Pakistan'da meydana gelen patlama, ABD'nin terörle savaşının başarısızlığını gösteriyor. Bu savaş dünyayı daha tehlikeli bir yere dönüştürdü

Pakistan ve bütün dünya bir önceki gün, İslamabad'ın göbeğindeki meşhur Marriott Oteli'nin önünde bomba yüklü bir kamyonun patlatılmasının yol açtığı katliamla uyandı. Patlama en az 50 kişinin ölümüne ve onlarcasının yaralanmasına yol açtı. Bu kanlı olay sürpriz olmadı; Kaide birçok kez, Afganistan-Pakistan sınırında (Veziristan) sivillerin ölümüne yol açan Amerikan saldırılarının kurbanlarının intikamını lma tehdidinde bulunmuştu.
Patlama Pakistan hükümetinin yanı sıra, ABD'yle sağlam ilişkileri, aşırılıkçı örgütlere karşı mücadele ve Pakistan çevrelerinde konuşlanmaya başlayan 'kanserin'
kökünü kurutma kararlılığıyla övünen yeni devlet başkanı Asıf Zerdari'ye bir uyarı mesajı verdi.
Hedef alınan Marriott oteli muhafazakâr Pakistan'ın ortasında, bakanlar, üst
düzey yetkililer, büyükelçiler, yabancı gazeteciler ve her uyruktan istihbarat birimi üyesinin gittiği bir 'yabancı vaha' oluşturuyor. Bomba yüklü kamyonların otele yaklaşmasıysa, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen Pakistan'da her yere ulaşılabileceği anlamına geliyor.

Kaide iddiası doğru görünüyor
İlk andan itibaren Kaide suçlandı ve bu suçlamayı destekleyen birçok kanıt da mevcut.
Zira kullanılan yöntem, yani 1000 kilodan fazla dinamit ve RBC bombalarıyla doldurulmuş bir kamyonun gönderilmesi, 1995'te İslamabad'daki Mısır elçiliği, 1998 yazında Nairobi ve Darusselam'daki iki Amerikan elçiliğinin bombalanmasında kullanılan yöntemle aynı.
Veziristan'daki Taliban ve Kaide üslerine yönelik Amerikan saldırıları bu iki grubu kızdırdı, Pakistan'ın saygınlığını ayaklar altına aldı. Zira saldırılar, Pakistan hükümetiyle veya asker liderlerle işbirliğine girilmeden ve teröre karşı savaşında küçük bir başarı elde etmek umuduyla, bizzat ABD Başkanı Bush'un emriyle yapıldı.
ABD yönetimi bu terörle savaştaki yöntemlerini kapsamlı bir biçimde gözden geçirmeye muhtaç; çünkü izlediği siyasetin zararları sadece Afganistan'daki NATO
güçleri için değil, teröre karşı savaşta büyük rol oynamış Pakistan gibi müttefik ülkeler
için de önemli büyük tehlike oluşturuyor, bu ülkelere güvenlik, istikrar ve toprak bütünlüğü açısından ağır bedel ödetiyor.
Almanya, Fransa ve başka Avrupa ülkelerinde, askeri güçlerin Afganistan'dan çekilmesi talebiyle düzenlenen gösteriler, Avrupa halklarının can ve mal bakımından maliyetli ve daha da önemlisi kazanılmasının zor olduğu bir savaşı devam ettirme güçlerinin olmadığına açıkça işaret eden bir 'uyarı çanı' anlamına geliyor.
Marriott Oteli'ndeki patlama teröre karşı savaşın, başta Kaide ve Taliban'ı yok etmek olan hedeflerinin hiçbirini gerçekleştirmediğinin kanıtı. Hatta savaş, dev B-52 Amerikan bombardıman uçaklarının Kandahar ve Tora Bora'yı bombalamaya başladığı Ekim 2001'deki hallerine nazaran bu iki örgütü daha da güçlendirdi ve daha tehlikeli hale getirdi.
Pakistan ve Washington'ın diğer müttefikleri bu savaşta ortaya koydukları işbirliği
nedeniyle tam bir kriz hali yaşıyor. Zira dünya, ABD'nin terör sorunlarıyla yanlış ilişkisinin yanı sıra, sorunun siyasi, sosyal ve ekonomik köklerine bakmaksızın askeri çözümlere
dayanması nedeniyle daha tehlikeli bir yere dönüştü.

 

Kaynak. Radikal