasında bir bağlantı haline getirdi. Fakat Francis Ford Coppola"nın Kıyamet Şimdi eserindeki ölümsüz çizgisinde bahsedildiği gibi “onun metotları sıhhatsizdir”; el-Kaide markasının pazarlanma başarısına rağmen bin Ladin ümmetin kolektif bilincini ele geçirmede asla başarılı olamayacaktır.

Selahattin; 59 yıl önce yaşanmış Nekbe"nin (felaket) kurbanlarından olan Filistinli bir mültecinin oğlu olabilir. El-Kaide"nin selefi cihatçılığı tarafından ayartılacak derecede iyi yetişmiş bir bilgisayar uzmanı olabilir. Irak"ta “yaptırım nesli”nden kızgın genç bir adam olabilir–büyürken her şeyden, “uluslar arası toplumun” inceliğinden (!) mahrum bırakılmış bir genç.

Kerameti kendinden menkul “zıtlıkları bir arada tutan şehir” Dubai"de bir turizm müteahhidi olmayacaktır, (batılı/Arap iş adamı eliti ve Güney Asyalı köleler arasındaki zıtlıkları, belki?). Şam"da Porsche Cayenne"sini gösterişe sokan Sünni işadamı aristokrasisinin şımarık oğlu olmayacaktır. Beyrut"ta iyi bir politikacı olarak sunulan milyarder bir uluslar arası playboy olan Said Hariri olmayacaktır. Katar Petrol"de gaz satışıyla ilgilenen bir yönetici olmayacaktır.

Bölünme ve Mutluluk


İsrail"in Araplara karşı Nekbe olarak adlandırılan 1967 parlak zaferinden, Pan-Arapçılığın başarısızlıklarından, Afganistan ve Irak"ın işgalinden, İsrail"in Lübnan"a saldırmasından, selefi cihatçılığın çok az çekici olmasından ve batı destekli vahşi diktatörlükler/müvekkil monarşiler tarafından ulusalcı hareketlerin sürekli boğulmaya çalışılmasından sonra şartlar yeni bir Selahattin"in gelişi için yeterince olgunlaşmıştır.


Gelecek olan Selahattin huzursuz ve meyus Ortadoğu"ya baktığında ilk göreceği şey; ABD başkan yardımcısı Dick Cheney"in– “şer ekseni”ne (İran, gayri resmi üye Suriye) sıçrayıp İran"ı şeytan gibi gösterme ile ilgili insafsız çabasında “Korku Ekseni”nden (Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Emirlikler) sipariş üzere destek alarak yeni bir savaş için alış veriş yapması olacaktır. Irak"ta mezhepçiliği şişirdikten sonra bu sefer emperyal “böl yönet” silahının hedefinde İranlılara karşı Araplar projesi var. Bunu hemen fark edecektir.

ABD başkanı George W Bush yönetimi—ileri karakolu olarak büyük Lübnan"ı ihdas edip karışıklığı sürekli devam ettirmek isteyen—eski kolonyal güç Fransa"dan, Irak"ta kullanmak üzere bir proje almış olabilir. Fakat Irak"ı iç savaşa sürükleyip onu daha iyi kontrol etmek yeterli değildir (ve petrol alanlarının güvenliği problemi hala var).

Irak"ı fiili olarak savaşan üç devlete bölerek—Kürdistan, Güney Şiistan ve petrolden koparılmış bir Sünnistan—Ortadoğu"nun kalbinde bir kan denizi oluşturmak yeterli değildir. Cheney, askeri-endüstriyel kompleks ve çeşitli gruplara ayrılmış Ziocon (Siyonist/neo-con) savaşçıları için büyük ödül İran"a diz çöktürmektir. Çünkü doğal zenginliğinin dışında İran—en azından potansiyel olarak—bölgesel ABD hegemonyasına meydan okuyabilecek tek güçtür.

Yine de markalı Cheney tehditleri—yüksek teknolojiye sahip uçak gemileri arka planıyla birlikte—fazla bir şey başarabilmiş değillerdir. El-Cezire retorik olarak—emekli Mısırlı generallerden Emirliklerin politik analistlerine kadar—herkes tarafından Ortadoğu"nun bir başka ABD savaşını desteklemeyeceği şeklinde bombardımana tabi tutuluyor. İran devlet başkanı Mahmut Ahmedinecat hızlı bir hareketle Birleşik Arap Emirliklerini ziyaret etti—bu Emirliklerin bağımsızlığına kavuştuğu 1971 yılından bu yana İranlı liderler tarafından yapılmış ilk ziyaretti—ve Pers Körfezi"ndeki bir adalar kümesi üzerine yapılan tartışma devam ettiğinden bu ziyaret çok daha anlamlıydı.


