Cenevre, geçtiğimiz cumartesi günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri bakanı John Kerry'nin, Esad'ın elindeki kimyasal silahlarla ilgili vardığı anlaşmaya ev sahipliği yaptı.  Ancak bu anlaşmanın kutlamaları Tel Aviv ve Şam'da yapıldı.  Çünkü Cenevre sayesinde Beşşar Esad, can simidine kavuşurken, kendi rejimini sonlandıracak askeri müdahale seçeneği de elenmiş oldu. İsrail ise, Suriye'yi stratejik silahlardan arındırma karşısındaki memnuniyetini gizleme gereği duymadı.

Anlaşmanın ilanından bir saat sonra Kerry, İsrail'e uçtu ve Benyamin Netanyahu'ya hem anlaşmanın detaylarıyla ilgili olarak hem de Suriye krizindeki gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Cenevre'den anlaşmayla dönmenin gururunu Tel Aviv'de gösteren Kerry, Netanyahu ile geçen görüşmesinde, İsrail'in kimyasal ve nükleer silahlardan oluşan büyük bir cephaneye sahip olduğunu bildiğinden Ortadoğu'nun bu silahlardan arınması gerekliliği gibi bir konuya değinmedi.

"The Bulletin of The Atomic Scientists" dergisinin son sayısına göre İsrail'de 80 adet nükleer savaş başlığı var. Bunun dışında 15- 190 arasında patlayıcı nükleer üretmek için gerekli olan radyoaktif maddeye de sahip.  İronik olan, İsrail'in " kimyasal silah üretiminin yayılmasını önleme anlaşması" na imza atmamış olması. Knesset'in güvenlik ve dış ilişkiler sorumlusu Avigador Liberman ise daha ilginç bir çıkış yaparak Esad'ın güvenilirliğini test etme yoluna gitti. Liberman'a İsrail hükümetinin, Suriye elindeki kimyasal silahların bulunduğu haritayı sunduktan sonra kendi istihbaratının elindeki bilgilerle karşılaştıracağını açıklarken, Kerry'nin yanında polis rolüne soyunan Netanyahu da, anlaşmayı gerçek bir teste tabi tutmak için Esad'ın elindeki kimyasal silah deposunun tam anlamıyla inha edilmesi gerekliliğini ifade etti.

Cenevre anlaşması Suriye muhalefeti için kötü bir adım oldu.  Suriyeli muhalifler, rejimin vurulmasını hayal ederken ve savaşın kurallarını kendi lehine çevirebileceklerini düşünürken, sonuç tam tersi oldu ve rejim katliamlarına devam etmek ve hatta muhalefeti bitirmek için yeterince zaman elde etti. Çünkü bölgenin kimyasallardan arındırılması için anlaşmanın verdiği süre doğal olarak uzayacak. Bunun en büyük işareti ise, savaşın gölgesinde uzmanların güvenliğini sağlamak mümkün olmayacak olması. Bu da işlemin belirlenen sürede bitmeyeceği anlamına gelir.

Kimyasal silah imha uzmanlarına göre, süreci kontrol etmek için 7 ila 10 seneye ihtiyaç var. 2.5 ton kimyasal silaha sahip olan Rusya ile 30 bin ton kimyasala sahip olan ABD ise bu işe 15 yıl önce başlamış olmalarına rağmen henüz depolarındaki silahları yok edebilmiş değiller. Bu tarz silahların yok edilmesi için Suriye'de yeniden bir alt yapının kurulması gerekiyor. Uluslar arası anlaşmalarda kimyasal silahların üretildiği yerde yok edilmesi şartı var. Bunun dışında bu süreç için yüz milyonlarca doların da gözden çıkarılması gerekiyor ama henüz bunu kimin üstleneceği belli olmadı.

Şam'ın köylerine yapılan kimyasal saldırıdan sora harekete geçen ABD, saldırıda ölenlerin sayısının şu ana kadar Suriye iç savalında ölenlerin %2'sine bile tekabül etmemesine rağmen dikkatini kimyasal silahlar üzerinde yoğunlaştırmaya başladı. Yani bunun anlamı şu: Amerika, Suriye'de ölen yüz binden fazla insanı değil, İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinin halkını tehtid edebilecek stratejik silahları önemsiyor.  ABD ve uluslararası toplum Suriye'deki sivilleri düşünselerdi, anlaşmanın yalnızca kimyasalları değil, hava kuvvetlerini ve balistik silahların da kapsaması konusunda ısrarcı olurlardı.

Cenevre anlaşması, Obama'nın Suriye'ye müdahale konusunda Kongre'den onay almaması karşısında düştüğü ikilemden sonra ortaya çıktı. Müdahaleye onay vermeyenlerin baş tereddütü ise, Esad'ın zayıflamasıyla Suriye'de rejime karşı savaşan radikal İslamcıların güçlenecek olması. Yani şu ana kadar Esad'ın gitmesi için savaşan tüm İslamcı gruplar, varlıklarıyla bir anlamda Esad'ın ömrünü uzatan önemli unsurlar oluyorlar.

Kaynak: Kudsü'l Arabi
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız