Karayip denizinin küçük ada ülkesi Haitiyle geçen senekurban bayramında daha yakından ilgilendim. Kıymetli dostum Kemal Güller İnsani Yardım Vakfı'nı temsilen Haitiye giderken  ülkenin  tam yeri ve  durumu hakkında bilgi edindim.
         

           Haiti'ye gideceği kesinleşince vakıf merkezine 'sakın bana bilet almayın ben  daha  ucuza bulurum' demişti.İstanbuldan Londraya, oradan da  Dominik'e ucuz biletlerini ayarlayıp Dominik Haiti arasını dokuz saat otobüsle  devam etmişti. Haiti: 27.750 km  karelik,on milyon nüfuslu  Batı yarıkürenin  en fakir ülkeciği.
         

      Kemal, geri dönünce Haitinin fakirliğini, müslümanların daha da
fakir olduğunu anlattı. ''Bayram namazını kıldığım caminin artezyenine
takılı jenaratör bozulmuş tamir ettirememişler. Onların istediğinden
daha yüksek kapasitelisini aldım, evlerede elektrik versinler,
istedim. Üç caminin sergilerini yeniledim.Yardım paketleri yaptırıp
kendi elimle dağıttım. Dominik'e dönünce aynı yardımları oradaki
camilerede yaptım. İnsanlar tanıdım, irtibat adresleri aldım,bundan
sonra gidecekler zorlanmayacak.''diyerek görüp öğrendiklerini de
anlatmıştı.Haitinin onca fakirliği şaşırtıcıydı.Yüzyıllarca Avrupayı
besle bugünse bunca fakir ol.

         Christoph Colomb, bugün Haiti ve Dominik'in bulunduğu adaya
geldiğinde 1-3 yada 8 milyon insan yaşadığını değişik kaynaklar iddia
etmektedir.1494 - 1508 arasındaki katliamlar, zor şartlar altında
çalıştırma sonucu ada nüfusunun altmış bine düştüğünü bir İspanyol
papaz notlarında '' gelecekte insanlar buna nasıl inanacak '' diye
yazmaktadır.

      Daha sonra ada Fransa sömürgesi oluyor. 18.yy.da Avrupa'nın
tükettiği şeker ve kahvenin yarısı buradan karşılanıyordu. Ada nüfusu
yetmediği için sayısı  800 bine ulaşan Afrikalı köle getirilmişti. İşte
İslam dini Karayiplere bu köleler yoluyla gelmiştir. 1789 Fransız
devriminden sonra ada halkı sömürgecilere karşı isyan ediyor
Napolyo'nun gönderdiği orduyu salgın hastalığında yardımıyla yenince; 1
Ocak 1804 de bağımsızlıklarını kazanıyorlar.


          Haiti, köle sahiplerine isyan ederek bağımsızlığını kazanan
ilk ülkedir. Amerika kıtasında ABD'den sonra bağımsızlığını elde eden
ilk ülkede Haiti'dir. Onun için de sömürge ülkeler tarafından hep kara
listede olmuş, yok sayılıp yokluğa ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. 1915 ile 34 arasında ABD tarafından işgal edilmiştir . O günden sonra da ülke isyanlardan,darbelerden,iç savaştan başını hiçalamadı.Son yıllarda güvenliği uluslararası güç tarafındansağlanmaktadır.


          Ülkede günlük geçim harcaması bir ila iki dolar arasıdır.ülkenin yüzde ellisi ,yurt dışında çalışan Haitili'nin gönderdiği paralarla geçinmektedir.


          Kolonyalist Avrupanın yağmalayıp fakirleştirdiği görülmemiş
vahşetle paramparça edip kendi doymaz zenginliğini kurduğu
Haiti'de; Batı yarım kürenin en fakir ülkesi 7.3 büyüklüğünde bir depremle yerle bir oldu.
         

İnsan , hangi tedbiri alırsa alsın yıkıcı bir depremin sonucuna hazır değildir.Her deprem ve afetle tecrübesi artıp acil yetişmede hızı
artanlar ancak yardım kuruluşlarıdır.


          99 Marmara depreminde ne yapacağımızı bilmeden beş arkadaş
önce Yalovaya ulaştık. Bize adres soranlar için oradaki eski dostlarla
yıkıntıdan çıkanlarla sözleştik.Yıkıntılar içindeki Kullar'da deponun
başındaki sorumlu feryat ediyordu: ''Bir çadır lazım,doğum yapacak bir
kadına bir çadır lazım, kriz masası komisyondan geçirecekmiş.''Biz o
gün çadırı Sakarya'da bulup oraya göndermiştik. Sesimizi duyan Selami
Karakelle ertesi gün 30 çadırı acilen yaptırıp göndermişti.


