Anavatan'ın kongresi dündü, Saadet Partisi'nin bugün. Her iki parti de genel başkanlarını değiştirdi. Bir zamanlar yeni kuşağın lider adaylarından olan Erkan Mumcu siyasete veda etti, Recai Kutan ise koltuğunu bugün genç bir isme, Numan Kurtulmuş'a devredecek.
Şüphesiz kongreler her iki parti için aynı anlama gelmiyor. Kongre Anavatan için Mumcu'nun gidişi demek, Saadet içinse Numan Kurtulmuş'un gelişi... Anavatan siyasette son demlerini yaşıyor; Saadet Partisi, Kurtulmuş'la yeni bir dönemin kapılarını aralamak istiyor. Her iki partinin kongreye yüklediği anlam ve misyon çok farklı...

Sağ ve sol şeklinde kamplaşan siyasî yapıya dört eğilim sloganı ile yeni açılım getirmiş Turgut Özal'ın ANAP'ının sonu böyle mi olacaktı? Kongreyi üç saat gecikmeyle toplayabildi. Öğle saatlerine kadar toplantı için gerekli delege sayısına ulaşamadı. Anavatan Partisi, Özal'ın liderliğinde Türkiye'yi dönüştürdü. Yapısal reformları gerçekleştirdi. İçine kapanan bir ülkeyi dünyaya açtı. Mesut Yılmaz'ın genel başkanlığında ise geçmişini inkar edercesine statükoya teslim oldu, iktidar karşılığında 28 Şubat'ın siyasî projesini omuzladı. Her seçimde geri gitti ve sonunda bitti.

Erkan Mumcu'nun liderlik serüveni çok kısa sürdü. Partisini seçime bile sokamadı. Liderliğini oylatma imkânı bile bulamadı. Mumcu'nun siyasî finali cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. CHP'nin peşine takıldı ve 20 milletvekilini, 367 rakamının arandığı Meclis'teki oylamalara sokmadı. Mumcu'nun Meclis'i boykotu yakın tarihin en önemli olaylarından... Her türlü açıklamaya rağmen arka planı tam aydınlanabilmiş değil.

Mumcu'nun dün Zaman'da yayınlanan açıklaması, ilginç ayrıntılar içeriyor. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 'CHP'yi yalnız bırakmayın, cumhurbaşkanlığı oylamasında aynı tavrı gösterin.' demiş. Anavatan milletvekillerini Meclis'in dışında tutan bu telkin mi yoksa başka sebepler mi söz konusu bilmiyoruz. Mumcu, 'Vicdanımı dinledim, gitmedim.' diyor. Hemen arkasından şu sözleri söylüyor: 'Yüreğim gümbür gümbür oraya gidip Meclis'in iradesine karşı birtakım yapay engeller yaratanların karşısında durmayı söyledi.' Bir insanın vicdanı ile yüreği bu denli ayrışabilir mi? Belki mantık yürek farklılaşması olabilir. Ancak yürek 'git' derken vicdan nasıl 'dur gitme' der, ben anlayamadım. Mumcu'nun bu sözleri bile içine düştüğü güç durumu izah ediyor. Kendisine rağmen dışarıdan yönlendirmenin etkili olduğunu anlatmak ister gibi. Mumcu, veda konuşmasında merkez sağı 28 Şubat sürecinin bitirdiğini söyledi. Bu tespiti doğru. Yılmaz, 'Siyasî hayatıma da mal olsa 28 Şubat yasalarını Meclis'ten çıkaracağım' demişti. Çıkardı ve siyasî hayatına mal oldu. Mumcu'nun siyasî hayatını sonlandıran ise cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrı oldu.

Saadet Partisi'ne gelirsek... Numan Kurtulmuş, dinamik ve sempatik yapısıyla Saadet için yeni heyecan, yeni başlangıç demek. İsmi ve yüzü yıpranmış değil, geleneksel çizginin ürettiği klasik profilin dışında, üslubu yeniliğe açık. Hem Erdoğan hem de Gül'le dostluğu geçmişe dayanıyor. Bir ara AK Parti'den milletvekili adaylığı gündeme geldi, son anda vazgeçti. Kurtulmuş, yıllardır genel başkanlığa hazırlanıyordu, daha önce birkaç kez girişimi oldu, sonuç alamayacağını görünce geri çekildi. Adaylığını yukarısı değil, taban istedi. Partiye yön verenler yüzlerce kişiyle görüşerek nabız yokladı. Anladığım kadarıyla Kurtulmuş'un Saadet'te harekat sahası çok geniş olmayacak. Harekete vücut veren eski ve akil adamlar Yüksek İstişare Kurulu'nda toplanacak. Büyük ihtimalle Recai Kutan, kurulun başkanı olacak. Bir bakıma Saadet'in MGK'sı gibi... Partinin temel politikaları burada belirlenecek. Eğer Kurtulmuş belli bir siyasî esnekliği gösteremezse hem kendisini hem de partisini sıkıntıya düşürür. Kurtulmuş, Saadet'i büyütebilecek mi? Hiç de kolay değil. Taban AK Parti'ye kaydı. Yeniden kazanmak imkânsız değil, ancak çok güç. Bu süreçte Kurtulmuş'un özellikle AK Parti karşıtı çevrelerin ilgisine mazhar olacağı kesin. Bu ilgiyi doğru yönetemezse mevcudu da yitirir. Kurtulmuş, Saadet'i topluma antitez yerine, tez olarak kabul ettirebilirse başarılı olur.

Mumcu'nun gidişi, Kurtulmuş'un ise gelişi hayırlı olsun...

 
Kaynak: Zaman