Tayyip Erdoğan'ın ruh dünyasıyla alakalı kaç yazı yazdığımı unuttum. AKP çevresinden başbakana yakın insanların tespitlerimin doğru olduğunu söylemelerinden cesaret alarak, mevcut gerginlik ve tartışmada Erdoğan'ın takındığı tavrın sebepleri üzerine bir değerlendirme yapmak istiyorum. İlk söylemem gereken husus, Erdoğan'ın uzağında olanlar tarafından bile az-çok sezilebilen mizacının, uzun zamandır kendisinin yakın çevresinde olan kişiler açısından meçhul bir yanı kalmadığıdır. Kastettiğim, onun dostluk ve vefa anlayışının, koruma duygusunun, sorunları dışarıya yansıtmadan bünyede çözme, hata yaptığını öğrendiği kişileri çevresinden uzaklaştırarak cezalandırma eğiliminin; itimat edip çevresindeki halkaya dahil ettiği kişilerin hangi konuda olursa olsun bilgi verirken yalana tevessül etmeyeceklerine inancının ve bu nedenle söylenenlerin doğruluğunu soruşturmayı ahlaki bulmayışının bu insanlar tarafından biliniyor olmasıdır.
Erdoğan'ın sadece tabiatı gereği değil, dini gerekçelerle de (saydığım özelliklerin hepsi Kuran ve hadis kaynaklarınca övülür) benimsediği bu vasıflar, inanç penceresinden farklı, siyaset penceresinden farklı değerlendirilebilir. Yani dinin meziyet saydığı bir husus, siyasette pekala zaaf olabilir. Bunu söylerken İslam'ın işaret ettiği yolun hayatın gerçeğiyle örtüşmediğini, dolayısıyla terk etmenin akıllılık olacağını anlatmak istiyor değilim elbette. Kastettiğim, Erdoğan'ın yaşadığı bunca hadiseye rağmen hâlâ ihtiyat ve teenni (bir meselede aceleyle varılan hüküm doğrultusunda değil, sorup soruşturduktan sonra hareket etmek) çizgisinin uzağında durduğudur. Ve onun bu yanının, etrafında kümelenmiş, gerçekte başbakana nisbetleri dolayısıyla itibar gören kişilerce bir tür örtü ya da hata kalkanı olarak kullanılabileceğidir.
Erdoğan, ilişkilerinde liderlikle ağabeylik arası bir sınırda durduğu için, öteden beri fazla ince eleyip sık dokumaksızın, hakkında olumlu düşüncelere sahip olduğu kişilerce anlatılan ve o haliyle hayırlı görüp faydalı olacağını düşündüğü her projeyi sahiplenme alışkanlığında. Yine öteden beri, etrafında onun huyunu/suyunu bilen ve bunu nakte dönüştürmeye hevesli kişiler yok değil.
Öte yandan Türkiye'nin yakın tarihi, elinde mühür olan kişilerin çoğu zaman icraatlarından ziyade, halisane niyetlerle kol kanat gerdikleri kişiler yüzünden sıkıntılandıklarının örnekleriyle dolu. Rahmetli Özal'ın, kendisine yakın görünen insanlar tarafından, aile fertlerinin hatta fütursuzca kendi adının istismar edilmesinden ne denli sarsıntı ve üzüntü yaşadığını biliyorum. Keyifle katıldığı bir davette, ticari sahada evveliyatı olmadığını, sadece onun yanında göründüğü için imkâna kavuştuğunu bildiğim bir zat yanına yaklaşıp beraber göründükleri bir fotoğrafı imzalaması için uzattığında isteği abartılı bir öfke sergileyerek reddetmesine şaşırmam üzerine söyledikleri hâlâ kulağımda: 'Şimdi sen resim sanıyorsun bunu, ben de öyle baktım hep, sevdiğinden istiyor, hatıra diye bakıyor dedim. Ama artık biliyorum ki, onun gözünde açık çek bu! Kimbilir nerede ne iş için kullanacak" demişti.
Şaban Dişli'yle ilgili tartışmalar sürerken Erdoğan'ın tepkisini yansıtmaksızın uzun süre sessiz kalmasını bu bakımdan olumlu bulmuş hatta tavrını Anayasa Mahkemesi kararı sonrası yazdığım 'Başbakan'ın bu noktadan sonra sırtında kimseyi taşıma lüksü yok' deyişimin teyidi olarak görmüştüm. Ama Deniz Feneri söz konusu olunca işin rengi değişti. İnanıyorum ki Erdoğan bu konuda en geniş bilgiyi ne kadar yakınsa da basından öğrendi. Muhtemelen de kendisine yakın çevresinin aktardığı 'İddialar ve yazılanlar tamamen asılsız, mahkemenin elinde husumet duygusuyla hareket eden bir muhasebecinin ifadesinden başka delil yok. Bazı ufak tefek usulsüzlükler yapılmış ama ortada CHP'nin ve bizim basının abarttığı oranda bir şey yok' mealinde bilgilerle kanaat oluşturdu ve 'asıl hedef sizsiniz!' yorumlarına itibar etti.
Başbakanın doğrudan kendisini hedef alan bir siyasi tsunami hazırlığına dair bilgiyle hareket etmiş olması ihtimalini göz ardı etmeksizin, herhalde bu aşamada söylenebilecek olan, şu an her zamankinden ziyade 'çevre temizliğine' dikkat etmesi gerektiği, sağda solda adı verilerek adisyon açılmasının önüne geçmesi gerektiğidir.
Kaynak: Radikal