Başkan yardımcısı adayları Palin ve Biden, ilk tartışmalarında seçimin Irak ve ekonomi gibi kilit meselelerini ayrıntıyla konuşmadı

Başkan yardımcısı adayları arasında kaçamaklar ve yanlış tanımlamalarla dolu olarak epey yüzeysel geçen tartışmanın hem Vali Sarah Palin hem de Senatör Joseph Biden açısından iyi haber olarak algılanması, beklentilerin ne kadar düşük olduğunun göstergesiydi.
Biden, her zaman yaptığı gibi daldan dala atlamadı ya da küçümseyici  davranmadı.
Palin'se, aday olmasından bu yana giderek vahim hale gelen söyleşilerinde nadir görüldüğü üzere, daha kendinden emin ve tutarlıydı. Adaylar, programlarının göreceli meziyetlerine dair medeni bir tartışma yürüttü ve tahmin ettiğimiz gibi bir durum yaşanmadığı için minnettar olmalıyız. Ama (Wall Street'i kurtarma operasyonundan Irak'a uzanan) mevcut temel meselelelere dair ciddi fikir alışverişine pek rastlanmadı ve tartışma daha ziyade bayat ve göz boyayıcı mevzularla geçti.
Palin, 42 bin dolardan fazla kazanan ailelerin vergilerinin artırılması yönünde oy kullandığını öne sürdüğü Obama'nın vergi konusundaki sicilini ortaya dökerek bastırdı. Biden, Obama'nın önkoşulsuz olarak İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'la görüşeceği yönündeki sözlerini inkâr ederek kendi kalesine gol attı. Her iki aday da karşı tarafın sağlık hizmetleri konusundaki planlarına ağır tahrif yoluyla saldırdı; Palin hatalı bir biçimde Obama'nın önerisinin 'evrensel devlet eliyle işletme programına' çıktığını savunurken, Biden da John McCain'in önerdiği vergi indirimlerini olduğundan zayıf gösterdi. Her ne kadar iki taraf da mutlu mesut ekonomik krizle ilgili önlemlerden bahsetse de ve diğerini harekete geçmemekle suçlasa da, hiçbiri ekonomik krize nasıl deva bulacakları konusunda görüş ortaya koyamadı ve geçen hafta başkan adaylarının yaptığı gibi, ikisi de çöküşün gelecek yönetimin manevra kabiliyetini nasıl etkileyeceği konusuna girmedi.
Palin genel olarak sorular karşısında yan çizdi ve başka bir konuya atlayarak kendisini sağlama almayı tercih etti. Ciddi meselelerle yüzleşmek yerine, çok sık olarak, ezber söylemlere, halk ağzına ("Allahın belası", "Hepsi o yağmacı alacaklıların yüzünden") ve telaşla gözlerini kırpıştırmaya başvurdu. Kendini tekrarlama eğilimindeydi. Ulusal sahnedeki kısa kariyerinin en yukarılarında gezinen Palin, CBS'ten Katie Couric'le söyleşisindeki gibi bozum olmadı. Her ne kadar bir çok konuda bilmece gibi cevaplar vermeyi sürdürse de... Mesela iklim değişikliği hakkında Palin, 'iklimimizde önemli değişikliklerin meydana geldiğini' kabul ederek, "Ve nedenleri tartışmak istemiyorum. Hakkında konuşmak istediğim şey, bu nedenlere olumlu etki edebileceğimiz yere nasıl ulaşacağımız" dedi. Ancak iklim değişikliğinin sebeplerini  anlamak, bununla ilgili ne yapılacağına karar vermek açısından gerekli.
Biden çok daha deneyimli biri olarak, bazı meseleleri yüzüne gözüne bulaştırmamakta kısmen daha iyiydi: McCain-Palin kampanyasının cinsiyetçilik ya da hafife almak anlamına geldiğini iddia edebileceği hiçbir şey söylemedi. Biden, Palin'in şahsıyla değil, rakibesi başkan adayıyla çarpışmaya girişmekte kararlıydı. Sonunda McCain'in partisiyle uyumsuz bir politikacı olmadığını, Bush yönetiminin tutumlarına bağlı olduğunu belirterek sert tavrını koydu. Dün geceki tartışma her iki aday için de bir tren kazası değildi, ama kalan iki başkanlık karşılaşmasının belli meselelerle ilgili olarak daha aydınlatıcı olacağı yönünde bir umut uyandırdı.

 

Kaynak: Radikal