Hariri suikastı için uluslararası mahkeme kurulması kararını BM Şartı'nın 7. bölümüne dayandırılmasını sağlayan ABD, kararın uygulanması için güç kullanma hakkını elde etti. Bush yönetimi, Suriye rejimini devirmek için zemin hazırlıyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastına karışanların yargılanması için bir uluslararası mahkeme kurulmasına yönelik kararı, Lübnan'daki bölünmüşlüğü derinleştirdi. Mecliste çoğunluğu temsil eden 14 Mart cephesi kararı kutlarken, Hizbullah ve diğer muhalif güçlerin tepkilerine ret ve şüphe damgasını vurdu. Bu durum zaten kırılgan olan ülkenin istikrarını tehdit edecek türden çatışma, şiddet eylemleri ve karmaşaya yol açabilir.

Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri Çin ve Rusya da dahil beş ülkenin, kararın BM Şartı'nın 7. bölümüne dayandırılmasına temkinli yaklaşarak lehte oy vermekten kaçınması şunu gösteriyordu: Bu ülkeler, ABD-Britanya-Fransa üçlüsünün uygulanması için güç kullanabilecek bu kararı çıkarma ısrarının arkasındaki hedeflerden dolayı endişe duyuyor.

ABD yönetiminin böyle bir kararı uygulamak istemesinin nedeni, Suriye'yi ve Lübnan'daki müttefiklerini korkutmak, kararın yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Suriye rejimini devirmek için askeri müdahalede bulunmak ve bazı aranan Suriyelilerin teslim edilmesini sağlamak.

ABD'nin güçlü olduğu açık; Saddam rejimiyle savaş öncesindeki ilişkileri de bunun göstergesi: Amerika Irak'ı kuşatmaya aldı, halkını aç bıraktı, Güvenlik Konseyi'nden Irak'a karşı 13'ten fazla karar çıkardı, yaptırım dayatmak ve Irak'ın kuzeyiyle güneyinde uçuşa yasak bölgeler kurmak için rejimin bu kararlara uymamasını gerekçe gösterdi.

Amerikalılar, bazı Suriyeli yetkililerin Hariri suikastına karıştığına işaret ediyor. Uluslararası bir komisyon birçok ileri gelen Suriyeli yetkiliyi Viyana'da dinledi ve Devlet Başkanı Beşar Esad hakkında da Şam'daki sarayında soruşturma yaptı. Fakat mahkemenin kurulması birkaç ay alabilir ve bu takvim ABD yönetimi için de uygun; zira ABD, Irak'taki şartları düzenlemek için zaman bulabilecek. Sonrasında da, Irak'ta kendisiyle istediği gibi işbirliği yapmayı reddeden Suriye'ye yoğunlaşabilecek.

Bu mahkemeyi önceden reddeden ve ABD'yi konuyu siyasileştirmekle suçlayan Suriyeli yetkililerse, kararın ABD-İsrail çıkışlı olduğunu ifade etti.
Bu da, uluslararası mahkeme kurulursa fazla işbirliği yapmayacakları anlamına geliyor.

Mahkeme Lübnan'ı yerle bir edebilir

Lübnan gergin şartlar altında yaşıyor. Kuzeyi, orduyla Fetih el İslam arasındaki savaş nedeniyle karıştı. Güneyiyse yeni bir İsrail saldırısına hazırlanıyor. Hükümetle cumhurbaşkanı birbirlerinden tümüyle kopuk. Tüm kanıtlar, ülkedeki şartların önümüzdeki günlerde daha da kötüleşeceğine işaret ediyor. Bu mahkemeden zarar görenler, Lübnan'ı hem kendilerinin hem de diğerlerinin başına yıkmaya çalışacak. ABD-Britanya-Fransa üçlüsü silah, para hatta koruma sunabilir, ancak iç istikrarı sağlayamaz, bazı kişileri ve sivil hedefleri, bombalardan ve suikast eylemlerinden koruyamaz.

Bu mahkeme, Lübnan'dan geriye kalanları da yerle bir edecek bir lanete dönüşebilir. Zira bazı kimseler, intikam ve küçük hesaplaşmalardan başka bir şeyle ilgilenmiyor. Kendi ülkeleri, güvenlikleri ve geleceklerinin aleyhine bile olsa..