Suudi Sarayı—en önemli meselesi kendisinin devamı olan—Mezopotamya"da kopan korkunç kum fırtınaları tarafından yerin altı feet derinliklerine gömülmeden önce (Irak"ta ABD ile savaştıktan sonra eve gelecek olan savaşın sertleştirdiği selefi cihatçıları düşünerek) Filistin trajedisi için olabildiğince erken bir çözümü çok aşırı bir şekilde istemektedir.

Kral Abdullah, İran"ı kızdırmaya hiç niyetli değil. Tersine: Son dönemde gerçekleştirilen Riyad Konferansı"ndaki en önemli misafir İran dışişleri bakanı Manuçehr Muttaki"ydi. Suudi ve İranlılar, Irak"ta ABD"nin provoke ettiği mezhepçiliğin bölgeselleşmesini önlemeye çalışmaktadırlar. Ve kral Abdullah Iraklı Sünni Araplar için iyi bir anlaşma istemektedir (bundan dolayı onun Irak başbakanı Nuri el-Maliki için tanımlaması bir İran kuklası şeklindeydi).

Diplomatlar Asia Times Online sitesine; Cheney, Suudi Arabistan"ı İran"a karşı kullanmak isterken, Suudi-İran saldırmazlık paktının arkasında kaçınılmaz olarak durduğunu söylüyorlar. Suudi dışişleri bakanı prens Suud el-Faysal: “Bölgede mezhepçi ayrılığı hedefleyen her türlü girişimi durdurun” beyanatında bulundu.

Tabi ki İran avantajını arttıran çekici bazı kartları—Pentagon"un aptalca İran"dan geldiklerini iddia ettiği zırh delici silahlarla ilgili olarak Irak"ta Sünni Arap direnişini eğitmede Suudilerin dahli olduğu ile ilgili çok zor elde edilen istihbarata sahip olması gibi—elinde tutarak çok ikna edici olabilir. Irak"taki herkes bunun, Sünni Arap gerillaları; teknoloji ve taşınabilir patlayıcı aletler ve zırh delici silahlar üzerindeki eğitimle destekleyen “Korku Ekseni” müttefikleri Suudi Arabistan ve Mısır—ve aynı zamanda Pakistan—dan geldiğini bilmektedir.

Böylece biz Bush yönetiminin başka bir dış politika olağan dışılığına şahitlik ediyoruz: Cheney—Irak"ta Amerikan askerlerini öldürmekle meşkul olan—Sünni Arap gerillaları (Amerikalılarca desteklenen Iraklı Şiilerle ittifak halinde olan…) Şii Farslara yapılacak bir saldırıyı desteklemeleri için koruyor.

Her neyse, Iraklı Şiiler ABD"nin bu oyunundan fazlasıyla kazanıyorlar. ABD askerleri Irak"ta, farklı Sünni Arap gruplarla ve el-Kaide ile savaşıyorlar. Bu arada resmi olarak korunan Bedir Tugayları ve onun gizli Ölüm Tugayları, Sünni Arap sivil toplum üzerinde ölümcül baskı yapma konusunda özgürdür. Mukteda es-Sadr"ın kontrolündeki Mehdi Ordusu sadece fırsat kolluyor, Amerikalılarla savaşma yemine aldanmıyor. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde hiç bir şey bu oyunu değiştiremeyecektir.


Çatışma Meselesi


Olası bir Suudi-İran anlaşması bölgelerinin kaderini kendi ellerine almak isteyen yerel güçler için bir klasik olacaktır. Güney Beyrut"ta—merkezi Hizbullah bölgesi—paralel bir veri olarak geçen yaz İsrail tarafından yıkılan binaların önüne dikilmiş bayrak bolluğu var. Bayraklarda: “Siyonist düşmanlar yıkar, İran İslam Cumhuriyeti inşa eder” yazısı yazılıdır.

