Şimdi her şey çok farklı. Barack Obama Washington'a, vizyon sahibi yabancı olarak dönmüyor. Getirmek istediği yasal değişiklikler çok daha az kişinin nefesini kesiyor. Pişmanlıklar ise gündemde daha çok yer tutuyor.
-Şimdi her şey çok farklı. Barack Obama Washington'a, vizyon sahibi yabancı olarak dönmüyor. Getirmek istediği yasal değişiklikler çok daha az kişinin nefesini kesiyor. Pişmanlıklar ise gündemde daha çok yer tutuyor.
Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü ellerine alan Cumhuriyetçiler'in, Başkan'ın gündeminin temel taşlarını sökmek üzere harekete geçmeleri bekleniyor. Sağlık sistemi ve maliye reformlarını yürürlükten kaldırmaya yönelik önergeler olacak. Elizabeth Warren'ın, yeni tüketicileri finansal olarak koruma ofisi -ki, alt gelir gruplarına verilen onca vahşi krediden sonra son derece gerekli- gibi mütevazı fikirler bile kendilerine sığınak aramak zorunda kalacak. Demokratlar'ın Senato ve Beyaz Saray'ı kontrol altında tuttuğu göz önünde bulundurulursa yasama girişimlerinin hepsi değilse de çoğu sembolik olacak. Çay Partisi'nin kurucusu Michel Bachmann dün, mali reform yasasının Anayasa'ya uygun olup olmadığını sorguladığında, mahkemelerde sürdürülebilecek olan yeni bir saldırı hattını açmış oldu.
Öyle ya da böyle, her iki tarafın da, herhangi bir şeyi hayata geçirmek için önemli sayıda senatöre ihtiyaç duyduğu bir ortamda Cumhuriyetçiler'in stratejisi Senato'daki azınlık grubu lideri Mitch McConnell'ı, Demokratlar'ın hesapları için çok önemli hale getirmek ve böylelikle önemli tavizler elde edebilmek olacak. Obama'nın, Bush döneminin zenginlere vergi kesintilerini uzatması kendi partisinde pek çok kimseyi dehşete düşürmüş olsa da, söz konusu anlaşmanın pazarlıklarını gerçekleştiren McConnell yine aynı şeyin peşinde olacak. Obama'nın başkanlığının ilk döneminde kutsal slogan hale gelen partilerüstücülük, artık Cumhuriyetçiler'in öncelikli gündem maddelerine doğru kayacak. Federal borcu mevcut düzeyi olan 14 trilyon doların üzerine yükseltmek yeni siyasî yapılanmanın ilk sınavı olmaya aday.
Demokratlar'ın umudu, mevcut hükümette ve dolayısıyla reel bütçelerde rol almalarının, Cumhuriyetçiler'i yıkıma götürmesi. Bu, uygulamada gayet makul görünüyor (üç başkan; Ronald Reagan, baba George Bush ve oğlu açığa 848 milyar dolar eklemişti). Ama Fransızların dediği gibi, acaba teoride işleyecek mi? Ancak Beyaz Saray mesajını keskinleştirirse. Dün Robert Gibbs'in basın sözcülüğü görevini bırakacağı haberi, başkanın, yakın çevresini yeniden şekillendirmeye yönelik hamlelerinden sadece biriydi. Bunların arasında, Chicago Belediye başkanı Richard Daley'nin kardeşi William Daley'in özel kalem müdürlüğüne getirilmesi de yer alabilir. Obama'nın, geçtiğimiz yıl, Demokratlar'ın solcu değil, ortanın solunda bir hükümet olmak üzere görevlendirildiğini söyleyerek sağlık reformunu eleştirmiş bir ismi aday olarak düşünmesi dahi, kafasının ne yöne doğru gittiğinin bir göstergesi.
Demokratlar'ın da kendi emelleri var. Pek çok Demokrat senatör, çoğunluk lideri Harry Reid'e, parlamentoyu tıkayan kuralları değiştirmesi yönünde telkinde bulundu. Eskiden nadiren başvurulan, Senato'nun üçte ikisinin kabul etmesi durumunda tartışmayı durdurma kuralına 2007-08 yasama yılında 139 kez, 2009-10 yasama yılındaysa 136 kez başvuruldu. Bu hükümeti yavaşlattı, sağlık sistemi reform paketinin en önemli kısmı olan sağlık sigortası seçeneğini nakavt etti ve dokuz kişilik federal yargıç görevlerinden birinin boş kalmasına sebep oldu. Birkaç reform seçeneği var: Parlamentoyu tıkama eşiğini 60'tan 56'ya indirmek bunlardan biri olabilir; devamı için belirli sayıda senatörün onayını istemekse bir başkası.
İlk iki yılki deneyiminin ardından Obama, muhalefetin, köktenci duyguların ateşiyle hükümetteki ilk hatalarını yapmalarını beklemeli. Ilımlı görünmek ve makul konuşmak rağbet görecektir ama iş görmek açısından pek işe yaramaz.
Başyazı The Guardıan
Kaynak: Zaman