CANNES ve ST TROPEZ, Fransa –Bir sonraki seferde kaçık ABD neo-conları Irak ve el-Kaide bağlantısını araştırmaya başlayacaklarsa, Fransız (Arap) turizm sahillerinden başlasalar en iyisini yaparlar. Usame bin Laden’in kardeşlerinden biri Cannes’te Yeryüzü Cenneti ile sınırdaş olan—Saddam Hüseyin’in villasından sadece birkaç metre uzaklıkta (bu villanın Saddam’ın hangi kızına kalacağı ile yaygın bir spekülasyon var)—görkemli bir villanın sahibidir.

üst düzey yerleşkelerin burada son bulmuyor. 3 dönümlük Villa Bagatelle bir Suudi prensine ait. Kraliyet ailesinden bir diğer Arap eskiden Katar emirinin sahipliğinde olan Villa el-Ryan’ın sahibidir. Bunların komşuları Ürdün başbakanı ve bölgenin sakinlerine göre “telaffuz edilemez” bir meblağla Palais des Horizons ve Chateau Robert’i alan kral Fahd’ın en büyük oğludur.

Arap turizm sahili Cannes’in en iyi mahallesi olan—başka neresi olabilirdi ki—“Kaliforniya”daki aşırı lüks ülkelerine karşı suç işlemiş suçluların etrafı örülmüş bir kampıdır. Steven Spielberg’in setinde olandan daha fazla kamera (güvenlik) var. İçinde yürümek yasak. Golf sahalarının taşıtıyla ulaşım cesaretlendiriliyor. Bu birkaç şanslı Arap; sebze veya Frejus (güney Fransa da bir sahil kasabası) “Arap” pazarına düşmüş korsan Çin malları satan ikinci neslin ya da Cote d'Azur’daki binlerce restoranda hizmet eden daha genç olanların tersine —tam anlamı ile—cennet hayatı yaşamaktadır.

Sadece Cannes bölgesinde 300’den fazla gayri-menkul şirketi var. St-Jean-Cap-Ferrat’ta bir metrekarenin fiyatı rahatlıkla 50,000 dolara ulaşabilir. Demokratik olarak herhangi biri villa ve sarayların mükemmel fotoğraflarına hayranlık duyabilir—fakat fiyatlar asla resimler kadar yaygın olarak bilinmez. Cannes’in en iyi mahallesi Kaliforniya’da şahsi “debdebeli”—en azından bahçesi ve havuzuyla 1 dönümlük araziye sahip—bir villanın fiyatı kolaylıkla 40 milyon doları aşabilir. Küçük bir ev 5 milyon dolara satılıyor ve değeri sadece altı ay içinde ikiye katlanabilir.

Aklı başında, bıkmış hangi Arap monark/politikacı Ortadoğu’nun pişirici sıcağı ve çöl rüzgarlarının altında yaşamak isteyecektir ki? Bundansa sınırsız havuz manzarasıyla martinilerini yudumlamayı tercih edeceklerdir elbette. Jeopolitik döngünün dönüşünden uzakta Fransız turizm sahilleri, Çinli ve Rus milyarderlerin favori oyun alanı olduğu kadar Arapların olarak kalmaya devam edecektir.

Yani George W Bush, Cannes Film Festivali’nden bir fikir alıp Ortadoğu çözüm zirvelerini Carlton Hotel’de yapmalıdır—zirveleri genç çalgıcılar, Cristal (bir içki markası) ile yıkanmış ıstakoz yemekleri, ücretsiz Lamborjini Diablo sürüşleri ve sıcakta paparazzi sürüsüyle tamamlamalıdır. Etki müthiş olacaktır. By by intifada, by by Sünni Arap direnişi: haydi batılı kapitalist tarzıyla rezalete doğru yol alalım. Usame bin Laden ve Eymen el-Zevahiri bile mağara konuşmalarına son verip eğlenceye katılabilirler.

 

Tercihli yoldaki hayat

Zengin Fransız turizm sahili, aşırı sağdan (Jean-Marie Le Pen'in Irkçı Ulusal Cephesi) merkez sağa (iltica ve iç güvenlik meselelerine kaba güç yaklaşımıyla Irkçı Cephe’nin milyonlarca oyunu alan Fransa devlet başkanı Nicolas Sarkozy) doğru gidip gelmektedir. Fakat bu fenomenle ilgili çok farklı nedenler vardır.

Müslümanların Avrupa’yı istilasını unutun (emekli öncelikli bir vatandaş bir çok kez “Korkunç! Tavşanlar gibi ürüyorlar” iddiasında bulunmuştu). Fransız turizm sahillerinde islamofobi medeniyetlerin gerçek savaşının arkasında kalmaktadır—bu savaş; şanslı birkaç aşırı zengin ile hepsi önemsiz bir hiper-aktivitenin cümbüşüne dalmış açgözlü ve daha fazlasına sahip olma özlemi çekenler arasındadır.

Yaz ayının Cote d'Azur’u –yağmursuz günlerinin mavi gökyüzüyle—altılı sindirim içeceği paketiyle doldurulmuş ve güneşte yanmış göbekte mücessem hale gelen zevk düşkünü Avrupa’nın bir klasiğidir. Bir kaçı Fransa’nın Arap dış politikasıyla ilgili şu tarz bir endişeye düşebilir—Fransa büyük bir Avro-Akdeniz vizyonunun bir parçası nasıl olabilir?

Çoğu; “Avrupa’nın modası geçmiş değildir”, “Rus hakir görmesine”, başkan Vladimir Putin’e hala direnebilecek güçtedir şeklinde haykıran Fransız hayranı Polonyalı tarihçilerle aynı fikirdedir. Yine pek çoğu Harvard Üniversitesi’nde profesör olan Jerry Frieden’in, Fransa’nın probleminin İngiltere’de olduğu gibi temelde, zenginlerin arzularına göre bir şeye sahip olma ilhamını ateşleyecek güce sahip olmaması anlamına gelen “işgücü pazarının katılığı”dır şeklindeki tezine kesinlikle katılmaktadır.

Psikiyatrist Patrick Lemoine, çok rahat bir şekilde turizm sahilinde, bıkkınlığa ulaşmanın zevkleri ile ilgili son çıkardığı kitabıyla en iyi satan yazar olacağından emin. Amerikalılar çoğunlukla bu özel fenomenden dolayı şaşkın hale geliyorlar. Bir yıl önce Washington Post bile “hiçbir şey yapmama sanatı, bunu hiç kimse Fransızlardan daha iyi yapamaz” başlıklı bir yazı yayınladı.

Amerikalılar Fransız başkan Nicolas Sarkozy’i “yeni” Avrupalı merkez sağ üçlüsünün (Sarkozy, Almanya’nın Angela Merkel’i ve İngiltere’nin Gordon Brown’ı) arketipi olarak tanımlamayı tercih ediyorlar.

Baskın ve isteğe bağlı hiper-aktivist bir ideolojiye karşı Fransız turizm sahili karşı saldırıda bulunuyor ve siesta sanatının karmaşasında derinlere dalmayı veya naneli Perrier içerek saatlerce insan izleme sanatı anlamına gelen yavaş seyahat zevkleriyle Amerikalılarda dahil olmak üzere herkesi baştan çıkarıyor. Bu, iş bağımlısının tipik bir şekilde bir bıkkına dönüşümüne öncülük edebilir—bir çift İsviçreli danışman tarafından icat edilmiş bir neogolozim… (eski kelimeye yeni biçim veya anlam yüklemek) şüphe yok ki bıkkınlık konusunda İsviçre en iyi dereceyi elinde tutuyor.

Beni yatıma zamanında ulaştır

St Tropez’de semeresini tam veren bir desteğe ulaşmış sanat; eskiden Brigitte’in sessiz sığınağı Ve Tanrı Yaratığı Kadın Bardot’tu. 1960’ların paparazzi fotoğrafları üzerinden aynada kendisinin mükemmel gençliği ile karşılaşarak çıldıran Brigitte hala kır tipi evindeki inzivada yaşamaktadır. Tatlı Vanessa Paradis ve eşi Johnny Depp St Tropez’in sadece bir saatlik mesafe dışındaki Plan-de-la-Tour’da yaşamaktadırlar.

Bir şeye sahip olma hırsı bir çekirge salgını olarak St Tropez’i istila edebilirdi—ve gayri menkul spekülasyonu onun serin Akdenizli çekiciliğini kirletebilirdi. Fakat istila, küreselleşmiş gösterişin gücü için mutlak bir ilahi olarak geldiğinde hiçbir şey botla körfeze giriş kalkışması yapamadı.

Küçük hilal şeklindeki körfezde ışığın ümit verici sallanışı posta kartları için mükemmeldir. Feribot ve küçük botlarla koya girmeye çalışan her ölümlü bazıları kendi helikopterleriyle donatılmış (Mogadişu veya Bağdat ı fethetmeye hazır?) dinlenme halindeki milyon dolarlık tekne grubunu atlatmak zorundadır.

Bu büyük yat tiyatrosu Laysh La’nın, süreklilik arzeden Las Brisas, Tooth Fairy’nin, Veni Vidi Vici’nin (geldim gördüm yendim), Disco Volante’nin, Deja Too ve Blowsy’nin evidir—nerdeyse bunların hepsi Guyana veya Cayman adalarının vergiden muaf mali cennetlerinde kaydı vardır.

Fakat eski balıkçı limanı olup St Tropez’den gelen bir feribot tarafından 50 dakikada plaja dönüştürülen ve kişi başına düşen gelir bağlamında Fransa’nın en zengin şehri gerçekten St Raphael’dir. St Raphael, “Arizona” yakınlığı bonusu da eklenmiş olarak (düzenlenmiş orman alanında kızıl kayalar) Florida veya Kaliforniya’ya uygun bir bölgedir.

Bu; iş adamları, sanatkar ve Çinlilerin oranlarıyla bir gayri menkul spekülasyonu olarak iki katına çıkan küçük çaplı endüstriciler için inziva nirvanasıdır. Birkaç yıl önce“ileriyi görüp”, “pampa” da (Güney Amerika’daki verimli ovaları niteleyen bu kavram burada değerli yer anlamında kullanılmış) bir parça toprak alanlar şimdi nerdeyse şehrin kalbindeler ve %1000 karlı çıktılar.

Şimdi 120 metre karelik bir apartman dairesi 1.2 milyon dolardan daha fazlasına satılıyor. Meskunlarına göre St Raphael ve civarındaki  Valescure’un, Aagay ve Boulouris’in lüks toplulukların  sırrı; bölgenin mali değer garantisine bir “kültür-spor-güvenlik” üçlemesinin eklenmiş olmasıdır. St Raphael’deki polis sayısının Fransa’nın ulusal dağılım ortalamasının iki katı olması kazara olmuş bir şey değildir.

Cannes’in Kaliforniya mahallesi veya St Tropez’de gösterimde olan Arap zenginliğine rağmen Fransa’nın zenginler muhiti Cote d'Azur ile sınırlı değildir (ve unutulmamalıdır ki Araplar vergilerini Fransa’da ödemiyorlar, Fransa’yı sadece ikinci evleri olarak ellerinde tutuyorlar). Eski başkan Jacques Chirac (otobüslerin ve kamyonların, Chirac çiftinin muhteşem uykularını bozmamaları için onların bulunduğu yerden geçmeleri yasaklandı) gibi eski Fransa başkanlarından Valery Giscard d'Estaing Seine’de Hariri ailesinden Arap-lübnanlı birinin sahipliğindeki bir apartmana yerleşmenin kötü tadını hiç düşünmedi.

Giscard, Fransa’nın en zengin adamı (40 milyon dolar), 7. idari bölgede kendi “özel oteli” bulanan ve bütün Çinli kalpazanların iyi bildiği dünyanın bir numaralı lüks pazar şirketler topluluğu olan Louis Vuitton Moet Hennessy’inin yönetim kurulu başkanı olan Bernard Arnault gibi Paris’in modaya uygun 16. idari bölgesinde yaşamaktadır.

Gelecek Fransız milyarder nesline gelince, trans-Atlantik aşkı oyunun adıdır; unutulmamalıdır ki Sarkoland Amerika’yı seviyor. Arnault'un oğlu Antoine, Uma Thurman ve Scarlett Johansson ile birlikte yaşamayı seviyor. Fransa’nın dördüncü zengini (18 milyon dolar) Francois Pinault’un oğlu Francois-Henri’ye gelince o da ateşli Latin bombası Salma Hayek ile evlenerek Hollywood’ta avlandı.

Fransız turizm sahili ful faaliyetteyken bir Arap hayaleti görkemli bir dönüş yaptı. El-Kaide’nin üretim fabrikası el-Sabah tarafından üretilen özel teslimatın son 40 dakikasında sadece 50 saniyelik görünüşüyle Allah’ın şehitler olarak seçip kutsadığı birkaç kişiden biri; Usame bin Laden. Usame, kardeşinin Cannes’teki villasının iadesini talep etmedi; nede olsa onun amacı el-Kaide’nin yaşadığını ve gücünün yerinde olduğunu vurgulamaktır.

O ölü mü? Sağ mı? ABD hükümetinin dediği gibi değeri 50 milyon dolar mı (bu meblağ Cannes’te mütevazı iki villanın bedelidir)? Kim bilebilir, ışıklı Maserati Quattroporte’nin renkli camları arkasında Croisette’yi izleyen gizemli bir gölge de olabilir. Ne berbat! Naneli Perrier (içki markası), kim bilebilir?

 

 

 

Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.