Lübnan Hizbullah hareketinin, genel sekreteri Hasan Nasrallah'ın kendisini yanlış hesapların ve zayıf değerlendirmelerin karanlık tüneline savurarak, Mısır'ın ulusal güvenliği üzerinde komplo hatası işleyerek ve örgütünden bazı unsurları Mısır'da terörist eylemlerde bulunmaya sevk ederek yolunu kaybettiği tartışmasız.
Nasrallah, ajanlarını Mısır'a sızdırdığını itiraf ederken Mısır egemenliğine yönelik affedilemez bir ihlale hazırlanmaktadır. Hasan Nasrallah kendisini yanlış siyasi değerlendirmelerin karanlık tüneline savurduğu için Mısır'daki kamuoyunun kendisinin 2006 yazında Lübnan'a yönelik İsrail savaşındaki rolünü takdir ettiğini düşündü. Mısır halkının birinci derecede Lübnan'a yönelik İsrail saldırısını reddettiği ve bu saldırıya direnen herkesi desteklediği doğru. Nasrallah'ın Mısır'a dil uzatarak ve Gazze'de Filistinlilere yönelik İsrail savaşı sırasında Mısır'da fitneyi kışkırtarak 2006 savaşında elde ettiği aldatıcı krediyi bitirdiği kuşkusuz. Mısır halkının eğilimlerini iyi okuyanlar için Mısırlıların büyük çoğunluğunun bu türden dil uzatmaları ve ister Hizbullah'tan ve genel sekreterinden gelsin ister başka bölgesel güçlerden gelsin bu kışkırtmaları kınadığı gayet açıktır.
Mısır halkı açısından en kutsal şey egemenliğini korumak ve Mısır ulusal güvenliğine dokunulmamasıdır. Kim her türlü yanlış gerekçeler altında Mısır'ın ulusal güvenliğine dokunmaya tevessül ederse bütün halk onu düşman hanesine koyacaktır. Mısır'ın değişmez ve istikrarlı tarihi budur. Zira Mısır halkı ülkesinin güvenliğini ihlal etmek isteyenlere karşı ulusal yönetiminin yanında yer almaktadır. Hatta büyük çoğunluğu bu ulusal yönetimle bütünleşmiştir.
Nasrallah yanlış siyasi hesapların karanlık tüneline kendisini savurduğu için Mısır halkının Gazze'ye yönelik İsrail savaşı sırasında hedefleri ve meramları ortaya çıkan bölgesel ajandaların içyüzüne vâkıf olduğunu idrak edemedi. Bölgesel ajandaların Filistin halkının ve ulusal davasının aleyhine olacak siyasi kazanımlar elde etmeyi hedeflediği biliniyor. Herkes Hizbullah'ın İran'ın bölgedeki politikalarının ve stratejisinin ayrılmaz bir parçası olduğunun, İran'ın hesabına çalıştığı ve talimatlarını yerine getirdiğinin farkında. İran ve Hizbullah İsrail savaşı sırasında Gazze'deki Filistinlilere hiçbir destek veya yardımda bulunmadılar ve Arap ülkeleri arasında anlaşmazlıkları derinleştirmek için açık girişim içinde Mısır'a saldırmak amacıyla fırsatı kullanmakla yetindiler. Ki böylelikle İran'ın bölgesel nüfuz halkasının Arapların aleyhine olacak şekilde genişlemesi kolaylaşsın.
Gazze'ye yönelik İsrail savaşının gerçekleri Hizbullah'ın Gazze'deki Filistinlileri desteklediği iddiasını İran bölgesel nüfuzunu artırma ajandasını hayata geçirmek için bir kılıf olarak kullanmaya çalıştığını gösteriyor. Dolayısıyla Nasrallah, Filistin direnişini destelediği yönündeki geçersiz iddiasıyla Mısır'da terörist ve yıkıcı eylemler düzenlemek için partisinin adamlarını harekete geçirdi. Bu yaptığı Mısır'ın ulusal egemenliğinin ve güvenliğinin ihlalidir. Mısır halkı bu eyleme karşı çıkmaktadır. Mısır bütün gücüyle Filistin halkının yanındadır, Filistinlilerin ulusal davasını ve bağımsız devletlerini kurma haklarını savunmaktadır. Bu tarihî bir tutumdur ve hiç kimse Filistinlileri destekleme konusunda Mısır'la yarışamaz. Dolayısıyla genel sekreteri yanlış hesapların karanlık tüneline savrulan Hizbullah büyük siyasi bir hata işlemiştir. Bu hata Mısır'a komplo kurma imkanı düşünüldüğünde affedilemez. Nasrallah ve örgütü karanlık tünelden çıkamayacaktır.
Mısır gazetesi El Ehram, başyazı, 14 Nisan 2009
Kaynak: Zaman