İnsanlık tarihinin en acımasız, uzun süreli zalim aygıtı Duvardır. İnsanın güçle ihtişamla inşa ettiği bu duygusuz yapıya ruh ve his veremediği için, en uzun soluklu yokedici ve acımasız zulüm mekanizmasını kurmuş oluyor. 

Dünyanın yedi harikasından biri denilen, üzerinden bir taksinin gidebileceği öğretilen, uzaydan dahi göründüğü iddia edilen, kapıları, gözetleme kuleleri, bulunan Çin duvarı niçin yapılmıştı, acaba? Tarihin unutulan derinliklerinde hangi Aborjin'in kanı, gözyaşı, dramı saklıdır; Çin duvarının ardında, Allah'u alem. Ömer Muhtar filmindeki İtalyanların tel örgü duvarı, İngilizlerin Avustralya'da binlerce mile çektikleri tel duvar ve en yeni insanlık ayıbı duvarı Hindistan Azad Keşmirle-işgali altında tuttuğu Keşmir toprakları arasına sessizce örüverdi. 

Siyonistler 1948'den bu güne Filistinde dünyanın en öldürücü duvarını örüyor ve ördü.

Bütün dünya; O duvarı; insanı öldüren, insanlığı soysuzlaştıran, yarınlardaki pek çok kötülüğe milad olacak duvarı, ses çıkarmadan seyrediyor.

İsrail, Siyonizmin belirlediği hedefine doğru yürürken; örüyor, hücreyle kuşattığı yerin içini umuttan, yaşamdan, insandan (en çok uyguladığı yakma, yıkma, katletme; Moğolların taktiğidir) arındırıp duvarı kaldırıyor.

İsrail bazı yerlerde öyle duvar örüyor ki; Çin duvarından daha çağa uygunu: ''Bazı yerlerde dört şeritli oto yol gibi örüyor duvarı. İki yanında yedi metrelik tel örgüler, onlarında üstünde yüksek gerilim telleri uzanıyor. Kameralar, keskin nişancı kuleleri, ve ayrı bir zulüm noktası olan bir kaç geçiş kapısı. Bu anlatmaya çalıştığım şey gördüğüm en ürkütücü toplama kampı DUVARI. Köylüler, tarlalarının, zeytinliklerinin içinden geçen bu kargaşaya bir şey yapamadan bakıyor, ayrılıyor, birbirinden kopuyorlar. 

Duvardaki kapı İsrailli askerlerce tutuktu. Bu kapı onları geçimlerine; tarlalarına, zeytinliklerine bağlıyordu. Duvarın öteki tarafına geçmek isteyen her Filistinli her defasında iki dolar vermek zorundaydı.''(İsrail Adam Şamir)

DUVAR :1948 yılında Siyonistler Der Yasin Filistin köyüne öyle bir saldırı ve katliam yaptılar ki örnekleri ancak Amerikan yaratık filmlerindeki görüntü vahşetinin uygulamasıydı. İşte o korkunçluktan ürken Filistinlilerin vatansızlık serüveni o gün başladı. Begin ''O katliamı yapmasak İsrail kurulmazdı" itirafını övünerek ilan etmişti. ''1948'de o bölgede birde Ermeni köyü vardı. Yahudiler onları öldürmedi, kovmadı. Köyün etrafını duvarla çevirdiler. Bıraktıkları kapıya bir askeri nokta yaptılar. Köylüler,arazilerinden uzak düşünce geçimlerini kaybetti. Bu duruma çok dayanamadılar,on sene içinde son Ermeni de evini bir Yahudi'ye yok pahasına satıp gitti.'' (İ.A.Şamir) 

Altmış yıldır, İsrail devletinin uyguladığı duvar politikasının tek bir amacı var:Filistin'i, Filistinlilerden arındırmak ve mevcut tabiatını kökünden öldürmek.

Duvarın yapımı ve korunması: duvarda işçi olarak fakir Araplar çalıştırmaktadır, duvarın inşa parası ABD den gelmektedir.Ve günlük dört dolar karşılığında Rus ve Ukraynalılar güvenliğini sağlıyor. İşgal altındaki topraklarda Filistinliler işe, alışverişe yada: Kudüs'e giderken günde onlarca aramadan geçiyor, saatlerce kuyrukta bekletiliyorlar. Yahudilerse duvarın gerisinde başka bir duvarın içinde korku ile yaşamaktadır. Duvar herkes için şu anda hapishane konumunda, yarın işgalciler için; Baybars ne zaman gelecek paranoyasıyla daha büyük bir zindana dönüşecektir.

Ey insanlık aç gözünü: Gazze'nin etrafını çeviren duvar idamlığın boynuna takılan yağlı urgandır. Bir buçuk milyon Filistinli duvarın arkasında yavaş yavaş ölmektedir. 1948 deki gibi kaçmadıkları için İsrail tarafından bir yıl önce bütün dünyanın gözleri önünde acımasızca katliama uğradı. Zeytinlikleri söküldü ,tarım arazileri dozerlerle tarumar edildi. Medyada seyrettikleri karşısında insanlığın kanı donmalıydı; çünkü Gazze'de insanlık, onbinlerce yılın birikimi erdem, ahlak, bir hukuku  olan savaş, Hiroşima'dan daha fazla Gazze'de öldü. Kendi toplarında duvar içine hapsedilmiş insanların katledilişini, korkusunu, meskenlerinin ve ticaret hanelerinin yakılıp yıkılışını, geçimlik arazilerinin sökülüşünü bütün dünya aymazca, utanmazca seyretti.

Duvarın bir tarafı Mısır denilen, adı İslam ülkesi hanesine yazılan bir devlete komşu iken oraya açılan Refah kapısı gaddarlıkta İsrail'deki duvar kapılarını aratmıyordu .Gazze'ye yardım için dünyanın dört bir tarafından gelen doktorlar, yardım malzemesi ve yardım

ekipleri Mısır duvarına dayanıp kaldı. 

Siyonistlerin yıktığı Gazze'deki evlerin enkazı hala kaldırılmadan duruyor, çünkü enkazı kaldıracak araç gereç yok.

Gazzeli'nin içine gireceği evini yeniden inşa edeceği çimento, demir ve ekipmanlar Mısır'ın vicdanı kirlenmiş duvarında dayalı duruyor.

İsrail akbaba gibi Gazze'nin ölümünü acelesiz bekliyor. Ölmezse, direnirse yeniden gönderecek fosfor bombalarını, tanklarını, uçaklarını, ABD yapımı her türlü silahı çokça var çünkü elinde, bir de ABD'nin desteği ardında.

Bir aydır İngiltere'den başlayıp bütün Avrupa'yı geçip Türkiye'de güçlenip kuvvetlenen ''Filistin'e yol açık gönüllüsü'' bir avuç onurlu ve Gazze aşığı ,insanlık aşığı ve yardım aşığı insan da Mısır duvarına çarptı. Fakat, durmadılar. Devlet başkanlarının aymazlığına inat, BM üçkağıtçılığına inat, bütün dünyanın gözleri önünde yorulmadan duvarı yıkamasalar da deldiler.

Bütün insanlığa bir çağrı yaptılar: Duvar Filistin'i, duvar Gazze'yi eritmekte. Duvar Filistin'i tümden bitirmeden ciddiye alınmalı, ne olduğu bilinmeli ve yıkılmalıdır. Daha geç kalmadan duvarın acısı insanlığa dokunmadan ABD'nin bölgedeki nükleer savaş gemisi olan İsrail durdurulmalıdır.