Avrupa'nın elle tutulması en zor kültürlerinden birini oluşturan Romanlar mantıkdışı bir önyargı ve korkuyla karşı karşıya. Kıtanın hem batısında hem doğusunda Romanlara yönelik şiddet ve ayrımcılık tırmanıyor, Romanlar arasındaki yüksek işsizlik oranları fırsat eşitsizliğine işaret ediyor
Avrupa'nın en küçük milleti olmasa-lar da, en çok ayrımcılığa maruz kalan topluluklarından biri onlar. Geçen hafta güney Belfast'ta meydana gelen olaylar birçok Avrupa ülkesinde ayrımcılık ve şiddetle karşı karşıya kalan Romanların acısını bir kez daha gösterdi.
Bu ayki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Macar Jobbik partisinin iki üyesi, kendileri ne kadar 'Çingene suçları'na karşı olduğunu iddia etse de alenen Roman karşıtı bir yasa tasarısıyla geri döndü. Romanlar Macaristan'da nesillerdir müzisyenlere esin kaynağı olsa da, onlara karşı şiddet olayları burada özellikle Soğuk Savaş'ın ardından gitgide dikkat çekici bir hal aldı. 1990'ların başında bir Budapeşte punk grubu şöyle şarkılar söyleyebiliyordu: "Bir alev taban-cası yeter bana / Büyük küçük demeden tüm Çingenelerin kökünü kurutacağız".
Berlusconi az daha fişleyecekti
Macar Romanlara yönelik saldırılar öylesine arttı ki, bir yıldan kısa sürede yedi korkunç cinayet işlendi. Jobbik'le bağlantılı paramiliter Macar Muhafızları hareketi, Romanları evlerinin içinde yakmak gibi bir dizi saldırıyla suçlanıyor. Benzer saldırılar Romanların 90'larda 300 civarında gettoya sürüldüğü Çek Cumhuriyeti'nde de görülüyor.
BBC, Belfast'ta saldırıya maruz kalan Roman kadınlardan birçoğunun daha iyi muamele göreceğine inandığından Romanya'ya dönmeyi düşündüğünü söyledi. Sorun şu ki, Romanlara karşı tutum doğu Avrupa'da da sertleşiyor. AP Romanlara fırsat ve hak eşitliği tanınması için güçlü bir kararı kabul etmiş olsa da, bunun
gerçek hayata yansıması pek az.AP'nin 2007'de kabul ettiği karar, bir İtalyan donanma subayının eşi Giovanna Reggiani'nin Roma'da bir banliyö tren istasyonundan çıkmış yürürken tecavüze uğraması ve öldürülmesinin ardından İtalya'da yaşanan infial üzerine öne sürülmüştü. Ertesi gün polis şehrin uzak mahallelerinde birkaç Roman kampına ve mekânına baskın düzenlemiş, Romanya Vurpar'dan gelmiş 24 yaşındaki Roman Nikolay Romulus Mailat tutuklanarak suçlanmıştı. Romanların Romanya'ya 'dönmesi' talepleri artmış, Başbakan Silvio Berlusconi Mayıs 2008'de tekrar iş başına gelince, 'çingene' kimlikli herkesin fişle-nip parmak izinin alınmasını önermişti.
Ertesi yaz Camorra mafya babalarını arkasına alan haydutlar, Napoli civarındaki Roman kamplarını yerle bir etti. Napoli 'zingari'lerine (İtalyanca çingene) yöneltilen suçlamalardan biri de, genç bir Roman'ın zengin semtlerdeki evlerden birine girerek bebek çalmasıydı. Marjinal toplumsal gruplara karşı bu türde suçlamalar çok yaygın olduğundan, İtalya'da da bunlar bahane gösterilerek 700 civarında Roman kampına ve gece-kondu mahallesine baskın düzenlendi.
Belfast olaylarının da ortaya koyduğu gibi, Romanlar mantıkdışı bir korku ve önyargıyla karşı karşıya. Avrupa'nın elle tutulması en zor kültürlerinden birini oluşturuyorlar; ortak kimlik anlayışlarından ve mükemmel müzikleri başta olmak üzere bir dizi ortak zevk ve ifade tarzından oluşan gevşek bir bağla tutunuyorlar birbirlerine. Kaç kişiler, nereden gelirler, kimse bilmiyor. Sayılarına yönelik tahminler 4 milyonla 12 milyon arasında oynayabiliyor, zira özellikle güney ve doğu Avrupa'da nüfus sayımlarıyla kimliklerinin ortaya çıkmasından korkuyorlar.
Bazı Romanların Hindistan ve güneybatı Asya'dan göçleri, Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerinde meydana geldi. Zaten 'Roman' adı da buradan, Bizans İmparatorluğu'nun Balkanlar'da kalan topraklarına verilen eski Ortaçağ terimi 'Rumelia'dan geliyor. Bir grubun Mısır'dan (Egypt) geldiği sanılıyor, İspanyolca 'gitanos' ve İngiliz 'gypsy' terimleri de buradan gelme. Sonuçta egemen bir dili, etnik grubu hatta inancı olmayan bir mozaik söz konusu. Kuzey Avrupa'ya varanlar Müslümanken, diğerleri Katolik, Ortodoks veya Protestan olabiliyor.
Komünist doğu Avrupa'da Romanlar devlet yardımı anlamında nispeten iyi durumdaydı, ama son yıllarda feci gözardı edildiler. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da erkek Romanlar arasında işsizlik oranı yüzde 70'leri bulabiliyor. Eğitim standartları düştü, 12 yaşındaki kız çocukları hâlâ zorla evlendiriliyor.
BBC ısrarla 'Rumen' dedi
En ciddi önyargılarsa 'sessiz' kalanlar. BBC Belfast kurbanlarına günlerce ve ısrarla 'Rumen' diyerek, Roman olduklarını belirtmedi. AP'nin Roman üyesi Viktoria Mohaçsi, Macar polisinin Roman cemaatine yapılan son saldırıları nefret suçu olarak görmeyi reddettiğini söylüyor: "Tefeci cinayeti diyorlar veya Romanların birbirini öldürdüğünü söylüyorlar."
The Economist geçen yıl Romanları Avrupa'nın en dibindeki toplum olarak niteleyerek, onlara gösterilen muamelenin hem utanç verici, hem de inanılmaz derecede akıldışı olduğunu yazmıştı:
"İrlanda büyüklüğünde milyonlarca kişilik bir grubu emek pazarından dışlamakla, insan potansiyeli muazzam ölçülerde ziyan ediliyor".
Kaynak: Radikal