Afganistan'ın tamamı Müslüman olan bir mezhepler mozayiğidir: %90 sünni-Hanefi ,%10 Şia.
Kavimler :%40 Peştun ,% 35 Tacik ,% 9 Hazara ,% 10 Özbek ,% 2 Türkmen ,% 1.5 Beluc ,% 1.5 Nuristani % 1 diğerleri .
Dil ayrımı :% 50 Farça (Dari) ,% 35 Peştunca ,% 8 Özbekçe ,% 3 Türkmence ,% 3 Belucca ,% 3 Nuristani,Peşei ve Brahai .
Afganistan'da dil ayrılığı kavmiyetçiliğin de üstünde bir ayrım biçimidir .Peştunca konuşmayıp Farsça konuşan Peştunlar ırkdaşlarınca ötekiler olarak görülür .''Aklınızı başınıza toplayın.Bir iş için kabile olarak devlet dairelerinde gittiğinizde size-Agaçi kardari -denmesini mi istiyorsunuz.'' Mevlevi Halis böyle demişti Celalabat konuşmasında .Hazaralar için olduğu kadar diğer Afganlılar içinde Şia'lık ayrı bir mensubiyet ölçüsüdür .
İlk Afgan Devleti 1747 de Nadir Şahın öldürülmesiyle hazineyi ele geçiren Kandaharlı Ahmet Şah Durrani tarafından kurulmuştur .Bu da bütün Peştunlar için Kabil'deki devlet başkanının Peştun olması gereğinin sebebidir .''İki yüz elli senedir bu ülkeyi biz yönetiyoruz ,bu bizim hakkımız .''Gülbeddin Hikmetyar da demişti, Peşawer'de .
CİHAD DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN GRUPLAR
Cemiyet-i İslami Afganistan : Reisi ; Prof.Burhaneddin Rabbani .(Tacik) Üniversite mezunu .
Hizb-i İslami Afganistan :Reisi ;Gülbeddin Hikmetyar .(Peştun) Üniversite mezunu .
Hareket-i İnkılab-ı İslami Afganistan :Reisi ;Mevlevi Muhammed Nebi Muhammedi .(Peştun) Diobendi geleneğinden,medreseli.
Hizb-i İslami Yunus Halis :Reisi ;Mevlevi Yunus Halis .(Peştun) Diobendi geleneğinden, medreseli
İttihad-ı İslami Afganistan :Reisi ; Abdu Rab Rasul Seyyaf .(Farisivan Peştun) Üniversite mezunu.
Cephe-i Necati Milli-i Afganistan :Sıbgatullah Müceddidi .(Peştun) Üniversite mezunu ,Tasavvuf ehli.
Mehaz-ı Milli Afganistan :Reisi ;Pir Seyyid Ahmed Geylani .(peştun) Tasavvuf Şeyhi.
Mevlevi Nasrullah Mansur Hareketi :(Peştun) Diobendi geleneğinden, Medreseli .
Hizb-i Vahdet :(Hazara,Şia) Reisi; Ali Mezari ,Molla .
Kuzey Kavimleri Birliği :Reisi Abdulkerim Makdum Özbek. 1982'deTürkiye'ye gelip bir daha çıkamayınca hasıl olan boşluğu Azad Beg doldurdu. Raşit Dostum'un Cümbüş'ü Azadisi de bu temelden devam etmiştir.
KABİL'İN FETHİNDEN ÖNCEKİ KRİTİK ÖLÜMLER
1- 1981 yılında İslamabad'a misafir öğretim üyesi olarak gelmiş olan Abdullah Azzam sonradan kendini Afgan cihadına adadı. Arap aleminden gelen yardımların adil biçimde dağıtımını koordine ediyor, cihad için gelen Arap gençlere sahip çıkıyor, sayılarının artmasına çalışıyordu. Pratiğin içinde cihad ayetlerinin tefsirini yapıyor, cihad ortamında yeni pratiklere fetvalar veriyordu. Abdullah Azzam İslam coğrafyasının her tarafından gelen gençlere sevgide, ilimde, uhuvvette örnek oluyordu. Peşaver'deki Afgan liderleri kadar cephedeki komutanları da tanıyordu. Afganlılar arasıda bir bağlayıcı görevi vardı.1 989 yılında Peşaver'de iki oğluyla Cuma namazına gitmek için bindiği aracının patlamasıyla şehid oldu. Üsame Bin Laden, Azzam'ın gölgesinden çıkıp kendi liderliğini ilan etti.
