İranlı Protestocular Amerikanın düzenlediği bir diğer "renkli devrim mi?" İki yıl süren istikrarsızlaştırmanın doruk noktası mı?

Bir dizi yorumcu, Musavi'nin, Muntazari'nin ve Tahran'daki batılılaşmış gençliğin saflığına duydukları idealist inancı dile getirdiler. İran'da yaşanan olaylara, iki yıl önce duyurulan CIA'nin istikrarsızlaştırma planı bir şekilde bulaşmamış-mış.

Sandıklar sayım için kapatıldıktan kısa bir süre sonra sonuçların ilan edildiğini söyleyerek Ahmedinejad'ın seçimi çaldığı iddiasını dile getiriyorlar. Halbuki sandıklar kapatıldıktan birkaç saat sonra zaferini ilan eden kişi Musavi'ydi. Aksi bir sonucu gözden düşürmek için tasarlanmış klasik bir CIA istikrarsızlaştırma planı; seçim sonuçlarının vaktinden önce duyurulmasını gerektirir. "Önleyici" bildiri ve oy sayımlarının bitirilmesinin ardından seçim sonuçlarının duyurulması arasındaki zaman aralığı ne kadar uzun olursa, İranlı yetkililerin oyların yüzdesine "ayar çekmek" için zamanı kullandıkları yönünde Musavi'nin yarattı etki de o denli güçlü olacaktı. İnsanların bu dalavereyi görmemeleri hayret verici.

Ayetullah Muntazari'nin, seçimlerin çalındığını iddia etmesine gelince, Muntazari, Humeyni'nin halefi olacak bir isimdi fakat sırasını, şimdiki dini lider Ali Hamaney'e kaybetti. Protestoları, Ali Hamaney'le hesabını görmek için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Kırgın siyasetçileri manipüle ettiği başarılı bir tarihin mümessili CIA, Muntazari'yi manipüle etmiş olsun ya da olmasın, seçim sonuçlarına meydan okumak için nedenleri var.

Ayetullahlar arasında bir güç mücadelesi var. Birçok Ayetullah, Ahmedinejad'a karşı saflaştılar zira Ahmedinejad onları yolsuzlukla suçluyor ve Ayetullahların hayat tarzının ölçüsüz bir güç ve paraya işaret ettiğine inanan kırsal kesime oynuyor. Benim kanaatime göre Ahmedinejad'ın Ayetullahlara saldırması fırsatçılıktır. Bununla birlikte, Ayetullahlarla aynı çizgide muhafazakâr bir tepkici olduğunu söyleyip onun küçük düşürmeye çalışan Amerikalıların söyledikleri, bu durumla bağdaşmamaktadır.

Yorumcular, İran seçimlerini yanılsamalarına, yanılgılarına, duygularına ve çıkarlarına dayalı olarak "açıklıyorlar." Seçimleri Ahmedinejad'ın kazanacağına işaret eden kamuoyu araştırmasının sonuçları sağlam olsun olmasın, seçimlerin çalındığını söylemek için zandan başka delil yok. Ne ki İran hükümetini istikrarsızlaştırmak için CIA'nin iki yıldan beridir çalışmakta olduğunu bildiren muteber haberler var.

Brian Ross ve Richard Esposito'nun 23 Mayıs 2007 tarihinde ABC News'de bildirdiklerine göre "CIA, İran hükümetini istikrarsızlaştırmak üzere yürüteceği örtülü, kirli bir operasyon için Başkan'dan gizli onayı aldı."

London Telegraph gazetesinde 27 Mayıs 2007'de yer alan haber şöyleydi: "Bush, Mollaların teokratik yönetimini istikrarsızlaştırmak ve en nihayet devirmek amaçlı propaganda ve yanlış bilgilendirme kampanyasını içeren CIA planlarının olduğu resmi belgeyi imzaladı."

16 Mayıs 2007 tarihli Telegraph gazetesinde, Bush yönetimindeki savaş çığırtkanı neocon John Bolton'un Telegraph gazetesine, İran'a yapılacak bir askeri saldırının son seçenek olduğunu, bir askeri saldırının, ekonomik müeyyideler ve bir halk devrimini kışkırtma teşebbüsünün başarısız olmasının ardından söz konusu olabileceğini söylediği haberi vardı.

Seymour Hersh, 29 Haziran 2008 tarihinde New Yorker'da şöyle yazmıştı: "Ordu, istihbarat ve kongre kaynaklarına göre, geçen yılın sonlarında İran'a karşı örtülü operasyonlara kaynak isteyen Bush yönetimine Kongre olumlu cevap verdi. Başkan'ın 400 milyon dolar tahsis etmek istediği bu operasyonlar, bir Başkanlık Kararında ayrıntılarıyla yer alıyor ve ülkenin dini liderliğini istikrarsızlaştırmayı hedefliyor."

Tahran'daki protestoların samimi katılımcıları da vardır şüphesiz. Ve fakat Gürcistan ve Ukrayna'da yapılan Amerika yönetimindeki protestoların alâmeti farîkasını da taşıyor. Bunu görmemek için büsbütün kör olmak lazım.

Daniel McAdams, mânidar bazı noktalara dikkat çekti. Örneğin, neocon Kenneth Timmerman, seçimden bir gün önce "Tahran'da 'yeşil devrim'den" söz etti. Amerikan yönetiminin bir planı söz konusu değilse Timmerman bunu nasıl bilebildi? Madem ki Musavi ve yandaşları iddia ettikleri gibi bir zaferden böylesine eminler, o halde seçim öncesinde "yeşil bir devrime" niçin hazırlık yapsınlar? Seçim sonrası başlayan protestolarda Amerikan dahlinin olduğuna dair kesin bir delildir bu.

Timmerman yazısının devamında şöyle diyor: "National Endowment for Democracy, "renkli" devrimleri teşvik etmek için milyonlarca dolar harcadı...paranın bir kısmı, National Endowment for Democracy'nin mâli kaynak sağladığı İran dışındaki bazı devlet dışı örgütlerle bağlantısı olan Musavi yanlısı gruplara gitmiş gibi görünüyor." Timmerman'ın kendi neocon "Foundation for Democracy"si "İran'da demokrasiyi ve uluslararası standartlarda insan haklarını teşvik etmek üzere National Endowment for Democracy'nin sağladığı ödeneklerle 1995 yılında kurulmuş özel, kâr amacı gitmeyen bir örgüttür."

Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı