28 Şubat postmodern darbe sürecini diğerlerinden ayıran en önemli fark, darbeci zihniyeti en pervasız haliyle bize göstermesiydi.
AB ile Gümrük Birliği antlaşmasına rağmen askeri zihniyet öylesine pervasızdı ki ne hukuk dinliyor ne de halk iradesini ciddiye alıyordu.
Dönemin Erzurum Bölge Jandarma Komutanı olan Osman Özbek İHA'nın kaydettiği bir konuşmasında rahmetli Başbakan Erbakan için şöyle diyordu:
"Ulan p... dinde krallık mı var?"
Özbek yıllar sonra bu sözüyle Başbakan'ı hedef almadığını söylese de kimseyi inandıramadı. Çünkü Özbek'in Artvin'de bir denetleme sırasında Suudi Arabistan Kralı'nın davetlisi olarak umreye giden Erbakan ve ailesiyle ilgili sözlerinin devamı aynen şöyleydi:
"Adam olan gidip o krala misafir olmaz. Kusura bakmayın adam olan sülalesini, devletin bilmem nesini kiralayıp da misafir götürmez. Ben bunu kabul etmiyorum. Başbakan değil bilmem ne bakan olsa etmiyorum."
Kime söylendiği ne kadar açık değil mi?
Bu ağır sözlerin hesabını o günlerde ne siyaset, ne yargı ne de medya sorabildi, üstüne üstlük gazeteler manşet yaparak "korku" yayıyordu.
Daha vahimi, o sözleri makulleştiren dönemin Cumhurbaşkanı Demirel'in yaklaşımıydı:
"Paşa'nın öfkesi bir boşalmadır." DEVAMI>>>