2-Ahmet Şah Mesut'un Şura'yı Nazar toplantısından dağılan üyelerinden 35'i Farhar'da Hizb'e bağlı savaşçılarca pusuya düşürülerek katledildi. Cihadın kuzey Doğu cephesinin en önemli ve sevilen bir komutanıydı.
3-Hizb-i İslamı Afganistan'ın Celalabad cephesindeki genel komutanı bölgede herkesçe sevilen, iyi eğitim almış Zahid Seyb, Celalabad kuşatması esnasında çadırına düşen bir havan mermisiyle şehid oldu.
4-Mevlevi Halisin Nıngarhar bölgesindeki en etkin komutanlarından ikisi Torpaça ve Humeyni, cephe içinde, Şemsül İslam Peşaver'de suikastle şehid oldu.
5-Kunar'da cihadı başlatan ve ilk önemli zaferlere imza atan Mevlevi Cemilurrahman, Hikmetyar'dan ayrılmıştı, daha sonra aynı hizbin baskınıyla katledildi.
CİHADIN AFGANİSTAN'A KAZANDIRDIKLARI :
1- Kavim havzalarında yüzyıllardır yaşayıp duran kabileci davranış özelliklerini sürdüren Peştunlar, Tacikler, Özbekler, Hazaralar, Türkmenler, Beluclar Rusların işgaliyle tarihlerinin en büyük hareketlilik ve dayanışmasını; hicret ve cihad ederek başlattılar .
Afgan kavimlerinin kalpleri ilk defa ortak atıyordu .Özbekle Peştun ,Tacikle Peştun ilk defa birbirini kardeşçe misafir ediyordu. Herat'taki bir başarı Celalabad'da, Kandahar'daki bir zafer Kunduz'da sevinçle karşılanıyordu. Dünya Müslümanları Afganlıları bir bütün olarak seviyor, zaferleri için dualar edip yardımlar gönderiyorlardı.
2-Peşaver'deki cihad partileri; eğitim, maliye, sağlık, kültür, hariciye komiteleri kurmuşlardı. Hizbe ve cemiyete bağlı liseler, yetimhaneler, medreseler vardı. Lise mezunu olanlar Farsça, Peştuca, Urduca, İngilizce ve Arapça okuyup yazıyordu.Açıkçası cephede Ruslara ve yerli güçlere karşı savaşılırken cephe gerisinde de yarınlara hazırlanıyordu .Peşaver'e kırk kilometre uzaklıkta bulunan Babi Muhacir kampında Abdu Rab Rasul Seyyaf'ın öncülüğünde Cihad ve Dava Üniversitesi kurulmuştu .Diploması Pakistan ve Körfez ülkelerince kabul edilmişti.
3-Cemiyeti İslami Afganistan'ın açmış olduğu Halid bin Velid Harp Akademisine lise mezunu gençler alınıyor, dokuz aylık eğitimden sonra cephelere akademi mezunu komutan yardımcıları olarak gönderiliyordu. Bütün bunları görünce zafere ulaştıktan sonraki Afganistan'dan nasıl ümitvar olamazdık. Tek sorun liderlerin; tek lider, ben lider, kral liderlikten vazgeçebilmeleriydi. Bunun içinde durum vahim görünmüyordu. Başarıları kısa ömürlü ve yeni hizipler doğurmuş da olsa üç defa hizipler birleşmişti. Ayrılıklara rağmen Pakistan'daki ve başka ülkelerdeki Müslümanlar onları birleştirme girişimini inatla sürdürüyorlardı. Suud kralı Fahd liderleri davet edip Kabe'de birliktelik yemini ettirmişti.