İslam Dünyası"nda birlik bir hayal değildir: “Arapların nesli tükenmiştir” şeklindeki kripto-bilimsel batılı saçmalama eğlentisi; tıpkı 90"ını devirmiş Bernard Lewis'in “medeniyetler çatışması” üzerine sarf ettiği ve sadece kendisinin dinlediği—“muhtemelen irrasyoneldir fakat kesinlikle Judeo-Christian mirasımıza karşı eski bir rakibin tarihsel reaksiyonudur”—sözleri gibi su katılmamış bir budalalıktır.” Yeni Selahattin, Lewis"e gerçeği görerek bitmeyen politik baskının, devasa sosyal eşitsizliklerin ve Ortadoğu"da hâkim olan ekonomik felaketlerin; batı emperyalizminin “böl ve yönet” dönemine hala yürürlükte olan gözlerini hırs bürümüş, küstah ve cahil yerli elitin yönetim döneminin eklenmesiyle ortaya çıktığını kabul etmesini söyleyecektir.

Yeni Selahattin, ABD ve İngiltere"nin başlangıçta Müslüman Kardeşleri nasıl desteklediklerini biliyor—ve sonra Kardeşler, Hamas"ın doğumunu desteklediler. Selahattin, ABD ve İngiltere"nin başlangıçta İran mollalarını—özellikle de merhum Ayetullah Ruhullah Humeyni"yi—şaha karşı nasıl desteklediklerini biliyor. ABD ve İngiltere"nin başlangıçta Taliban"ı nasıl desteklediklerini biliyor. Amaç; her zaman sosyalistler, komünistler ve Arap milliyetçilerince oluşturulacak ilerlemeci, seküler hareketin boğulmasıydı.


Olası bir Suudi-İran anlaşması hala bir hayaldir.  “Korku Ekseni”nin lider ülkelerinin—Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün—Türkiye ve İsrail"le oluşturdukları paralel bir koalisyon ortaya çıkma aşamasındadır. Ortak hedef: İran"ın çevrelenmesidir. Sadece İran"ın değil aynı zamanda Hizbullah ve Hamas"ın çevrelenmesidir. Kral Abdullah; adı çıkmış, “Bandar Bush” olarak ta bilinen, 22 yıl ABD"de Suudi büyükelçiliği yapmış, Bush ve Cheney"in yakın arkadaşları olan ve şimdi de Suudi Ulusal Güvenlik Konseyi"nin başkanlığını yapan prens Bandar bin Sultan tarafından bu stratejiye ikna edildi.

Strateji aslında Kıyametin Dört Atlısı"nın yaya bir versiyonu tarafından şekillendirilmektedir: Cheney; Bandar; ABD ulusal güvenlik danışman vekili Elliott Abrams ve ABD"nin Irak ve Afganistan"daki eski büyükelçisi ve her işin adamı Zalmay Khalilzad. Ortadoğu"da halk yığınlarının bunun hakkında ne düşündüğünü gündeme getirmek tamamen yersizlik olur. Örneğin Sünni çoğunluklu Mısır halkı için en popüler politikacılar açık farkla Hizbullah"ın lideri Hasan Nasrallah, Hamas"tan Halid Meşal ve Ahmedinecat"tır. İki Şii ve Şiilerce fazlasıyla desteklenen bir Sünni.

"Teröre Karşı Savaş" Meselesi


Bush yönetimi aynı hedefe odaklanarak kurnazlıkla fitne hançerini İslam"ın kalbine saplamak için “Sünni dayanışması” olgusunu örmeye çalışıyor: hedef Ortadoğu"ya itirazsız hâkim olmak.

Cheney, Pakistan devlet başkanı Pervez Müşerref"in yardımını sağladı (Müşerref, Pakistan"ın Belucistan eyaletinde organize olan gizli ajanların Güneydoğu İran"a geçişlerinde kolaylık sağladı). Bununla birlikte bazı oyuncular cığızlık yapmaktadırlar. Türkiye herhangi bir “anti-Şii ittifak”a katılmayacağını ilan etmiş olmalıdır. Irak"ın Kürdistan bölgesinin otonomisi ile ilgili Eylül referandumu yaklaşırken İran"ın düşmanlığını kışkırtmanın altından kalkamaz.

