Sonunda Fetih ve Hamas hareketleri, Filistin uzlaşısının barışı gerçekleştirmenin ve demokrasiyi yerleştirmenin temel giriş kapısı olduğunu, uzlaşı olmadan başkanlık, yasama ve Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin yapılamayacağını anladı.

1967 sınırları üzerinde iki devletli çözüme varmak da uzlaşının sağlanmasına bağlı. Filistinli gruplar, çarşamba günü Kahire’de uzlaşı anlaşmasını imzaladı. Kahire, 2007’de yaşanan Filistin bölünmüşlüğünden bu yana iki yıldan fazla süren başarısızlık ve Suudi Arabistan, Katar ve Yemen gibi birçok ülkenin harcadığı çabalar sonrası anlaşmaya ev sahipliği yaptı.

Bu anlaşma, bölünmeden sonra Fetih hareketinin lideri olan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la Hamas hareketinin lideri Halid Meşal’i ilk kez bir araya getirdi. Hiç kuşkusuz bu anlaşma, bölünmeyi sona erdirme amaçlı siyasi iradenin sağlanmasının, Filistinli grupların ve siyasi güçlerin halkın ve vatanın birliği yönündeki ulusal ruhu yansıtan olumlu fikirler, girişimler ve öneriler sunma kararlılığının bir sonucuydu.

ABD ve İsrail’e dikkat
Ayrıca bu uzlaşı, bölgedeki yeni şartların sağlanmasının da meyvesi oldu. Filistin şartlarının çıkmaza girmesi, bu yeni şartlardan ileri geliyor. Zira ne Filistin yönetimi siyasi başarı elde edebildi, ne de Hamas askeri bir ilerleme kaydedebildi. Bunların yanı sıra devrim rüzgârları, Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve Suriye’yi sardı.

Uzlaşıyı koruma misyonunun uzlaşıyı sağlamaktan daha zor olduğunu kesinlikle unutmamalıyız. Zira İsrail, bu uzlaşıyı başarısız kılmak için bütün kartlarını ve silahlarını çıkaracaktır. ABD de şüphesiz daima yaptığı gibi İsrail’in yanında duracak, Fetih ve Hamas hareketlerinin birbirlerinden uzaklaşmalarını dayatan iç ve bölgesel etkenleri aşma ve Filistin sorununu hak ettiği seviyeye götürme çabalarının önüne mayın koymasına destek olacaktır. Zira Filistin’deki bölünmüşlük, müzakerecilerin ve direnişçilerin zayıflamasına yol açmıştı. (Mısır gazetesi Ehram, Başyazı, 5 Mayıs 2011)


Kaynak: Radikal