Muhammed Kutub'un başında olduğu Alimler Heyeti de Pakistan'da onları birliğe çağırmıştı. Şehadetine kadar Abdullah Azzam liderler arasında mekik dokumuş ve Pençşir gibi önemli cepheleri defalarca ziyaret etmişti.
CİHATTA PAKİSTAN'IN YERİ
1-Afgan cihadının içinde Pakistan hükümetinin,askeriyesinin ve istihbarat teşkilatı ''ISI''nın önemli bir yeri vardı.
2-Afgan cihadının ardındaki en önemli güçlerden biri de Pakistan'daki İslami cemaatlerdi:
a-Cemaati İslami 1973'den itibaren bir adım öndedir .Cemaat, Burhaneddin Rabbani'ye kerhen, gerek Seyyaf'a, gerek de Hikmetyar'a tam bir desteği vardır. Diğerleriyle ilişkisi görüntüden ibarettir ,çünkü kan uyuşmazlığı vardır .
b-Cemaati Ulema'yı, Diobendi medrese geleneğinin kurucusu olan cemaat aynı çizgidekilerle yakınlık içindedir. Mevlevi Muhammed Nebi Muhammedi,
Mevlevi Yunus Halis, Mevlevi Nasrullah Mansur'u desteklemektedir. Cemaati Ulema, Hindistan ve Pakistan'da güçlü olmasına rağmen İslam alemindeki bağlantı ve tanınırlığı zayıf kalmıştır.1994 yılında Cemaatin reisi Mevlevi Fazlurrahman, İstanbul Fetih mitingine davetli olarak da gelmişti.
Beraber oturduğumuz bir an ''Cemati İslam'a bu kadar yakın olup diğerlerine uzak olmak eksiklik, Türkiyeli Müslümanlar bizi de tanımalı, yakın olmalı'' diyerek serzenişte bulunmuştu.
Cemaat-i İslami'nin ve Pakistan Devlet adamlarının gönlünde yatan Hikmetyar'ın bir numara olarak Afganistan'ın başına gelmesiydi.
Cemaat için önemli olan husus emeklerinin geçtiği ve her türlü desteği verdikleri Hikmetyar vesilesiyle geliştirdikleri pek çok projenin hayat bulmasıydı.
Hikmatyar, Pakistan Devleti için 1993'de gündeme gelecek Peştunistan konusunda baş ağrıtmayacak bir müttefikti. Yırtıcı bir yapıya sahip Afganlılar gibi bir müttefik Hindistan'a ve diğer bölge ülkelerine karşı da güçlü bir Pakistan demekti. Bu genç ülkenin kuruluşunu da kendilerine uygun şekillendireceklerdi.
Cemaati Ulema; Rabbani, Hikmetyar, Seyyaf ve Müceddi dörtgeninde devre dışı kalmıştı. Hizb-i Vahdet'in olmaması da İran'ın varlığını yok mesabesine getirmişti.
1992 yılında Afganistan'ın şehir merkezleri Mücahidlerin eline geçmeye başlamıştı. Başkent Kabilinde fethedileceği belli olunca birlik toplantıları sıklaşmıştı. Son çağrıyı şehri kendi mücahid ordusuyla kuşatmış olan Ahmet Şah Mesut yapmıştı. Bütün hiziplerin liderleri toplantıdaydı: Başbakanlık tümüyle Hikmetyar'a verilmişti. Cumhurbaşkanlığı diğer liderler arasında bir takvime bağlı olarak değişecekti.Yapılan oylamada ilk iki ay için Sıbgatullah Müceddi seçilmişti. Hikmetyar, başbakanlık yardımcılığı görevini Üstad Ferit'e verdiğini açıkladı. Bu öneri kabul edildi .Toplantıda Kabil'e gitme ve birlikte kazanılmış ortak zaferle şehre girme takvimi de belirlenmişti.
Kurulan Mücahid hükümetinin Başbakanı Kabil önlerine varmıştı bile. Bu Afganistanda yeni bir tarihin başlangıcı olacaktı.