Yeni Selahattin aynı zamanda “teröre karşı savaş”ın bitmekten uzak olduğunu görürdü—terörle savaş islamo-fobinin kurnazca bir formuna evrildi ve hala doğrudan İran ve Irak “büyük ödüller”indeki petrol gaspıyla alakalıdır. İslam topraklarındaki inanılmaz bolluktaki doğal zenginliği fethetme ile ilgili ayrıcalıklı strateji; başlangıcından itibaren öngörülebilir durumdaydı, “barbar”, “medenileşmemiş” ve “modern öncesi” İslam dünyasına karşı bir ihtilaf inşa etmek; İslam"ı bir din ve Müslümanların kültür ve geleneği olarak karalamak; zengin kuzeylilerin içinde Müslümanlara karşı fiili bir ayrımcılığın ve mutlak bir ırkçılığın propagandasını yapmak; İslam"ı terörizm ile eş anlamlı hale getirmek.

Yeni Selahattin bunu bütün 1,5 milyarlık güçlü ümmetin bildiği kadar biliyor.

Ve ayrıca Şii dünyası var. ABD"nin sözde elitleri Şiiliğin olağandışı gücünü anlamada başarısız oldukları müddetçe pişirdikleri herhangi bir parlak masa başı stratejisi; zavallı bir durumda başarısız olmaya mahkûmdur.

Irak"taki Şiiler asla ABD"nin ajandasına dahil edilemeyecekler—ajandanın içerdiği hüsnü kuruntunun büyüklüğünün bir önemi yoktur. Onlar—zulüm ve dışlanma tarafından hırpalanmış—kolektif bilinçlerini ve Amerikan yapımı “liberal” ütopyanın çıkarına kurban edilmeleriyle ilgili tarihi tecrübelerini asla unutmayacaklardır. Şiiler, Siyonizm"e duydukları büyük düşmanlıklarını; batı—özellikle ABD—halkları ve adi kültürleri tarafından toplumlarının bozulduğunu ve Müslüman ülkelere ve doğal zenginlikler üzerinde yapılan pek çok düzenlemeye itirazlarını vurgulamaya devam edeceklerdir. Kendilerini gerçek İslam"ın koruyucuları olarak görmek Şiilerin DNA"larında var.

Kurdun Saati

Yeni Selahattin nerden çıkacaktır?

Nasrallah olabilir—güçlü İsrail ordusunu geri çekilmeye mecbur eden ve demokratik seçimler üzerinden Lübnan"daki bir çoğunluk hükümetinde kaçınılmaz bir şekilde hâkim olacak olan Nasrallah.


Asla Yeşil Kuşağa girmemiş, “yaptırımlar nesline” dâhil olmayan ve mutlak bir marjinallik içinde yetişmiş genç bir Sadrist olabilir. Şu an Bağdat"taki el-Muntasıriyye Üniversitesi"ne devam ediyor, diplomasını alacaktır ve Irak"ın gerçek özgürlüğü için savaşmak için çok iyi donanmış olacaktır. Mukteda es-Sadr"ın kendisi olabilir—bir ulusal özgürlük hareketinin popüler meşru lideri olarak.

Şam veya Beyrut"ta büyüyen, eğitim alan bir Filistinlinin oğlu olabilir, yeteneklerini geliştirmek için Kanada"ya göç etmiştir, batının vereceği şeyleri en iyi düzeyde almıştır ve bir gün geri dönüp bir intikam duygusu ile politikaya girecektir.

Suriye"deki bir Müslüman Kardeşler entelektüeli olabilir. Irak"taki Sünni Arap direnişinin arkasında duracaktır. Ürdün"deki Haşimi monarşisinin yıkılmasını tamamen destekleyecektir. Hamas"ın destektiçisi olacaktır. Bir Müslüman Kardeşler üyesi olarak Selahattin İsrail"e dair planlar yapabilme gücüne sahip daha büyük Sünni Arap bir Suriye için savaşacaktır.

Öldürme videolarını manifestolar olarak internet üzerinden yayınlayan Suudi eğitimli Bağdat"taki Sünni-Arap bir suikastçı olabilir. Veya bir Arap değil de bir Fars olabilir—taktik bir ABD nükleer saldırısı durumunda ortaya çıkacak direnişçi bir kahraman.

Selahattin"in ruhu muhtemelen, bir varis için sabırsızdır. Ümmette yüz milyonlarcası var. Sonunda vakti gelmiş; Kudüs, Şam veya Bağdat"a doğru yayılacak olan savaşçı ne derece sert bir savaşçı olacak?

 

Bu makale Ali Karakuş tarafından Asia Times'tan Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.