Irak Kürdistanı'ndaki parlamento ve başkanlık seçimleri, özerk Kürt bölgesinin kurulduğu 1991'den beri ilk kez yaşayabilir bir muhalefet grubunun doğumuna vesile oldu.
Kürt siyaseti geleneksel olarak, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği'yle (KYB) Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) egemenliğindedir. Fakat seçimin sonuçları KYB-KDP ittifakının toplam oyların sadece yüzde 57'sini aldığını gösteriyor - önceki seçime göre ciddi bir düşüş (yüzde 85'in üzerinde) söz konusu.
Berham Salih ve Mesrur Barzani (Mesud Barzani'nin oğlu ve muhtemelen geleceğin parti lideri) gibi KYB ve KDP yetkililerinin beklenmedik şekilde enerjik seçim kampanyası olmasaydı daha da ciddi bir düşüş yaşanabilirdi.
Kürt siyaseti infilak edebilir
Yolsuzluk karşıtlığı ve kamu hizmetleri temelinde kampanya yürüten Değişim tahminleri altüst ederek yüzde 24 oranında oy topladı; diğer muhalefet grupları da en az yüzde 15 oranında oy aldı. Böylece bölgesel yönetimin çalışmaları 1992'te göreve başlamasından beri ilk kez etkili bir denetimle karşı karşıya kalacak ve parlamentosu artık bir mühür basma dairesi değil, daha muteber ve canlı bir kurum olarak faaliyet gösterecek. Değişim'in 111 vekilliğin 20'den fazlasını elinde tuttuğu ve diğer muhalefet partilerinin de gelişmekte olduğu dikkate alındığında, demokrasi Kürdistan'da doğru düzgün kökleşiyor, yeni bir eleştiri ve kamusal denetim kültürü oluşuyor gibi görünüyor.
Fakat hâlâ yapılacak çok şey var ve belirsizlik yüzünü gösteriyor. İç siyaset açısından Kürdistan evine çekidüzen vermeli. Değişim'in yükselişi, Kürt siyasetini tümden infilak ettirme tehlikesi taşıyan bir belirsizlik ve kuşku hissiyatına da yol açtı. Değişim'in seçim başarısının başlıca kurbanı, kalesi Süleymaniye'yi ve üyelerini kendisinden kopan bu gruba kaptıran KYB. Talabani'nin hareketi şu an geleceğine dair ciddi sorularla yüz yüze.
Bu bağlamda KDP'nin nasıl tepki vereceği önemli. KYB'nin inişe geçmesi karşısında yüzde 50:50'yi öngören iktidar paylaşım anlaşmalarına riayet etmeyi sürdürerek Kürt Bölgesel Yönetimi'nin başbakanlığını (ki çok önemli bir makamdır) KYB üyesi ve Irak başbakan yardımcısı Berham Salih'e teslim edecek mi? Yoksa kendisini artık bölgedeki ana otorite kaynağı sayıp bunu yapmak için bir neden olmadığına mı hükmedecek? Ayakta kalmak ve itibarını yitirmemek için KYB'nin yapması gereken şeyse, kendisini yeniden örgütleyecek, KDP'ye ayak direyecek ve başbakanlığı elde etmesini sağlayacak biçimde bir hasar tespit çalışması yapmak.
Değişim'in yarattığı belirsizlik Kürt sınırlarının ötesine de uzanıyor. Kürdistan liderleri kamuoyu önünde son seçim zaferlerini kutluyor olabilirler, fakat kendi aralarında Değişim'in yıl sonundaki Irak ulusal seçimleri için yaptıkları planları karmaşıklaştırdığını biliyorlar.
Değişim ulusal seçimlerde KYB-KDP koalisyonuna katılmak yerine tek başına yarışmayı tercih ederek yakaladığı ivmeye sırtını dayamaya çalışabilir. Bu senaryoda Bağdat'taki Kürt nüfuzu zayıflayacak, henüz kendi koalisyonlarını neticelendir-meyen rakip Şii ve Sünni partiler güçlen- miş olacaktır. Yolsuzluk ve kayırmacılıkla suçladığı bir Kürt blokuna katılmasıysa Değişim'in itibarına zarar verecektir, fakat böyle bir manevrayı meşrulaştırmak için Kürt milliyetçi savlarını kullanabilir.
Irak Başbakanı Nuri el Maliki de gelişmeleri merakla izleyecek. Değişim'in yol açtığı belirsizlikten yararlanmak isteyecektir, zira bu durum Kürtlerin bugüne kadar birleşik olan cephesini ihtilaflı bölgelerin statüsü ve öneri halindeki petrol yasası gibi meselelerde zayıflatabilir.
Maliki bu ve başka meseleleri ele almak için geçen pazar Kürdistan'ı ziyaret etti. Başbakan olduğundan beri yaptığı bu ilk ziyarette Talabani ve Barzani'yle görüştü. Fakat Kürdistan Bağdat'la silahlı ihtilafın hâlâ milim ötesinde. Maliki ve Barzani sorunları hiç karşılıklı görüşmemişti, bu yüzden ziyaret olumlu bir adımdı, fakat her iki lider bir çözüme yaklaşamadan korunaklı kalelerine geri döndü.
Teyit edilmemiş haberler Maliki'nin Değişim lideri Noşirvan Mustafa'ya kur yaptığını öne sürüyor. Böyle bir ittifak, hem Maliki hem Mustafa tarafından bir pazarlık kozu olarak kullanılabilir. Maliki bir dönem daha başkanlık istiyor ve KYB ile KDP buna hararetle karşı çıksa da, Maliki-Mustafa ortaklığının gerçek bir ihtimal haline gelmesi durumunda bu muhalefetin bertaraf edilebileceğini biliyor. Zira böyle bir ittifak Bağdat'taki KYB-KDP çıkarlarını tehdit edecektir.
Kerkük meselesi ikilem sebebi
Mustafa da bu ittifakı KDP ve KYB'den taviz koparmak için kullanabilir, fakat Araplarla Kürtler arasındaki gerilimli atmosferde böyle bir ittifakın intihar anlamına gelebileceğini de biliyor olacaktır.
Son seçimler belki de Kürt demokrasisi için zaferdi, fakat iç bölünmelerin Kürtlerin daha fazla özerklik ve zenginlik isteklerine destek mi köstek mi olacağını zaman gösterecek. Bu büyük oranda Bölgesel Yönetimin ve Bağdat'ın Kerkük gibi meselelerde atacağı adımlara bağlı. KDP ve KYB'nin ikilemi şu: Irak Anayasası'nın 140. maddesinin uygulanması (yani Kerkük'ün statüsünün referandumla belirlenmesi) ısrarlarından en ufak taviz vermiyorlar.
Bu tutum Kürdistan dışında neredeyse hiç destek bulmasa da, KDP ve KYB'nin şu an geri adım atması muhalefeti güçlendirir. O yüzden söz konusu meselelerde Bağdat'la uyuşmazlık, iç bölünmelerin Kürt bölgesi için tehlikeli biçimde belirsiz bir gelecek yarattığı bir ortamda devam edecektir. (9 Ağustos 2009)
Kaynak: Radikal