Türkiye gelecek yılki genel seçimlere ilerlerken, AKP sağlam bir konumda. AKP ve muhalefet için referandum büyük bir sınav niteliğindeydi ve sonuçlar muhalefet açısından ciddi bir yenilgi oldu.

Muhalefetin referandumu AKP’ye yönelik bir güvenoylamasına dönüştürme kararı -ki büyük bir stratejik hataydı bu- partiyi gelecek yılki seçimler konusunda epey avantajlı bir noktaya taşıdı. Ve tahminler tutarsa, seçim sonrasında hükümet Kürt meselesi dahil, çözülmemiş iç sorunlarla iştigal etmek ve anayasayı yeniden yazmak bakımından güçlü bir konumda olacak.

Süreci Kürt sorunu değiştirir
Seçimler yaklaşırken AKP çeşitli avantajlara sahip. Güçlü ekonomik performans popülerliğini artırdı. İşsizlik oranları yüksek olmayı sürdürse de Türkiye krizi çoğu ülkeden daha az zararla atlatabildi. Muhalefetse, AKP’nin mevcut ivmeyi kırmak istemeyen seçmenler arasındaki kesin hâkimiyetini zayıflatabilecek bir ekonomik programı henüz ortaya koyamadı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partiye yeni bir çehre kazandırmaya çalışıyor. Her adımda da tutucu kanadın ciddi muhalefetiyle karşılaşıyor. Bu çabadan dolayı takdiri hak ediyor, fakat belirleyici bir başarı elde edip edemeyeceği belli değil. Partiyi statükonun sadık savunucusu olmaktan çıkarıp gerçek demokratik hedefler güden bir yapıya dönüştürmesi gerekiyor.

Seçimlere giden süreci değiştirebilecek tek büyük mesele Kürt sorunu. AKP’nin seçimden önce Kürt meselesinde önemli değişiklikler yapması muhtemel olmasa da, etnik şiddeti dizginlemek istediği açık. Hükümetin durumu dikkatle idare etmesi gerekecek.

Yasalar keyfi uygulanıyor
AKP seçimi net bir üstünlükle kazanırsa, anayasal reformun önü açılacak. Referandumdan hemen sonra Başbakan Erdoğan, seçimin ardından mevcut anayasayı tepeden tırnağa değiştirmek için bastıracağı taahhüdünde bulundu. Bu sevindirici bir haber. Türkiye, ülkeyi Avrupa ve ABD’deki Batı modeline daha da yakınlaştıracak yeni bir anayasaya fazlasıyla ihtiyaç duyuyor. Mevcut anayasa, devleti bireyin önüne koyan bir deli gömleğine benziyor. Türkiye yasaların olduğu, fakat hukukun üstün olmadığı bir ülke. Yasalar rejim muhaliflerine her daim çok sert bir şekilde uygulanıyor.

Erdoğan’ın nihayetinde cumhurbaşkanı olmak istediği de bir sır değil. Amacının, mevcut parlamenter sistemin yerine bir tür başkanlık sistemini geçirmeyi istediği düşünülüyor. Ancak başkanlık sistemini oluşturmak kolay olmayacak, zira böyle radikal bir değişikliğe muhtemelen AKP içinden de epey güçlü muhalefet yükselecek. Yine de herhangi bir değişim için AKP önce seçimi kazanmak zorunda. Beklenenden iyi referandum performansı ve muhalefetin zayıflığı sayesinde parti gelecek yaz için epey güçlü bir konuma sahip.
(Lehigh Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü, 6 Aralık 2010)

Kaynak: Radikal