Birmanya'nın gerçek lideri Suu Kyi'nin ev hapsinin uzatılması, kınamanın ötesine geçmemiz gerektiğini bir kez daha ortaya koydu

Birmanya cuntasının, ülkenin gerçek lideri olan Aung San Suu Kyi'nin ev hapsinin 18 aylığına uzatılması kararı kimseyi şaşırtmadı. Suu Kyi General Than Shwe'yi ve kafadarlarını korkutuyor. Generallerin, Suu Kyi'nin popularitesini, alçak gönüllülüğünü veya ahlaki cesaretini anlamadıkları açık. Dolayısıyla onu kilit altında tutuyorlar; tıpkı demokratik partisinin seçimleri ezici bir çoğunlukla kazandığı ve hileyle oyun dışı bırakıldığı 1990'dan bu yana geçen yılların çoğunluğunda olduğu gibi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın deyimiyle 'bu adaletsiz kararın' neredeyse evrensel bir kınamayla karşılanması da kimseyi şaşırtmadı. Birmanya'nın Güneydoğu Asya'daki Endonezya ve Filipinler gibi demokratik komşuları, AB, Avustralya, BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon ve Suu Kyi gibi Nobel Barış Ödülü kazanmış saygıdeğer bir topluluk cuntaya onu serbest bırakma çağrısı yaptı. Bu kişilerin çoğu, bir kısmı dehşet verici şartlarda tutulan 2 binden fazla siyasi tutukluya da işaret etti.
Peki bu şikâyetlerin ve kınamaların ardından ne gelecek? Birmanya'nın 50 miyyonluk nüfusunun aslında hepsi, Kuzey Kore'yle ve birkaç başka ulusla benzerlik içinde siyasi tutuklu. Hükümet bütçesinin yüzde 40'ını orduya kullanan ve kalanın büyük kısmını tuhaf biçimde izole hayatlarına çarçur eden askeri liderlerin gaddarlığı ve yolsuzluğu, bir zamanlar refah içindeki bu ulusu Malavi veya Afganistan'dan daha düşük seviyedeki bir yoksulluğa indirgedi. Silahlı güçler rutin bir biçimde etnik gruplara savaş ilan ediyor; tecavüz ve zorla çalıştırma en sevdikleri silahları arasında. Peki birkaç yıl önce göğüslerini kabarta kabarta dünyanın hassas uluslarını 'koruma sorumluluğunu' üstlenen diğer liderin bir yanıtı var mı?

Liderleri hedef alan yaptırım lazım
Denenebilecek önlemler var: Örneğin, vatandaşlarının ızdırabı üzerinden kâr eden liderlere yönelik koordineli mali yaptırımlar veya gerçek bir silah ambargosu (Birmanya'nın Kuzey Kore'yle nükleer meselelerdeki işbirliğine dain son haberler göz önüne alındığında bu özellikle münasip olur). Harvard Üniversitesi'ne bağlı Uluslararası İnsan Hakları Kliniği tarafından mayısta yayımlanan bir rapor, cuntaya işlediği insanlık suçları nedeniyle bir BM soruşturması açılmasına ve sonra da Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde suçlama getirilmesine yol açmaya yetecek miktarda kanıt içeriyor. Despotları savunan Rusya ve Çin engel oluşturucaktır, fakat ABD, Güneydoğu Asya ve Avrupa bunu öncelik haline getirirse bu engelin belki de aşılmaz olmadığı anlaşılacaktır.
Ve ABD nerede? Dışişleri Bakanı Hillary Clinton göreve geldiğinde Birmanya politikasının gözden geçirileceğini ilan etmişti. Suu Kyi'nin düzmece davası devam ederken bu gözden geçirme askıya alındı ve yönetim sürpriz bir biçimde salı günkü olaylara hazırlıksız yakalandı. Bu gözden geçirme şimdi yeniden ve umarız ki şu ana dek ihtiyaç duyulan aciliyet duygusuyla başlatılacak. (Başyazı, 12 Ağustos 2009)

 

 

Kaynak: Radikal