      Yerler belli olunca, depremin hızı kesilince sıraya giren ihtiyaç tuvalet olarak çıkıyor yardım ekibin karşısına. İstanbul'aısmarladığımız tuvalet ve banyoların kurumuna İbrahim Karagül'ün'de içinde olduğu üniversiteden arkadaş grubu gelmişti. Yağmur altındasabaha kadar montajları bitirdik,sadece yeri tanıyıp yağmuru içimize çekip işimizi bitirip Körfez'den ayrıldık.Sakarya'da yapılacak uzunsoluklu bir yardımın peşine düştük.Yeni Caminin köşesinde gelenegeçene bulgur pilavı dağıtan ekipten bir tabakta biz aldık. Sakallarına kır düşmüş biri durmadan boşalan tabakları yıkıyordu. O
hafta içinde Kaynaşlı depremine kadar hizmet veren aşevini arkadaşlar
kurdular.Bulaşık çıkmaması için dağıtım evlere yapıldı.


    Bu kurban Bayramı'nda Sarayova hava alanında 99 depreminde bulaşık
yıkayanı saç ve sakalları bembeyaz, yüreği yardım yolunda devam
ederken tekrar gördüm.Kurbanlar kesip dağıtmaya gelmişti,Sakaryalı
Hüseyin ağabeyim Bosna'ya:'Kalbi sökülmüş çağa kalp takan
adamlardan,O.''
       Marmara depreminde neler, nasıl yapılır tecrübesini kazanan
Türkiyenin yardım kuruluşları ve gönüllüleri Keşmir depreminde büyük
görevler başardı.


       Depremde yardım için hızlı yola çıkmak kadar ihtiyaç
hiyerarşisini bilip ona göre davranmak da çok önemli. Depremde iki şey
düşünülmeden refleks olarak yola çıkarılmalı.Göçük altındakileri
çıkarmak için ''Arama kurtarma ekibi'' ve şok olmuş bir halde sağ
kalanları açlığın pençesine düşmeden,bir parça ekmek, bir bardak
su. Sıcak yemek ve barınacak yer bunlardan sonra sıraya girer.Şok
halinde olsada depremzedeye:'''Bütün dünya yıkılmadı,haber aldık ve
buradayız telaşlanmayın''diye bilmek çok önemli. Haitideki depremden
kötü görüntülerin önüne ''de böyle
geçilirdi. Çadır, battaniye, pişirilecek yiyecek dağıtımı bir kaç gün
sonraki işlerdir. Göçük altındaki mecburen bekler; fakat açlık
beklemez.Ülkeler karar alıp uçakları yükletip kaldırana kadar, gün gün
üstüne devrilmektedir. Kriz masaları başlangıçta olağan üstü duruma
ayak uyduramayıp krizi yönetememektedir.


      Haiti'nin nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgesi 7.3'le hak ile
yeksan olunca Kemal Güller'i ,verdiği bilgileri hatırladım.Haitilinin bir
avucunun Müslüman olması hiç önemli değil ''Allahım katından bize bir
kurtarıcı yokmu ?'' diyen insanların diyarı ve ayetin yerini bulduğu
bir hal.


       Ensar olmak 622 de tarihe kayıt düştü. Bu çağda Ensar olmak, Medinede ufka bakmak değil,bu çağda Ensar olmak; Keşmir'de ya da
Haiti'de ufka bakanlara koşmaktır.1492 yağmacılarının kararttığı
ufuklara yardımın insan olmanın kardeşliğini devleti beklemeden, emir
beklemeden,ilk suyu ilk ekmeği vererek insan gönlünü ısıtmaktır.
Yardım kuruluşu olmak; bu tecrübeyi biriktirmek,bu hızı
yakalamak, sadece ve sadece yardım kuruluşu olmaktan geçer. İnsanların
burada güveni ,orada duası akar, akar.


     7.3 birkere vurdu İnsanlık Haitiyi şefkatle sarmaya  döndü.Ve
insanlık Batı zenginliğinin kaynağı ,aşağılık sömürgeciliği yaptığı
zulmün yıkımını,bir kere daha hatırladı.


      Kurbandan sonra Haitiye bir kere daha ulaşan ulaşan yardım
kuruluşu İHH'ya teşekkür ediyorum.