Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Devlet Planlama Teşkilatı'na Türkiye Kıbrıs politikasını değiştirip referanduma 'evet' demeseydi sonuçlarının ne olacağı konulu bir çalışma görevi verdiğini biliyor muydunuz? Bunu bazı meslektaşlarımla birlikte önceki gün Erivan'a gidiş yolundayken öğrendik.
Gül, 'Cesur olmak gerekiyor' dedikten sonra, cumhurbaşkanı olarak izleyeceği siyasetin önüne gelen önemli sorunları halının altına süpürmektense üzerine gitmek olacağını söyledikten sonra, örneği Kıbrıs'tan vermişti. Sonra da 'Kıbrıs'ta o referandum yapılmayıp, kimin çözüm istemediği gösterilmeseydi ne olurdu?' diye sordu. Şimdi DPT, Kıbrıs'ta Rumların Annan Planına 'hayır' dediği 25 Nisan 2004 referandumuna Türkiye baştan yanaşmasaydı bunun ne gibi siyasi, ekonomik, sosyal sonuçları olacağı üzerine bir 'simülasyon' çalışması yürütüyor.
'Gitmesem ne olurdu?'
Bunu aktarmak önemli, çünkü Gül'ün Erivan dönüşünde uçakta söylediği 'Bu fırsat kaçsaydı, bir daha ele geçmezdi' değerlendirmesinin ne gibi bir siyaset anlayışıyla yapıldığını daha iyi görmemizi sağlıyor. Gül, alternatif maliyetler üzerinden siyaset yütürüyor. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sargisyan'ın milli futbol maçını birlikte izleme önerisini de bu bakışla kabul ettiğini görüyoruz.
"Gitmesem ne olurdu?" diye soran Gül, yanıtını kendisi veriyordu: "Bütün dünyada bir maç davetini kabule bile cesareti yok denecekti. Bizim sahamızda bir top vardı. Top bizim sahamızda kalmamalıydı. Böylece olumlu bir görüntü sergiledik, dünya gözünde olumlu bir imaj çizdik. Bu ziyaretim takdirle karşılanacak ve cesaret olarak görülecektir. Türkiye negatif imajı hak etmiyor."
'Soykırım konusuna girilmedi'
Sargisyan 28 Ağustos'ta Radikal'de yayımlanan mülakatında o vurguyu, soykırım iddialarının iki ülke ilişkilerini rehin aldığı yolundaki soruyu cevaplarken bu konuyu Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde koşul öne sürmeyeceğini söylemişti.
Nitekim Gül, Erivan'dan Ankara'ya dönerken Sargisyan'ın soykırım iddialarına konusuna hiç değinmediğini şu sözlerle açıkladı: "Sözde soykırım meselesini ne açtılar, ne de imada bulundular. En ufak bir şekilde, üstü kapalı da olsa söylenmedi"
Türkiye'nin 2-0 kazandığı Ermenistan maçı ardından düzenlenen kokteylde Sargisyan'ın bundan sonraki adım dileği sorulduğunda diplomatik ilişkinin yanısıra saydığı sınırın açılması konusu da açılmamıştı.
Gül, memnuniyetini (güvenlik tedbirlerini de özel olarak anarak) "Ermeniler sözlerinde durdu" diye dile getirdi.
Karabağ sorunu ve Azerbaycan
Gül'ü şaşırtan bir başka konu da, Sargisyan'ın Yukarı Karabağ meselesini ve Azerbaycan ile ilişkileri tartışmaya istekli oluşuydu. "Azerbaycan ve Karabağ meselesini kenarından açtım, baktım tahmin etmediğim kadar girdi, o zaman ben de girdim" sözleri bunu anlatıyor. Aslında Ermeniler, Minsk grubu dışında Türkiye'nin Yukarı Karabağ'ın Ermeniler tarafından tutulmasını kendi ilişkilerinde, özellikle sınırın kapalı tutulmasıyla bağlantılı düşünmesini istemiyorlar. Ancak Büyükelçi Çeviköz'ün 3 Eylül'deki ziyaretinde, Gül'ün bu konuyu tartışmak istediğine Ermenileri iknada başarı sağladığı anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı dün dönüş yolunda "Zaten sürekli görüştüğü" Azeri yönetimiyle biraraya gelebileceğini de söyledi. Gül, 15 Ekim'deki Azerbaycan seçimlerinden önce Bakü'ye gidebilir.
'Konjonktür lehimize'
Gül bu açıdan Erivan ziyaretiyle "Kafkaslar'daki psikolojik duvarların yıkıldığına' inanıyor.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, görüşmeler sırasında Türk heyetine 'Anket yaptırdım, halkın yüzde 80'i bu ziyareti istiyordu' demiş. Ama yalnız bu yüzden değil.
"Gürcistan olayından herkes etkilenmiş" diyor Gül; "Kafkaslardaki konjonktür lehimize". Fırsatların değerlendirilmesine o yüzden önem verdiğini söylüyor. Başbakanın siyasi danışmanı, Adana Milletvekili Ömer Çelik'e göre, "Gül, görünürde konusu futbol olan süreci satanç gibi yönetti. İki ülke arasındaki sınır henüz açılmadı, ama Türk ve Ermeni halkları arasındaki psikopolitik sınır aşıldı".
İlk görüşme aynı gece yapıldı
Gül, Kafkaslarda İstikrar ve İşbirliği Platformu'nun Ermenistan'a da anlatılmış olmasını önemli bir aşama görüyor. Rusya ve Azerbaycan'ın olmlu baktığına, Gürcistan'ın (Rusya nedeniyle) çekinceli olduğuna dikkat çekerek şimdi Ermenistan'ın da konuyu (Rusya kanalıyla değil, bizzat Türkiye'nin elinden) incelemeye almış olmasına dikkat çekiyor.
Gül-Sargisyan görüşmesinin ilk somut sonucu da hemen alındı bir bakıma. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Gül'ü (ve eşi Zeynep hanımı) Ankara'ya yolcu ettikten sonra Nalbandyan'la iki saat kadar süren bir görüşme için şehre geri döndü. O görüşmede hem İstikrar Platformu projesinin, hem de ikili konuların görüşüldüğü ve iki dışişleri bakanının daha sık görüşmesi talimatıyla hareket edecekleri bildirildi.
Kaynak: Radikal